English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Beyaz mı

Beyaz mı translate Russian

2,195 parallel translation
Kırmızı mı, beyaz mı roze mi içeriz bilemedim.
Не могла выбрать, какое вино лучше взять : белое, красное, розовое?
Ahh, siyah-beyaz mı?
Черно-белое?
Babam kırmızı mı beyaz mı alayım diye soruyor?
Отец спрашивает, красное или белое?
- Beyaz mı, kırmızı mı?
Белое или красное?
22 tane boktan beyaz aracı olan bir adam için bir sürü olasılık var, bu işi ileri götürüp, beni nereye ulaştıracağına bakacağım.
Так что для парня, единственный актив которого - 22 отстойных, белых фургона, это практически идеальный сценарий, и я собираюсь плыть по течению и узнать, куда меня вынесет.
Şu beyaz çöp dondurma mı?
Мороженое для бедных?
- Beyaz yakada çalışmadığına şaşırdım.
Я удивлен, что ты не захотел сам вести это дело.
Beyaz insanların sorunlarını 200'e alayım, Alex.
Какие интересные проблемы бывают у белых, Алекс.
Muhafız Teşkilatı'na yaptığımız gibi beyaz bayrak sallayarak gireriz.
Мы помашем белым флагом, как было с национальной гвардией.
Ayak izinde bulduğun beyaz madde ve Katie'nin yatak odasındakiler kalsiyum hidroksit, jips ve kuvartz karışımı.
Белые частицы, найденные в отпечатке обуви и в спальне Кэти - это смесь гидроксида кальция, гипса и кварца.
Beyaz At Yolu'na çıkalım.
Езжайте по Уайт Хорс Пайк.
Benim, oğlumun nişanlısının bu sabah mutfakta beyaz saçlı bir adam hayal ettiğine inanmamı mı bekliyorsun?
Вы ожидаете, что я поверю, что невесте моего сына просто привиделся человек с седыми волосами на кухне этим утром?
Ben de pek beyaz atlı prens gibi davranmadım.
Я был не очень-то прекрасным принцем.
3 Kasım günü, Matt Lehrich Beyaz Saray basın işerinden, dedi ki
Слова Мэтта Лэрича 3 ноября из офиса Белого Дома по связям со СМИ :
Sadece beyaz insanların olduğu popülerlik balosu platformu yapamayacağımıza göre...
Раз мы не можем сделать нашу приветственную платформу выпускникам только с белыми участниками, я думаю нам надо сделать её
Ayaklarım seninkilerden daha beyaz değil.
И мои ноги не белее твоих.
Zavallı beyaz Billy Thuggery'dan iki tane almamış olsaydım, kazanmış olacaktı.
Она выиграет, если у меня не будет парочки белых из самого бедного гетто.
Burada beyaz şarap mı var?
Белое вино?
Beyaz mı?
Белый?
Beyaz Saray aradı mı?
Из Белого Дома звонили?
Oreo kurabiyesinin ortasındaki beyaz kremayım ben.
Или белая вкусная начинка в печеньке.
Beyaz Saray artık fışkıran kuyuyu tıkamak için diğer ülkelerden gelen yardım tekliflerini kabul ediyor.
... с Белым Домом получают предложения помощи от других стран в тампонаже скважины.
Az önce hepsini garajda eski siyah beyaz televizyonu çatlamış ekranından izlerken yakaladım.
Я только что застукала их в гараже за просмотром черно-белого телевизора с треснутым экраном.
Sanırım beyaz kamyonetin yanındaydı.
Я думаю, что это было недалеко от белого фургона.
Beyaz tahta kalemi ararken kendilerini görecek kadar şanslıydım.
Угощайтесь булочками. Я обнаружил их, когда искал маркер в кабинете напротив.
Bekle şimdi ne yapayım? - İçindeki haplar beyaz ve elips olmalı ama öyle değil, değil mi?
Секунду.
Gerçekten son kalan beyaz meşe kazığını, herhangi bir vampirin öylece gelip alabileceği bir yerde sakladığımı düşünüyorsun değil mi?
Ты думаешь, я бы действительно оставил последний оставшийся кол из белого дуба там, где любой вампир может его найти?
Onun o zengin, yaşlı beyaz herif suratını yumruklayacağım.
Я набью ему его богатенькую, старую белую рожу.
El yapımı, parlak beyaz düğmeler- -
Ручное шитье, жемчужные пуговицы...
"Aslında ben yarı-beyazım" diyebilir.
Он может сказать : "На самом деле я наполовину белый".
Ama benim düşüncem hiç önem taşımıyor, bilirsin, çünkü ben beyazım, şey gibi...
Но моему мнению не придается значения, видимо, потому что я белый, и это как-то...
Ben sadece bir Beyaz Saray avukatıyım.
Я просто юрист в Белом Доме.
Parks Recreation üniforması giyen beyaz bir erkek şüpheli var. Adamımız bu.
Это белый мужчина, одетый в форму "зона Парка и отдыха".
Beyaz bayrak sallamak için biraz geç kalmadım mı sence?
Поздно после драки кулаками махать, не думаешь?
Beni Beyaz Saraya senin soktuğunu duymaktan ne kadar sıkıldığım hakkında en ufak bir fikrin bile yok.
Если бы вы только знали! Да меня уже тошнит, что ты постоянно твердишь, как посадил меня в Белый Дом.
Kendim seçilmemi sağladım, kendi kendimi beyaz saraya soktum.
Я сам выиграл выборы. Я сам посадил себя в Белый Дом.
Bu yüzden, bu sabah alabileceğim küçük teselli neyse alacağım, Basitçe gerçeği söyleyerek, gerçeği, Beyaz saray çalışanı Amanda Tanner ile ilişkim vardı.
Руководствуясь этим слабым утешением, этим утром я решился сказать правду, а правда в том, что... у меня был роман с помощницей в Белом Доме
Bu arada, eğer beyaz atı seçeceksen,... sanırım bunu senin için bulabilirim.
Кстати, если решишься на белого коня, думаю, я смогу тебе помочь.
Kollar aşağıdaysa "beyazım ve üzgünüm" demektir.
Нет, нет, нет. Руки внизу говорят :
Bana kendi atalarıyla ilgili araştırma yapmamı söylediğinde Michelle Obama'nın beyaz akrabalarıyla ilgili duyduğum haberi hatırladım ve bunu yutacağını biliyordum.
Ну так вот когда он попросил меня посмотреть его родословную в сети, Я вспомнила новость про то, что у Мишель Обамы есть белые родственники, и я была уверена, что он поведется на это.
" 90 dakika içinde Beyaz Saray'dan tüm haber ajanslarına e - posta yağacağını söyleyen isimsiz bir aramayı cevapladım.
Мне позвонил анонимный источник в 7 : 30 сказал, что Белый дом отправит имэйл всем новостным агенствам через 90 минут, и очевидно он был прав.
- Mathias, sadece Alma beyaz şahine anlatacağım ki onun torunu öldürüldü.
Матайас, я только что сообщил Элме, что её единственный внук был убит.
Biraz şöyle oluyor, aradığımız 30'lu yaşların başlarında beyaz bir erkekti.
Вроде этого : ищем белого мужчину 30-35 лет.
Alkollü araba kullandığım için yakalanmadım birbirinin gözünü oysun diye horoz yetiştirirken yakalanan fakir, kenar mahalle beyazı değilim.
У меня нет трех D.U.I Я имею ввиду, это не как какое-то дно жизни Где пойманные петухи выклевывают друг другу глаза
Seni Asyalı ben sanmıştım fakat anladım ki ben, beyaz senim.
Раньше я думала, что ты мой азиатский вариант. Но теперь я уверена, что это я европейский вариант тебя.
- Tamam, tamam. - Baksana, çok mu beyazım?
- Я к ней подкатываю?
Ben vurma yetkisi için Beyaz Saray'ı ararım.
Я позвоню в Белый Дома, чтобы подтвердить полномочия по нанесению удара.
Beyaz bir elbise giyiyorsun, Hannah. Anladın mı?
Ханна, на тебе белое платье, сечёшь?
Kollarımı deli gibi Beyaz Saray'a doğru sallayıp Başkan'ın dikkatini çekmeye çalışırken ahmak gibi hissediyorum.
Слушайте, я чувствую себя здесь дураком, размахиваю руками возле Белого Дома как сумашедший, пытающийся привлечь внимание Президента.
Beyaz Saray'dan haber var mı?
Что слышно из Белого дома?
Bin tane sevimli kelimeler bu kadar değerli olmayacak. Selam, Lemon, fazla Sodalı beyaz şarabım vardı, düşündümki...
Привет, Лемон, у меня тут как раз лишний шпритцер с белым вином.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]