English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Bıçak mı

Bıçak mı translate Russian

605 parallel translation
- Bıçak mı?
- Нож?
Yastığın altındaki bir bıçak mı?
- Нож под подушкой?
- Silah mı, bıçak mı?
- Ножи или пистолеты?
Bu ne bu, bıçak mı?
Это что по-твоему? Это нож.
Harika! Nedir bu? Bıçak mı?
Твоя мама просила тебе передать это.
- Çantanızda bıçak mı var?
- У вас в сумке есть нож?
Micro-hibachi mi yoksa bıçak mı?
Гриль или ножики?
Sen ona bıçak mı diyorsun?
И это называется нож?
Kauçuk bıçak mı?
Резиновый нож?
- Bıçak mı?
По-английски?
O bıçak kaybolursa, onu sırtında arayacağım.
Если этот нож пропадёт, то я найду его в твоей спине.
Kafalarında yirmi bıçak yarasıyla kalkıp, iskemlemizi alıyorlar altımızdan. Adam öldürmekten daha korkunç bu.
Имея двадцать ран на голове, И гонят нас со стульев, что страннее, Чем самое убийство.
Gördüğünüz gibi, bayanlar ve baylar, yardımcımın kafası bıçak dolu kutunun içinde sıkışmış durumda.
Синьоры, вы изволите видеть, голова моего помощника была проколота насквозь Кинжалы прошли через коробку.
Müfettiş, bilekteki kesiğin o bıçak yüzünden oluştuğunu düşünecek olursak, bunun bir kaza sonucu mu olduğunu yoksa kan lekelerini açıklamak için cinayetten sonra bilerek mi yapıldığını gösterecek bir kanıt var mı? - Oh, sayın yargıç!
Инспектор, если рана на запястье и в самом деле от ножа, тогда есть ли факты, указывающие, что порез был результатом несчастного случая и не был нанесен намеренно, чтобы оправдать наличие пятен крови?
Benim kanıtlayamadığımı kanıtla acı ve bıçak birbirinden ayrılabilir.
что боль и нож могут быть отделены друг от друга.
Bıçak tabağımı deldi!
Мой нож прошел прямо через мою тарелку!
Bize sabundan yapılmış iki bebek... bozuk bir köstekli saat... bir bıçak... ve hayatlarımızı vermişti.
Он подарил нам две куклы из мыла, сломанные часы и цепочку, нож... и наши жизни.
- Bıçak yarası mı?
- Hожевая?
- Kaptan, bıçak sizde mi? - Bıçak mı?
Он у вас, капитан?
- Ama Scott'u bayanı tutarken bulduk. Bıçak... Üzgünüm, ama yapmalıyım.
Но должен напомнить, что мы нашли мистера Скотта с нею в руках.
Bize iyi bir bıçak lazım.
Нужен хороший нож.
Bıçak mı?
Да ты шутишь.
Bıçak kavgasında mı?
На ножах?
Ama bu seferki silahım bıçak değil, gerçekti.
Но на этот раз у меня был не нож, моим оружием была правда.
İstediğin zaman zincir veya bıçak ya da usturayla kapışmaya hazırım.
В следующий раз выходи лучше с nozhom или britvoi.
İstediğin zaman bıçak dövüşüne varım diyosun.
Что ж, когда скажешь, точи свой nozh.
Hep bıçak taşırım!
Да я всё время хожу с ножом.
Gözlerindeki korku ve göğsündeki bıçak annem hakkında hatırladığım son şeyler.
Страх в ее глазах и нож в груди. Это последнее воспоминание о моей матери.
Aman Tanrım. McAngus onu son gördüğünde, Düşman ordusunun yarısını karşısına almış, elinde de silah olarak sadece ufak bir çatal bıçak takımı varmış.
Да, Мак Ангус видел, как король оказался лицом к лицу с целым войском турок в одном исподнем.
Bıçak mı?
Я моего князя жена, не боюсь твоего ножа!
- Yeni çatal bıçak takımı.
Новые приборы, Ричард.
Muhasebecin çatal bıçak takımına herhalde iki kez ödeme yapmış.
Похоже твой бухгалтер переплатил за посуду. Альберт, Альберт прекрати.
Ardından sana doğru bıçak fırlatacağım.
Я привяжу тебя к мишепи... и буду бросать в тебя ножи.
Eğer onu bir daha görürsem karnına bir bıçak saplayacağım!
... я пырну её ножом в живот. ... я сниму кожу с её лица.
Ve bunu da kötü çocukken, sokaklardayken yapmıştım. Bu bir bıçak.
Эту я сделал, когда был уличным мальчишкой, нож означает месть.
Nakit için birisi bıçak çeker beni delik deşik eder, yerde kanlar içinde kalakalırım!
Кто-нибудь сразу приставит мне нож, порежет и оставит истекать кровью.
Hergün 4 sefer almalısın.Unutma. Bir bıçak yardımı ile böl.
Ты должен принимать его четыре раза в день. Он расталкивал это ножом.
Bıçak yardımıyla... Bir, iki, üç.
Затем ножом раз, два, три.
- Ben sıcak suyu bıraktım.
– Я не пользуюсь горячей водой.
Bıçak yarası mı?
Нож?
Bıçak mı?
Нож?
Bıçak çeken Meksikalının kürekle bacağını sakatladım, hepsi o kadar.
Тот мексиканец с ножом я просто перебил ему ногу лопатой. Я его не убивал, ничего такого.
Neden bir bıçak alıp, biz uyurken gırtlaklarımızı kesmediniz?
Почему вы не взяли нож и не перерезали нам горло, пока мы спали?
Bir bıçak ve çekiç alıp insanlara saldıracağım.
Я возьму кинжал и молот и нападу на людей.
Mösyö Parsons çatal bıçak takımından zarar gören var mı?
Месье Парсонс! Вы не заметили, у вас все ножи на месте?
- Orada ne olacağını sandın, bıçak falan mı?
А ты думал, что у меня там нож или еще что? Мог быть баллончик.
Evet efendim. Bunu yapmanı Bıçak Yarası mı söyledi?
Тебя этому Удар научил?
Sanırım bir çukur kaçırdın Bıçak. Yine de kullanabiliyor.
Ты пропустил одну кочку, Удар.
Örneğin bıçak, öğreneceğin son alettir. Tamam mı?
Например, нож осваивают в последнюю очередь.
İyi, doktorun elektrikli battaniyesinin sıcak tellerine bırakıyorum sizi... onun kendi icadı, korkarım sizi yakalamayacak.
" то ж, мистер Ћайтбоди, оставл € ю ¬ ас наедине с электрическим оде € лом,.. ... ещЄ одним изобретением доктора еллога. Ќадеюсь, оно ¬ ас успокоит.
Heywood'a söyle, boğazına bıçak dayadığım için üzgünüm Hiç kuvvetim kalmadı.
Нет. Передайте Хейвуду мои извинения за то, что я приставил нож к его горлу.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]