English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dayan

Dayan translate Russian

7,447 parallel translation
- Yani? - Yanisi çok uzaklaşırsanız bağınız kopacak, dayanılmaz acı verecek ve ikiniz de öleceksiniz.
Если разойдётесь слишком далеко - получите дикую боль и оба умрёте, короче, могила.
Çok dayanıklı bir kızın var.
У тебя самый крутой ребёнок в этом районе.
Kabadayı tipler kapımıza dayanıp beni ve Michael Vincent'ı tehdit etse ve bu senin suçun olsa seni evden atmaktan daha fazlasını yapardım.
Если бы на нашем пороге появился бандит, угрожающий мне и Майклу Винсенту, и это было по твоей вине, я бы пошла куда дальше, чем просто выпнула тебя из дома.
Yoğunluğuna bakılırsa, basınca dayanıklı cam. Karbonasyon düzeyine dayanacak şekilde imal edilmiş.
Судя по плотности, это износостойкое стекло, созданное, чтобы выдержать карбонизацию.
Sen içsene? Eninde sonunda içeceğim ama artık insan dayanımına sahibim. Daha ucuz oluyor ama çok daha az eğlenceli.
Я выпью, но теперь я человек, а значит напиться дешевле, но не так весело.
"Kıza dayanıklı." Kadınlardan tam bir ara.
Разорвать со всеми женщинами.
Dayan!
Подожди!
Çünkü o sütun yük dayanımı.
Я говорю тебе, что это несущая балка.
Yük dayanımı olduğunu bilmiyordum.
Я не знал, что она была несущая.
Aküyü şarj edersek daha uzun süre dayanır.
Если мы зарядим батарею, сможем ехать дольше.
En ileri araştırmaya dayanıyor.
Это основано на современном исследовании.
Düşündüğünden daha dayanıklı çıktın.
Ты намного крепче, чем я думал.
İçinden yangına dayanıklı bu çanta çıktı.
И внутри нее была огнеупорная коробка
Bütün bunları dayanılmaz buluyorum.
Если честно, я считаю этот прием невыносимым.
Dayan Alex. Dayan!
Держись, Алекс.
Gey evliliğin bütün yasal saldırılara dayanıklı olabileceğini düşünüyorsan,... onu savunmak için çıkan her fırsattan zevk alman gerek.
Если вы считаете, что однополые браки могут противостоять всем юридическим нападкам, вам стоит радоваться любой возможности защищать их.
Şimdi bunu ayarlarsam, üç gün dayanır bana.
Ладно. Если я нормирую это, это продлится около трех дней.
- Dayan.
Мы идем.
Yıllarca öncesine dayanıyor.
Он уже много лет это делает.
Büyük bir cadı avcısı olduğu... namı bizim zamanlardaki başarılara dayanıyor değilk mi?
Пусть он навсегда запомнится всем как величайший охотник на ведьм. Я не права?
Kolombiya Donanma SEAL takımı için pek güvenli bir yer değil ama dayanırız.
Колумбия - не самое безопасное место для пребывания там "морских котиков", но они справятся.
Seninle geçmişimiz çok eskiye dayanır.
Ты и я, мы многое прошли.
Dayanıklılık, güç, hız.
Выносливость, сила, скорость.
Son iki saattir füzelerden kaçıp dayanıklılığını zorluyorsun.
Хэй, ты уклонялась от ракет и испытывала свою выносливость почти два часа.
Görebileceğin gibi New Delphi, ticaret dayanışması üzerine kuruludur.
Нью-Делфи построен на фундаменте торговли.
Geliyorum, dayan!
Я иду! Иду! Держись!
Ve tabii, Hoffman acıyla kıvranıyor dayanılmaz kâbusu bitirmek için doğru ya da yanlış her şeyi söylüyor.
И Хоффман, сходящий с ума от боли, говорящий всё : правду и ложь - лишь бы прекратить этот мучительный кошмар.
Dayan bakalım ağabey.
Держись, старший брат.
Dayan dostum.
Держись, друг.
Kurt kapıya dayanır.
И под дверь приходит волк.
- Dayanın, yoldalar geliyorlar.
- Будь начеку.
Aynı zamanda da inanılmaz derecede hassas ve dayanıklı.
" стойчивый и хрупкий в одно и то же врем €.
- Eğer çok dayanıklıysanız,
- Если вы это не воспринимаете, - В ходе многих сеансов
Günümüz fobileri büyük ihtimalle geçmiş yaşam deneyimlerimize dayanıyor. Çok çok erken yaşlardaki yetenekli, dahi çocukları düşünün.
Возможно, причины наших фобий кроются в трагедиях прошлых жизней, так же, как и таланты, которые проявляются в раннем возрасте.
Biraz dayan, tamam mı?
Просто держись, ладно?
Uyuşturucuya dayanıklılığı oldukça yüksek.
У нее довольно сильное привыкание.
İkinizinde, yüksek meleğe göre çok üstün mükemmel dayanıklılığınız gitti.
Вы оба только и болтали как вы сильны, намного сильнее высших ангелов.
Zihnini kırıp bedenini alamayacağımı söylemiştin ve sen de çok dayanıklı birisi olduğun için ben de işleri silaha çıkarmaya karar verdim.
Ты сказал, что я не смогу сломить твой разум и завладеть твоим телом, будто ты очень твёрд в своих решениях. Я решил углубиться сильнее.
Bu şartlar altında gayet iyi dayanıyorsun.
Знаешь, ты бодрый, когда видишь возможность.
Koku gerçekten dayanılmaz.
Запах невыносимый.
Kanserken bile en dayanıklımız sendin.
Даже, когда ты была больна, то всегда была нашей опорой.
Program sana dayanıyor.
Программа зависит от тебя.
Dayan, lütfen.
Держись. Пожалуйста, держись.
15 dakika daha dayan, sonra evdesin.
Продержитесь 15 минут, и все будет в порядке.
Aslında doğrudan soyguncu, kimlik hırsızlığı yapan ve Amcam Xavier'ı da katarsak, San Pasqual'da elalemi kıçından bıçaklayanlara dayanıyor sülale ama soyumuz onurludur.
Ну, лично я вырос в семье грабителей, мошенников и, в случае дяди Хавьера, главного педика в Сан-Паскуале.
Dayan.
Потерпи.
Dayan Oda Mae.
Держись, Ода Мэй.
Rice'la geçmişiniz epey eskiye dayanıyor, biliyorum. Ama söyleyeceklerim çok da olumlu şeyler değil, tamam mı?
Ладно, слушай, я знаю, что вы с Райсом давно знакомы, так что, я не буду говорить ничего, в чём не уверен, ясно?
Dayan.
Держись.
- O temel dayanıklı değil.
Земля может рухнуть.
Bütün savaşlar bir aldatmaya dayanır.
Все войны основаны на обмане.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]