English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Dayanın

Dayanın translate Russian

1,272 parallel translation
Dayanın!
Держитесь!
Dayanın!
Эйлин!
Dayanın!
Держись! Держись!
Dayanın.
Держись.
Ben gelinceye dek dayanın.
Держитесь пока я не вернусь.
Dayanın.
- Держись!
- Uğraşıyorum. Biraz dayanın.
Я над этим работаю, подождите.
O kadar dayanın sonra gitmeye hazır oluruz!
Продержитесь их, и мы сможем уйти.
- Hadi! - Dayanın kızlar.
Девчонки, подождите!
Dayanın, yardım yolda!
Сейчас окажем вам помощь. Потерпите.
Hadi duvara dayanın!
А ну, к стене!
Duvara dayanın!
Сюда, к стене, к стене.
Dayanın, Rose. Sizi almaya geliyorum.
Держись, Роза, я иду за тобой.
Arkadan kulağına bir tane sıkacaksın, görelim bakalım ne kadar dayanıklı.
Я хочу, чтоб у него в башке была лишняя дырка. - Какой крутой он тогда будет.
Bak, ben arkadaşın Garrett'a olanları duydum. Nasıl dayanıyor? Şokta.
Слушай, мне жаль, что так вышло с твоим другом Гарретом.
Yani, elim buna yatkın, pisliğide takmam, ve dumana karşıda yüksek dayanıklılığım vardır.
В смысле, я хорошо работаю руками, я не против грязи, и я хорошо терплю испарения.
Bir kadın olarak, sana saygı duyuyorum. Bizim yaşlarımızdaki bir kadın dayanıklı olmazsa mutlu olamaz diye düşünürdüm.
Мне без разницы, что обо мне думают.
Hayır, River ve Simon olmadan her şeyin... bizim için daha kolay olacağını ben de biliyorum... ama sence ne kadar dayanırlar?
нет, я думаю что дела пойдут более гладко для нас... без Ривер и Саймона на борту... но как ты думаешь, сколько они еще пробудут у нас?
Sen bir vampirsin ama haça karşı dayanıklısın.
Ты вампир. И, тем не менее, тебя не губит крест.
- Güney Amerika toplumu, - Farklı kaynaklardan olan bileşiklerin, daha dayanıklı bir çocuk olmasını sağladığını söyler.
Южноамериканцы считают, что многочисленные половые отношения с разными партнерами - залог здорового ребенка.
Cadılar bayramı geleneği tarih boyunca süregelmiş efsanelere dayanır. Bu da o gece ruhsal etkinliğin gerçekten arttığını gösterir. Onları açığa çıkarmak için bu fırsatı kullanabileceğimizi düşündüm.
По древним легендам в эту ночь духи активизируются и я решил попробовать воспользоваться обстоятельством для того, что бы в ходе совершения ритуала из выявить.
Ama son zamanlarda öne sürdüğü "özgür irade" metodu Aşırı özgürlükçü bir temele dayanıyordu ve başarısız olması kaçınılmazdı.
Однако метод "свободной воли", который он начал внедрять в последнее время, основан на более мягком подходе, и потому обречён на провал.
Ne oldu? Bak, tüm bilgi burada hazır, senin listene dayanıyor, ayrıca planın tamamı.
Слушай, здесь у меня вся информация по твоему списку... и план действий.
Sonra dayanılmaz acılar çekmeye başlarsınız.
Ты испытываешь мучительную боль.
Dayanın.
Поехали!
Pembe çiçekli bir kumaşı varmış. Üstelik depreme veya su baskınına karşı dayanıklı. En azından hangisinin bize ait olduğu belli olacak.
Внутри розовый бархат и драпировка, плюс ручная гравировка, после землетрясения или наводнения, будет понятно, что это она.
Ama seni gerçekten aramaya ihtiyacı vardı. Sizin arkadaşlığınız eskiye dayanıyor. Sen babasını tanıyordun.
А ему нужно было позвонить тебе, вы столько знаете, друг друга, ты знала его отца.
Bu benim ağrılarım için. Doktorum dedi ki bu beyinde endorfin salgılanmasını sağlıyor ve ağrılarımın dayanılabilir bir düzeyde kalmasına yardım ediyor.
Доктор сказал, что так повышается уровень эндорфинов, и тогда с болью можно справляться.
İlaçlar olmadan bir hafta dayanırsan kliniğe bir hafta uğramazsın.
Я дам тебе освобождение на неделю от работы в клинике, если ты проведешь неделю без наркотиков. Ни за что!
- Beş dakika daha dayan, canım. Ben senin canın değilim.
Еще пять минут, хорошо, милая?
Fazladan kan, enjeksiyonu dayanıklılığını arttırır, fakat aynı zamanda kanı da yoğunlaştırır.
Иньекции дополнительных эритроцитов не только поднимают уровень выносливости, но ещё и сгущают кровь.
Bu serseriler Amerikalıların içkiye dayanıklı olmadıklarını sanıyorlar.
Эти ублюдки думают, что американцы не умеют пить.
Yeni Sertleşme Problemi ilacınız ile ilgili bu tanıtım, yaşları 45 ile 75 arasında olan 100 erkek üzerinde yaptığımız araştırma sonucunda ortaya çıkan ilgi konularına dayanıyor.
Наши исследования показывают, что целевая аудитория для вашего нового лекарства от эректильной дисфункции – мужчины в возрасте от 45 до 75 лет, и еще пара джентльменов старше ста лет проявляет к нему живой интерес.
İnsanı nasıl daha güçlü kıldığını ve sezgilerini kuvvetlendirdiğini. Daha dayanıklı.
Что он делает тебя сильнее, эластичнее, внимательнее.
Bu şema mesajınızda aldığımız bilgiye dayanıyor.
Эти схемы основаны на информации из вашего послания.
Bu yeni koşullar altında onların yeni evler ve çalışacak yeni işler bulmaları bize ve nasıl dayanışma içinde olduğumuza bağlı.
Мы должны проявить солидарность с ними и сделать так, чтобы они нашли его, и продолжали трудиться в новых условиях.
Dayanılmaz küstahlığına rağmen tanrı-kral, Sparta'nın kahramanlığını ve savaş becerisini alkışlamaya geldi.
Несмотря на твою неисправимую заносчивость богоподобный царь пришёл воздать должное спартанской доблести и военному мастерству.
Bütün büyük dinler hayatın sonuna kadar ruhun dayanıklılığından bahseder.
Все крупнейшие религии учат нас, что после окончания жизни душа не погибает.
Ama 17 yaşındaki bir çocuk bile Durza'nın katillerine karşı herhâlde bir dakika dayanır.
Семнадцатилетний - другое дело он может продержаться целую минуту против слуг Дарзы.
Vivian'ın babasıyla dostluğumuz geçmişe dayanır.
Мы с отцом Вивиан давно знаем друг друга.
Eğer içkiye dayanıklı bir asistanın varsa, Freddy en iyileriyle yarışabilir.
Фредди знает всех ассистентов, которые ещё в состоянии держать рюмку.
Duvara dayanın! Hadi!
К стене!
Kalkın ve duvara dayanın.
К стене.
Direğe dayanır mısın?
Спиной к столбу.
O yüzden hayatlarının en mutlu günü olması gereken günde gösterilen ilgiyi memnuniyetle karşılaştılar. Dayan tatlım.
Поэтому они ничего не имели против внимания к тому, что должно было стать самым счастливым днем в их жизни.
Dayanıklılığını bilemeyiz.
Мы так и не знаем, из какого он теста.
Bence bunun kökleri çok derinlerde. Çünkü bu muhtemelen "ilk" lerle ilgilenen Eski Ahit gibi kaynakların bize gerçekten dünyanın kökeni hakkında bilgi verdiği kanısına dayanıyor.
Я думаю, корни этого очень глубоки, потому что они, вероятно, восходят к убеждениям из некоторых священных писаний, например Книги Бытия, которая фактически рассказывает нам о происхождение мира.
{ \ 1c00FFFF } İşte bu yüzden... { \ 1c00FFFF } Ama Tobias'ın alkole karşı dayanıklılığı pek azdı.
Вот поэтому. Но у Тобиаса была плохая переносимость алкоголя.
Antrenman yaparken, dörtte birini içersin karbonhidrattan protein çözümü ile kaslardaki yıpranma azalır, dayanıklılığın artar.
Перед тренировкой жахаешь углеродно-протеиновый коктейль в пропорции 4 к 1. Мышцы устают меньше, повышается выносливость.
Umudun, dayanıklılığın ve cesaretin simgesi.
Маяк надежды, мужества и храбрости.
- Elim, içinde bomba olan bir adamın vücudundayken ve yabancı biri memelerime, patlamaya dayanıklı yelek bağlarken dalga geçmeme gerek yok.
- Мне самой невесело моя рука в теле с бомбой и незнакомец надевает на мою грудь бронежилет

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]