Dayanamıyorum translate Russian
1,258 parallel translation
Dayanamıyorum!
Я не выдержу!
- Hayır, artık dayanamıyorum.
- Нет, я терпела это.
Eğer babana söyliyemediysen, ben annene söylüyorum.. Artık evine dönmeli çünkü ben dayanamıyorum.
Если ты не можешь сказать своему отцу, тогда я скажу твоей матери... что она должна идти домой прямо сейчас, я не могу это больше терпеть.
Dur artık! Kendime dayanamıyorum!
Я больше не могу!
Oturup, durmaya dayanamıyorum.
Я не могу позволить себе сидеть без дела.
Buna dayanamıyorum.
Я больше не могу.
Dayanamıyorum... bu ne kahrolası kelime?
как это слово?
-... anlamda hayatım berbattı. - Bu tavırlara dayanamıyorum. - Çünkü doğru söylüyor.
- Как можно так относиться к жизни!
Artık dayanamıyorum, anne.
- Я больше не могу, мама. - Младший Братец...
Sırf iyi birer eş oldukları ve özel okullar konusunda benzer fikirlere sahip oldukları için evlendiler. Ve ben buna dayanamıyorum.
Я вижу моих подруг, которые выходят замуж потому, что они хорошие друзья и понимают друг друга в вопросах о преимуществе публичных школ над частными, а я вот такого себе купить не могу!
Seni bu şekilde görmeye dayanamıyorum.
Знаешь, я не могу видеть тебя такой.
Dayanamıyorum.
Я не могу это терпеть.
- Artık dayanamıyorum.
- Я не могу этого вытерпеть.
Biliyormusun, artık buna dayanamıyorum.
Я больше не могу терпеть эту штуку.
Dayanamıyorum.
Я так больше не могу.
Daha fazla dayanamıyorum.
Я так больше не могу.
Victor Hugo'ya dayanamıyorum.
Не переношу Виктора Гюго.
Dayanamıyorum!
Не могу больше!
Artık daha fazla dayanamıyorum.
Боже, я не могу больше этого терпеть.
Ray, daha fazla dayanamıyorum.
Рэй, я не могу больше.
Sadece onu dinlemeye dayanamıyorum.
Я не глухой. Я просто не выношу ее голос.
- O'na dayanamıyorum!
- Я его не выношу.
Bunu biliyorum ama Suzzie umutsuz durumda. Ağladığı zaman dayanamıyorum.
Но я в отчаянии, не выношу, когда она плачет.
Bak şimdi, artık kaybetmeye dayanamıyorum.
Я бoльше не мoгу прoигрывать.
İyi insanlara kötülük yapılmasına dayanamıyorum.
Ненавижу, когда такое случается с хорошими ребятами.
Dayanamıyorum.
- Я этого не вынесу.
Odalarında olan şu 2 yaşlı çantaya dayanamıyorum.
Мне надоело терпеть этих двух старых кошелок в их квартире.
Amansız aşklara dayanamıyorum, sanırım.
Я еще не доросла для такой любви.
— Kan görmeye dayanamıyorum.
- Не могу смотреть на кровь.
- Artık dayanamıyorum!
- Я так больше не могу.
Dayanamıyorum.
Это невыносимо.
Denedim. Ama artık dayanamıyorum.
Но это выше моих сил.
Dayanamıyorum artık.
Я так больше не могу.
Ben çok tatlı olunca dayanamıyorum.
Лично я терпеть их не могу. Слишком сладкие.
Şahsen ben çocuklara dayanamıyorum.
Лично я не выношу детей.
Biliyor musun onu şöyle bir dakika bile düşünmeye dayanamıyorum?
Т ы знаешь что я не смею думать о нем больше минуты?
Artık dayanamıyorum.
Я больше не могу.
Daha fazla dayanamıyorum.
Терпеть не могу!
Artık dayanamıyorum.
Я больше так не могу.
Dayanamıyorum ve dayanmaya da çalışmayacağım.
Не могу. Не хочу.
Aynada gördüğüm surata bile dayanamıyorum.
Теперь я не могу без отвращения смотреть на себя в зеркало.
Bazen Stan'e kızdığımda onunla yatabiliyorum ancak o inek diline dayanamıyorum.
Иногда я так злюсь на Стэна, что готова трахнуть его но его говяжий язык вызывает у меня отвращение.
Özür dilerim. Dayanamıyorum.
Я больше не могу.
Dayanamıyorum artık!
Я больше не могу это всё терпеть!
Dayanamıyorum. Buna katlanamıyorum.
я просто не могу это выносить.
İnsanların acı çekmelerini veya kanlarının akışını görmeye dayanamıyorum.
Я не выношу вида крови.
Dayanamıyorum.
Я этого не вынесу.
Dayanamıyorum, dayanamıyorum!
Не надо. Не надо.
Dayanamıyorum.
Я этого не выдержу!
- Buna dayanamıyorum.
- Они очень милые.
Artık dayanamıyorum. İmza :
Мне всё осточертело.
dayanamıyorum artık 51
dayan 712
dayanamadım 49
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanamayacağım 24
dayanın 97
dayanmalısın 17
dayan 712
dayanamadım 49
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayan biraz 56
dayanamayacağım 24
dayanın 97
dayanmalısın 17