English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ E ] / Evin

Evin translate Russian

7,042 parallel translation
Senin evin oranın üzerinde. Hemen hemen aynı görüş açısına sahip.
Твоя квартира прямо над его, так что вид почти один и тот же.
Huck evin içinde silahla gezdiğini söyledi.
Гек говорит, что ты носишь пистолет дома.
Bu evin aksine, kütüphane son derece sessiz olacak. Böylece ben de oda arkadaşı seçimime yoğunlaşabileceğim.
В отличие от этого дома, в библиотеке будет достаточно тихо, так что я смогу сфокусироваться на выборе соседа по комнате.
Vay canına evin çok güzelmiş.
А у вас неплохой домик.
Saldırgan pencereyi levye ile açmış, evin içindeki silahı bulmuş, sonra da kurbanını beklemiş, ki katilin bu çalışma şekli bu davadakinin aynısı.
Нападавший вскрыл окно, нашёл орудие убийства в доме и затаился в ожидании жертвы, и это характерные особенности действий убийцы в этом деле.
Senin ağaç evin yok ki.
У тебя нет домика на дереве.
Bütün evin, bodrum gibi kokuyor.
Конечно. Весь твой дом пахнет как кладовка.
Ve evin de Edison'un cadı ışığıyla aydınlatılmış.
И твой дом полон лампочек Эдисона
Evin hanımı daha fazla saygıyı hak ediyor.
Хозяйку дома нужно уважать.
Bir sonraki adım, evin arkasındaki... sokakta olan çöp kutusunu incelemek.
- Следующий шаг : обыскать мусорный бак в переулке.
Robert A. Durst Westchester'daki South Salem'e döndüğünde... "bir komşusu onu bir zamanlar eşi Kathleen ile paylaştıkları Truesdale Gölü'nün kıyısındaki ağaçların ardına gizlenmiş taş evin arkasındaki iskelede düşüncelere dalmış halde görmüş."
" Когда Роберт Дерст вернулся в Южный Салем в округе Вестчестер, соседка увидела его, будто погружённого в мысли на причале у озера Трусдэйл, за домом из дерева и камня, где он раньше жил вместе с женой Кэйтлин.
Ailemiz New York'taydı... Seymour'un şehirdeki evin telefonunu açmasını sağlayabildik.
Наша семья была в Нью-Йорке, и мы умудрились дождаться, что трубку поднимет Сеймур Дерст.
prezervatif kullanın ve evin içinde ot içmeyin işte.
О, просто используй презерватив и не кури травку в доме.
Christy evin çok samimi bir yermiş.
Кристи, твой дом такой уютный.
Evin bir duvarını indirmişler.
А в доме разобрали стену.
"Polisler maktülün cesedini, evin güneybatı cephesinde yer alan yatak odasında... sırt üstü yatar vaziyette buldular."
На полу спальни, расположенной в юго-восточной части здания, полицейские обнаружили труп.
İlk hatırladığım şey evin hali.
Первое, что вспоминается - состояние дома.
Evin içinde ısıtma yoktu.
Не было обогревателей.
Dolayısıyla bu evin bana gösterdiği Susan Berman'ın kendini öldüren kişiyi... eve kendisinin almış olduğuydu.
Лично я пришёл к такому выводу : убийца вошёл в дом с разрешения Сьюзан Бёрман.
Bir dakika. Ceset evin içinde bulunduysa neden kurtadam saldırmış gibi bir hâli var?
Подожди-ка, если тело было найдено в доме, почему оно выглядит так, словно к останкам полакомился оборотень?
Evin hangi bölgesine?
В какую часть дома?
- Eve girmeden önce söyleyeyim, evin içinde sigara içemezsin.
- Ладно, перед тем как мы поедем туда, знай - Ты не можешь курить в доме, понятно?
Evin, ailen...
Твой дом... Твоя семья..
Bir evin.
Это дом.
Evin ödemesini bugün yatırmamız gerekiyor!
Мы должны были внести платёж за дом сегодня!
- Evin daha yapılacak çok şeyi var.
Наверное, придётся ещё попотеть над ним.
- Biliyorum. - Yine de evin dışında dolanıyorsun.
А ты гуляешь перед домом.
Bayan Edalji hala bahisçi olsaydım bu evin piyanistinin siz olduğuna bahse girerdim.
Миссис Эдалджи, я игрок, И готов сделать ставку, что вы играете на фортепиано.
Evin çok güzel ve toplu.
- Ого! Красота и порядок.
- Güzel bir evin varmış.
У тебя симпатичный дом.
Tamam, evin güvenlik kamera sistemine erişebilirmisin?
Можешь получить доступ к её системе безопасности? Есть.
- Evin içinde.
в доме.
Benim evim senin evin.
Очевидно мой дом-ваш дом.
Jill, burası senin evin kalmamı istemiyorsan, gidebilirim.
Джилл, это твой дом, и если ты этого хочешь, я уйду.
Var, tüm evin bana kalması çok kötü olurdu. Sensiz ne yaparım ben? - Evet.
- Нет, ни за что не оставляй меня одну – мне совершенно нечем заняться.
Evin kapısı açıktı.
Входная дверь была открыта.
- Evin içinden fotoğraf var mı?
- Есть фото внутри дома?
Komşular garajın önünde kan izleri görünce polisi aramışlar. Evin Donanmaya ait olduğunu söylemişler.
Сосед увидел кровавый след на дороге, позвонил в полицию, упомянул, что дом принадлежит морпеху.
Bütün bunlar evin boş olduğu anlamına geliyordu.
И подразумевало, что дом пуст.
- Hayır, evin odalarından birini kiraladı.
- Нет, он снимает комнату.
- Evin boş olması gerekiyordu.
- Дома никого не должно было быть.
- Orası senin evin, benim değil.
Это твой дом, но не мой.
- Tabii ki senin evin.
Брось, он и твой тоже.
Gider onları alırım, tuzakları da evin etrafına kurarım.
Я достану их и установлю ловушки поблизости.
Evet, evet. Benim evin yanındaki güneş panellerine yardım etmesini istemiştim.
Да, я попросил её помочь мне с солнечными батареями около моего дома.
Evet, bu evin sahibini tanırdım.
Да, я знал парня, которому принадлежал этот дом.
Evin içinde gözümüze çarpan bir şey yoktu uydu görüntüleri de çalınmış.
Мы не наблюдали за тем, что происходит в доме, не видели фотографий со спутника, когда его... похитили.
Ve evin içinde bir yerlere saklandım, sonra da...
И тогда я бродил по дому, и...
Evin nerede?
Где твой дом?
- Christine, evin nerede?
Кристин, где твой дом?
Evin erkeği ben olduğum sürece veririm.
Поскольку я в этом доме мужчина, я не буду...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]