English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ I ] / Insanların

Insanların translate Russian

30,266 parallel translation
- Gösteri zamanı bebeğim! - Toby, insanların önünde hiç kimse bana şarkı söyletemez.
Я загрузил инструментальную копию "Тайм афтер Тайм", нашел старый проигрыватель.
Beni huzurevine götürdü... yaşlı insanların önünde şarkı söylemem için.
- Зацени. Привез меня в дом престарелых, чтобы я спела старикам.
Ama ben sadece insanların dişini gerçekten sert fırçalayacağım.
А я просто буду чистить людям зубы, изо всех сил.
Ama ben yapınca insanların ayakkabılarına çok dikkat eden tuhaf çocuk oluyorum.
Если же я об этом заговорю, то покажусь чудаком, уделяющим слишком пристальное внимание чужой обуви.
Çok.Kendimin ve diğer insanların paralarını.
Все мои деньги и чужих людей.
Aileyle dolu olan bir yerde çok çalışan insanların olduğu mahalle vardı yalnızca.
Был просто район, где жили работящие люди, им нужно было место, где была их семья.
Benden insanların en kötü anılarını ortaya çıkarma mı istiyorsun?
Вы хотите, чтобы я ворошил худшие воспоминания этих ребят, заставил их снова пережить худшие моменты их жизни.
Yıllar sonra bu insanların güvenli bir yer bulduğunu gördün.
Ты видела этих людей, которые нашли безопасность в первые за все эти годы.
Olan şu, yargıçlarınızdan biri silah sorununun çözümünün insanların silah taşımalarına izin vermemek olduğuna karar verdi.
Дело в том, что ваш судья понял, что ответ на проблемы с оружием уж точно не в разрешении на ношение оного.
Raimy, insanların kendisini böyle sert Furiosa tipinde biri gibi görmesini sever.
М : М :
Yüzbaşı beni konuşmak için çağırıyor. Konuşacak bir şeyi olmadığında insanların yaptığı gibi.
Капитан хочет, чтобы я зашёл на пару слов, как обычно бывает, когда хочешь поговорить ни о чём.
Bildiride, son bir kaç yılda bilim insanlarının binlerce yeni asteroit tespit ettiğini yazmış.
Он писал, что учёные открыли тысячи новых астероидов за последние пару лет.
İşbirliği yapmak isterseniz ve Cole ile anlaşmanız için sizi kiralayan insanların isimlerini paylaşırsanız, şimdi tam zamanı.
Если хотите сотрудничать, и сообщить имена людей, которые вас наняли, чтобы сговориться с Коулом, то сейчас подходящий момент.
Ama burayı evimiz yapmamızın en önemli sebebi elektrik olmasıydı ve elektriği geri getiremezsek insanların buradan şüphe etmesinden korkuyorum.
Но мы же решили здесь жить в основном из-за электричества, а если оно не появится, боюсь, что остальным тут разонравится.
- Bu insanların gitmesini istiyorum.
Я хочу, чтобы эти люди ушли.
Şeytani bir ayin için insanların organlarını almışlar sayın kardinal. _
На пресс-конференции... Они забрали органы, Ваше Превосходительство ( фр. ). Чтобы использоваться в демоническом ритуале ( фр. ).
Onları kimin ve ne için öldürdüğünü bulmadan önce o insanların kimler olduğunu bulmak zorundayız.
Нам нужно выяснить имена всех этих людей, а затем мы сможем понять, кто и зачем хотел их убить.
Bu insanların her birinin bu hafta iş için New York'ta bulunduklarını doğrulayabildim.
Я сумел подтвердить, что у каждого из этих людей были дела в Нью-Йорке на этой неделе.
Bu insanların hayatını araştırmadan önce, anlattığı hikayeyi kontrol edip restorana gizlice girildiği sırada otelde olduğunu gösteren bir görüntü var mı, bakalım.
До того, как мы начнем изучать жизни остальных, нам надо проверить его историю, посмотреть, есть ли он на видео в отеле, в момент взлома.
Yeniden insanların arasına karışmak güzel.
Здорово вернутся к людской суете.
Eğer burası senin evinse, insanların nerede?
Твой дом? А где твой народ?
Sanırım cevap, insanların sana yardım etmesine izin ver olacaktı.
Я думаю ответ в том, чтобы дать людям помочь тебе.
Kız kardeşim her zaman insanların içindeki iyiliği görmeye çalışır küçüklüğünden beri de öyleydi. Damien bundan yararlandı.
Моя сестра всегда старается видеть лучшее в людях, и она с самого детства была такой, а Демиан этим воспользовался.
Beni düşünecek Willard's Mill'in iyi insanlarını siz ne sanıyorsunuz, hım?
Как вы считаете, что тогда подумают обо мне добрые жители Виллардс-Милл?
Bugün Alpler'de insanların tecavüzleri en yüksek zirveleri bile değiştiriyor.
На сегодняшний день в Альпах вторжение человека меняет даже самые высокие вершины.
Burada, nadiren görülseler de insanların korkmakta haklı olduğu yırtıcılar bulunur.
И здесь водятся хищники, которых люди редко видят, но обоснованно боятся.
Bu leoparlar, insanların şehirlere çok sayıda getirdiği evcil hayvanları avlamayı tercih ediyor.
Эти леопарды предпочитают охотиться на домашних животных, привезённых людьми в город в большом количестве.
Genellikle şehirdeki vahşi yaşamda durum böyle. Belirli hayvanların işi kotarmasını sağlayan, insanların varlığı.
Дикие животные в городе зачастую извлекают пользу из сосуществования с людьми.
Uzay yarışı insanların düşündüğünden daha yakındı.
Но дело не только в высадке на Луну. Космическая гонка была довольно напряжённой.
Ve onun boyutundaki insanların envaiçeşit ölümcül hastalığa daha elverişli olduğunu.
И что люди с его крупным телосложением более подвержены широкому спектру смертельно опасных болезней.
Sizin gibi iyi insanların incinmesini istemeyiz.
Мы не хотим, чтобы кто-то из вас пострадал.
Bazı insanlar en korkutucu anın buraya gelip doğum yapmak olduğunu düşünür.
Некоторые думают, самое страшное - прийти в больницу рожать ребенка.
İnsanların dişini bu evde temizleyeceğim.
Буду чистить людям зубы прямо в этом доме.
İnsanların sonsuz petrol susamışlığı yüzünden kutup ayıları ölüyor.
Медведи погибают из-за неукротимой жажды человека к нефти.
Hafta sonu ne yapacağını düşünen insanlar.
Люди, которые пытаются придумать себе планы на выходные. Да.
İnsanların "aman Tanrım, iblis kız" demesinden endişeleniyor musun?
Тебя беспокоит, что они начнут шептаться : "Боже мой, это та демоническая девочка?".
İnsanların "aman Tanrım, iblis kız" demesinden endişeleniyor musun?
Тебя не волнует, что они скажут : "О Боже, это демоническая девочка"?
İnsanların değişebileceğine ve kalplerinde iyilik olduğuna inanıyorum.
Я считаю, что люди могут измениться, и в каждом есть что-то хорошее.
İnsanların değişmediğini öğrenmek güzel oldu.
Мило, что люди не меняются.
Yani İkinci Yönerge'ye inanmadığını söylemeye çalışıyorsun. İnsanların kendilerini korumak için silah taşıma haklarının olmasına inanmıyorsun.
Хочешь сказать, что ты не веришь во вторую поправку, но при этом люди должны иметь право носить и пользоваться оружием.
Birisinin bütün insanları dev bir kayanın öldürmesini istediğini mi düşünüyorsun?
То есть ты думаешь, что кто-то хочет нас убить гигантской скалой?
Hayatımı kurtarmak için anlattığın mucizevî tedavi insanlar üzerinde bile test edilmemiş deneysel bir yöntemden ibaret.
Твоя волшебная пилюля для спасения моей жизни - какое-то экспериментальное лечение, не проверенное на людях.
Ortağı, araştırmalarını hayvanlar üzerinde değil de insanlar üzerinde sürdürerek olağanüstü sonuçlar elde etti.
Его напарник проверила его разработки на людях, не на животных, и весьма успешно.
İlişki yaşayan insanlar işlerini ilişkilerinin nasıl gittiğini, inişleri ve çıkışlarını konuşurlar.
Когда люди в отношениях, она говорят о работе- - как всё происходит, взлёты и падения.
İnsanların zayıflıklarından m faydalanıyorsun?
Давишь людям на жалость?
Bazı insanlar Buridan'ın bunu Aristo'dan çaldığını düşünür.
А знаешь, некоторые люди полагают, что Буридан плагиатил Аристотеля.
İnsanların Oprah'ın sevdiği şeylere ne kadar değer verdiği sanırım.
Ну, полагаю, то, как сильно люди интересуются любимыми вещами Опры.
Bence bu işe mükemmel uyarsın, akıllısın, insanları okumayı biliyorsun.
Я думаю, ты отлично справишься. Ты сообразительный, умеешь читать людей.
Dünyadaki en parlak mantarları inceleyen bilim insanları bir yanıta ulaştıklarını düşünüyor.
Ученые, изучающие самые яркие грибы в мире, полагают, что у них может быть ответ на этот вопрос.
İnsanların güvenini kazanmış durumdalar.
Они завоевали доверие человека.
Kimi insanlar sonsuza dek ıstırap içinde kaldılar çünkü kimsenin kendilerine inanmadığını düşünüyorlardı.
Некоторые навеки поглощены болью, Они боятся, что другие им не поверят.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]