Iyi durumda translate Russian
1,668 parallel translation
Lamine edilmiş yüzün oldukça iyi durumda.
Твое заламинированное лицо держится вполне достойно.
Bence yüzün gayet iyi durumda.
По-моему, твое изображение держится очень достойно.
Görüyorum, hepsi iyi durumda.
Я вижу - они все целы.
Yani iyi durumda da olabilir.
Может, всё будет хорошо.
Eğer iyi durumda değilse onu iyileştirirsin.
Если ему будет плохо, ты его вылечишь.
Hepimiz iyi durumda değiliz.
Но не всем из нас повезло.
Evlât, beynin gayet iyi durumda. Hem senin yerinde olup kim delirmesin?
Сын, твой мозг пока функционирует нормально, ведь так?
Kredileri iyi durumda.
Идеальная кредитная история.
Onun bebek bezi iyi durumda!
С его подгузником все с порядке.
Çocuk iyi durumda.
Девочка в порядке.
Bu Pedro. 20 yıllık bir cesede göre gayet iyi durumda.
Познакомься с Педро. Удивительно хорошо сохранился для трупа 20-летней давности. Педро, да?
Yeni çıktı, ama iyi durumda. - Tamam.
Она выкарабкалась, и она молодец.
Yok, o iyi durumda.
- Нет, с ним все хорошо.
-... kafası oldukça iyi durumda.
Его голова в порядке.
Şu an iyi durumda değilsin ve gitmen gerek.
Ты ведёшь себя неадекватно и тебе лучше уйти.
Dr. Nasir tamamen iyileşecek kocası da hayatta ve iyi durumda bulundu.
Доктор Насир полностью восстановится а его жену нашли живой и здоровой.
Cidden iyi durumda.
Вообще-то, да.
Öncekinden bile iyi durumda.
Его состояние даже лучше, чем было.
Mekik, sizi buraya gönderen uzaylılar tarafından ilk haline getirildi hatta öncekinden daha bile iyi durumda.
Шаттл был возвращён в первоначальное состояние пришельцами, которые вас отправили сюда лучше чем было раньше.
Bence iyi durumda. Onu oradan çıkarmak zaman alabilir.
Он там застрял - мне потребуется время, чтобы его вытащить.
30'larının sonunda, çok iyi durumda değil.
Полагаю, ему далеко за 30, не в лучшей форме.
İnsanların üzerine işeyen fahişeden daha iyi durumda değilim.
Не лучше чем у шлюхи, которая мочится на людей.
Gayet iyi durumda.
Она в порядке.
Tamamen iyi durumda.
Она абсолютно в порядке.
Ama iki tanesi hâlâ iyi durumda.
Двое из них все еще при деле.
Sensiz daha iyi durumda değiller.
Им не будет лучше без тебя.
Daha iyi durumda değiliz
Нам не стало лучше.
- Şu an senden konuşuyoruz İkimizin neden daha iyi durumda olmadığımızdan konuşuyoruz
Мы говорим о том, что нам не становится легче.
Ehh, sen de iyi durumda değilsin.
Расскажи ему.
Tina açıkçası bana böyle sürünerek dönmen hoş ama... Bil diye söylüyorum iyi bir düet eşim var aynı anda çalışma şeklimiz, romantizmle kutsanmış durumda.
Что ж, Тина, мне приятно, что ты приползла назад, но, должен сказать тебе, что у меня не только есть партнёр по дуэту, но и наши рабочие отношения переросли в романтические.
İyi durumda da kötüsünde de Görüntü'nün yanında olacağım.
А у меня, к счастью или наоборот, есть Пятно.
Geldiğimde size teknolojimizi paylaşacağımız ve gezegeninizi geldiğimizden daha iyi bir durumda bırakacağımıza dair bir söz vermiştim.
Я дала обещание, когда я прибыла - на долю нашей технологии предоставить вашей планете лучшее из найденого нами.
Adamın karakteri var ve açıkçası ürünü Vince'den daha iyi satabilecek durumda.
Он - личность. Если честно, он может продать продукт получше Винса.
Evet, cildi kesinlikle iyi durumda.
Ну, его цвет лица определенно улучшился.
- Çok iyi durumda.
- Мой ребенок?
Yaşadığınız stresi hepimiz anlıyoruz, ama bu durumda ya da herhangi bir durumda kendi ihtiyaçlarınızı ön plana almak iyi bir anne olmanın antitezi olmaz mı?
- Мы все понимаем уровень стресса, который Вы пережили, но в этой ситуации, в любой ситуации, не думаете ли Вы, что соблюдение в первую очередь своих интересов является антонимом понятия "быть хорошей матерью"?
İyi tarafından bak. Bu durumda farz edebiliriz ki bu kız hala canlı ve bir yerlerde.
Посмотри с хорошей стороны - сейчас мы должны признать, что эта девушка все еще жива и здорова.
Ne? Küçük düşecek durumda değilim ki? Bu şimdiye kadar ki en iyi doğum günü.
Когда мне будет 16, у меня будет самая лучшая вечеринка.
Gördüğünüz üzere, iyi durumda değilim.
Как видите, я не здоров.
Hisselerimiz oldukça iyi durumda.
Наши активы сейчас в хорошем состоянии.
Kenny Powers artık eskisi kadar iyi değil fakat düşünsene eğer bu durumda olsaydı ne kadar fena bir durum yaşanırdı?
Я знаю, Кенни Пауэрс утратил свою подачу, но представить себе, что он мог так низко опуститься.
- İyi durumda.
- Она цела.
O durumda, daha iyi bir insan olacağımı da düşünmek hoşuma gidiyor.
Еще, хотелось бы верить, что я бы стал добрее к людям.
İyi durumda...
Она в порядке.
İyi durumda değil, ama...
Ну, может не в порядке, но она не...
Kızım Emily için hakiki bir endişe duyulsa iyi olur. Çünkü gördüğün üzere tepem atmış durumda, ve kararlarım bu darbenin çok dışında olur, konuşmaya devam et.
Что лучше подлинной заботы о моей Эмили, потому что ты видишь, что мой отпрыск - молодец, моё суждение - это всего лишь попытка, так что продолжай говорить.
Bu adamlar çok iyi koordine olmuş durumda.
У людей, с которыми мы боремся, прекрасные связи.
Bu durumda görünüşüm sadece iyi mi?
Но больше чем "мило" это не назвать?
O durumda dahi iyi vakit geçirebildik.
Ну, да, мы приятно провели время, учитывая обстоятельства.
O.. iyi durumda değil.
Тебе тоже плохо.
İyi niyetin için seni seviyorum, aynı sebepten nefret de ediyorum çünkü hayır diyebilecek durumda değilim.
Я благодарна тебе за приглашение, но я одновременно зла на тебя, потому что я сейчас не в том положении, что бы отказываться.
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi dedin 60
iyi düşün 86
iyi davran 17
iyi de neden 21
iyi değil 246
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi dedin 60
iyi düşün 86
iyi davran 17
iyi de neden 21
iyi değil 246