Kaybolmuş translate Russian
1,852 parallel translation
Burada değil, ortadan kaybolmuş.
Его здесь нет.
Kaybolmuş gibiydi, sanki yardıma ihtiyacı vardı.
Она еще не потеряна, нужно просто действовать аккуратно, заботиться о ней.
Ancak geri dönmemiş. Esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolmuş.
Однако, он так и не вернулся, он таинственно исчез.
Muskit, hemen hemen 12 yıl önce ortadan kaybolmuş ve bu zamana kadar yetkilileri atlatmıştı.
- Маскит исчез почти 12 лет назад, и с тех пор водил за нос правоохранительные органы.
Normalde ışıl ışıl parlarsın ama bu ışıltı kaybolmuş.
Обычно вокруг Вас аура, жар пылает, но я его не вижу.
Bir şekilde gözden kaybolmuş.
Она обманула нас.
Bahse girerim, korkmuş, kafası karışmış ve kaybolmuş hissediyorsun.
Уверен, ты растерян, сбит с толку и потерян.
Senin gözünde ormanda kaybolmuş küçük bir çocuğum hâlâ.
Я в глазах твоих просто ребенок, что в лесу ты нашел.
Kaybolmuş insanların kendilerini bulmasına yardım ediyorum.
Я помагаю людям, которые отчаялись, обрести себя снова.
Ama tamamen kaybolmuş değildik çünkü ikimiz bir aradaydık.
Ќо мы не были совсем одиноки, всЄ таки нас было двое.
Çocuklarımdan biri ufak bir kano, birkaç balık avı malzemesi dört buçuk kilo öteberi, iki sırt yatağı ve bir hava tüfeğini çalıp ortalıktan kaybolmuş.
- Один из моих парней, похоже, украл маленькое каноэ, рыболовные снасти, 10 фунтов крепежа, два спальных мешка и духовое ружье. И исчез.
Kendimizi işler içinde kaybolmuş buluyoruz.
Ну, мы завалены работой.
Kuveykır bir adamın kızı kaybolmuş.
Дочь квакера пропала без вести.
Evet, görünüşe göre birisi bunu kesip ortadan kaybolmuş.
Да, похоже, кто-то спилил эту штуковину.
- Mayka ortadan kaybolmuş.
- Майка исчезла.
Cesedi morgdan kaybolmuş.
Её тело исчезло из морга.
- Kaybolmuş mu?
- Исчезло? Как?
Nasıl? - Kaybolmuş işte.
- Да, исчезло.
Sırtından, kör uçlu bir silahla, tek bir darbeyle öldürülmüş. Silah da, katili gibi bir anda ortadan kaybolmuş.
Он был убит одним ударом в спину с помощью тупого предмета, который затем волшебным образом испарился.
Birkaç çocuk geride kalmış, bu ikisi de dâhil. Çocuklar ortadan kaybolmuş.
- Осталось несколько детей, влючая этих двух.
Ne demek kaybolmuş?
Что значит, его нет?
Yüz fersah içindeki tüm yabaniler ortadan kaybolmuş.
Остальные одичалые на сотни лиг отсюда исчезли.
Kız kardeşim kaybolmuş.
Моя сестра пропала.
Bir anda kaybolmuş olamaz.
Он не мог просто взять и исчезнуть.
Senin acını almadan önce kaybolmuş bir haldeydim.
Я, словно, блуждал во тьме, пока не принял твою боль.
Kaybolmuş.
ќн в растер € нности.
Bir gün bana ufak bir valiz hazırlamış ve ortadan kaybolmuş.
ќднажды она просто упаковала мне небольшой чемодан и исчезла
Fakat kader araya girmiş ve Brian kaybolmuş.
Ќо судьба вмешалась и Ѕрайан потер € лс €.
Adını telaffuz edemediğim bir ülkeden gelecek olan, kaybolmuş küpe kargosundan bahsetmiyorum bile.
Не говоря о пропавшей посылке с серёжками из страны с труднопроизносимым названием.
Şeytanın Mimarları adlı grup Whitechapel'a geldiğinde o da gelmiş. Grup dağıldığında ortalıktan kaybolmuş.
Она переехала в Уайтчепел вслед за группой под названием "Архитекторы Дьявола", но исчезла, когда она распалась.
Yokluğunuzda kaybolmuş durumdayım.
Без тебя я брошен на произвол судьбы.
Ormanda kaybolmuş. Bazen bu tek seçenektir.
Когда ты потерялся в джунглях, это порой единственный выход.
Kasetlerimden biri kaybolmuş.
Слушай, эта моя проклятая видеозапись пропала.
Polis istasyonundaydı ; ama sonra bir anda ortalıktan kaybolmuş.
Он был в полицейском участке, и потом вдруг пропал
Lucas önce Caleb'ın partisini mahvediyor sonra ortadan kaybolmuş gibi yapıp herkesi telaşa sokuyor.
сначала Лукас испортил вечеринку Каллеба потом заставил всех волноваться, потому что претворился пропавшим нужно больше внимания?
Ondan kurtulmanın da. Kaybolmuş gibi göster ki, cesedini asla bulamasınlar.
А потом тем же способом сделать ее "пропавшей без вести".
Kaybolmuş, yalnız iki biçare çocuk ve ayrı düşmüş bir aile...
Два беспомощных ребёнка, забыты и заброшены, оторваны от семьи.
Bölge savcısının ofisine giderken kaybolmuş.
Она каким то образом пропала на пути в офис окружного прокурора.
100,000'den fazla cesur kadın ve erkekler bu karışıklıkta kaybolmuş.
Более ста тысяч смелых мужчин и женщин просто затерялись в толпе.
Mahkemeye çıkmadan önce bayan Gilbert ortadan kaybolmuş.
Пока они смогли привлечь его к суду, Мисс Гилберт исчезла.
Ben kaybolmuş gibiyim.
Я просто... Я потеряна.
Karanlık bir ormanda kaybolmuş ve seninle benden başka yardım edecek kimsesi yok!
Он заблудился в дремучем лесу, и ему совсем некому помочь, кроме тебя и меня!
Giderek dengesizleştiği gözlenmiş. Ve birden ortadan kaybolmuş. Bulunabilmiş mi?
Было отмечено, что его поведение становилось всё более и более странным, а затем он просто исчез.
Kendi başlarına kaybolmuş 4 küçük kız.
Четыре девчонки сбились с пути.
Oturanlar ise aslında kaybolmuş olanlardır.
А те, которые садятся - потерянные души.
Fotoğraftaki küçük çocuk Robbie Shaw, 2000'de Mill Valley'de kaybolmuş ve hiç şüpheli belirlenememiş.
Мальчика с фотографии звали Робби Шоу, он пропал в Мил Велли в 2000 году. Похитителя так и не поймали.
Biz çıkarken evi çok iyi kilitlemiştik, ama masamdan bir tabanca kaybolmuş.
Дом был закрыт когда мы уходили, но из моего стола пропал пистолет
Böyle kaybolmuş olmalılar.
Ладно, так что они должно быть прошли
Herkes nereye kaybolmuş?
Где весь народ?
- Ray kaybolmuş.
Рей пропал.
- On üç yıl önce ortadan kaybolmuş.
Траск никогда не вызывал копов.
kaybol 495
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolduk 72
kayboldular 25
kaybolun 67
kaybol gözümün önünden 18
kayboldum 90
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolduk 72
kayboldular 25
kaybolun 67
kaybol gözümün önünden 18