English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kaçmak

Kaçmak translate Russian

2,790 parallel translation
Sen benim planı kaçmak için foiling?
Срываешь мой план побега?
Neden kaçmak ve evlenmek istediğini görebilirim.
Я понимаю, почему она убежала, и вышла замуж.
Bence annenin kaçmak için çok fazla sebebi vardı.
Думаю, у твоей мамы было много причин для побега.
Jenna'dan kaçmak için mi?
не столкнуться с Дженной?
Ben de seni arka bahçede parmak ucunda giderken görüyorum. Tahmin edeyim. Ön bahçedeki güvercinden kaçmak için mi?
А я смотрю, ты буквально крадешься на цыпочках по задворкам, чтобы... дай-ка угадаю...
Ne zaman bir köşeye çekilip bir damla mutluluk yakalasak kaçmak zorunda kaldık. New Orleans'da bile, yani hepimizin mutlak mutluluğu yakaladığı yerde bile.
Каждый раз, когда мы становились счастливыми, нам нужно было убегать, даже отсюда, из Нового Орлеана, где мы были счастливее всего.
Birkaç şey var, olay yerinden kaçmak, silahlı soygun, polise karşı gelme ve birinci dereceden cinayet.
Ну, за пару вещей... за побег с места преступления, вооружённое ограбление... Сопротивление аресту, и за убийство первой степени.
Tek çaresi uyuşturucunun o tatlı etkisine kaçmak.
Его единственным спасением было убежать в сладкое забвение наркотиков.
Güzel. Tek yapmamız gereken adadan kaçmak için beş kişiyi katleden bir manyak bulmak.
Все, что нужно сделать - найти неизвестного маньяка, который убил 5 человек, чтобы добраться до острова.
Adam kaçmak zorunda.
Парень собирается в бега.
Kaçmak istiyorum. Bir anlaşma yapmak istiyorum.
Я хочу примкнуть к вам, заключить сделку.
Ama tüm gün 7 yaşında çocuklar tarafından soru bombardımanına tutulunca, kaçmak iyi geliyor.
Но после того как тебя весь день засыпают вопросами семилетки, хорошо убежать куда-то.
Kaçmak istiyorsan, hemen yapardım.
Если хочешь смыться, я бы на твоём месте уже бежал.
Hint bir çiftin insanlara Noel kartı gibi bir şey ile saldırdığında görünce onlardan kaçmak için arkadan gireyim dedim.
Я увидел пару странных индусов, пристающих к людям с пародией на рождественский гимн, и чтобы с ними не столкнуться, вошел с черного хода.
Kaçmak da plandır!
План - улепетывать!
Kaçmak yok!
Никак не сбежать.
Karanlık zamanlarda Sibirya, heybetli ormanlara kaçmak anlamsız olduğu için, parmaklıklara ihtiyacın olmadığı esir kamplarının,
В темные времена, Сибирь была месторасположением ГУЛАГа, лагеря заключенных, которому были не нужны заборы и ограды, потому как бежать в те мрачные леса было бесполезно.
Yani kaçmak için tek şansın benim aracım.
Так что моя машина твой единственный путь к спасению.
Kaçmak için hiçbir nedenim yok.
У меня нет причины убегать.
Eğer kaçmak mümkün değilse, en önemli şey esiriniz ile bağlantı kurmaktır.
Если сбежать невозможно, то важно Установить связь с похитителем
- Ben de kaçmak zorundaydım.
Я убежал.
Çocuk birisinden kaçmak için eve doğru yürüdüyse oraya saklanmış olabilir.
Если наш пропавший ребёнок шёл домой или пытался сбежать от кого-то, это было бы подходящее место для укрытия.
Kaçmak için bir sebebim yok.
У меня нет поводов убегать.
Bunu gören biri şehirden kaçmak üzere olduğunu sanabilir.
Можно решить, что вы собирались покинуть город.
Kentten kaçmak için de ölüyor..
Он мечтает сбежать из города.
Kaçmak için her şeyi yapabilecek ve dünyaya anlatılmayacak denli zarar verebilecek kaçak bir paranormal.
Ненормальный, который сделает все, что потребуется, чтобы спастись, тот, кто может нанести непоправимый ущерб этому миру.
- Hayır. - Çünkü o adamla kaçmak istediğin için mi?
Потому что ты хочешь убежать с ним?
- Kaçmak istemiyorum- -
- Я не хочу убежать...
Seninle kaçmak istiyorum.
Я хочу бежать с тобой.
Artık kaçmak istemiyorum.
Не хочу больше.
"Acı bir gerçek olmasına karşın kadınlar ; utançtan kaçmak, intikam almak... "... ya da ilgi odağı olmak için tecavüz nidaları atıyor.
" Печальный факт, но женщины заявляют об изнасилованиях, чтобы избежать позора, отомстить или просто привлечь внимание.
"Acı bir gerçek olmasına karşın kadınlar ; utançtan kaçmak, intikam almak... "... ya da ilgi odağı olmak için tecavüz nidaları atıyor.
Печально, но женщины заявляют об изнасилованиях, чтобы избежать позора, отомстить или просто привлечь внимание.
Orta düzey bir yapımcıyı kovmak, sorumluluktan kaçmak gibi bir şey.
Я думаю, увольнять продюсера среднего звена, это отказ от ответственности.
Partiden kaçmak için bahane arıyormuş gibi bir hâli vardı çünkü.
Выглядело так, будто он искал повод уйти с вечеринки. Да, словно он был...
Şimdi tek yapabildiğim kaçmak.
И единственное, что мне сейчас остается - продолжать убегать.
Oz'dan kaçmak gibi bir niyetim yoktu.
Я не намерена покидать ее.
Bir adama komplo kur, sonra da kaçmak için onun arabasını çal.
Подставить человека, а потом украсть его машину, чтобы сбежать.
Nicole ile birlikte kaçmak için mi?
Чтобы сбежать с Николь?
Yani araştırmadan kaçmak için muhteşem bir bahane.
Другими словами, это прекрасное оправдание, чтобы разобраться с нашими поисками.
Muhtemelen bu yüzden şehir dışındaki bir üniversiteye gitti, kaçmak için.
Возможно, поэтому он решил не поступать в колледж, чтобы уйти.
Trafikten kaçmak için gizli yeraltı sokaklarımıza geçmem gerekiyor.
Надо прыгнуть в нашу подземную улицу, чтобы проскочить пробки.
Mortensen davasından kaçmak için özenle kurguladığın bir kurnazlık mı bu?
Это что, тщательно проработанная уловка, чтобы избежать дела Мортенсена?
- Kaçmak o kadar basit değil.
- Это не так просто - взять и сбежать.
Kaçmak öyle kolay bir iş değil.
Это не так просто - взять и сбежать.
Kaçmak için olanakları da var, Sayın Yargıç.
И с намерениями сбежать, Ваша Честь.
Kaçmak.
Сбежать.
Connie'nin kaçmak için onun yardımına ihtiyacı vardı.
Конни нужна была её помощь, чтобы сбежать.
Sayın Yargıç, kaçmak için her türlü nedeni ve kaynağı olan, hakkında müebbet hapis cezası istenen ve cinayetle suçlanan bir adamdan bahsediyoruz.
Ваша Честь, мы говорим о человеке обвиняемом в убийстве, с грозящим ему потенциальным жизненным заключением с мотивацией о ресурсами для побега.
3 numaradan sonrakilerin kaçmak için şansı vardı ve şüpheli bunu riske edemezdi.
Короче, любой после третьего имел шанс уйти, и субъект не стал бы этим рисковать.
- Dışarıda. Üzgünüm evlat, kaçmak zorundaydım.
Извини, парень, мне пришлось уйти.
Onunla kaçmak istemiyorum.
Элам. Я не хочу бежать с ним.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]