Mı translate Russian
2,540,779 parallel translation
- Aynen öyle. - Savaşçı mıyım yani?
у меня есть расовые недостатки?
Sigara içmenin ne kadar tehlikeli bir şey olduğunun farkında mısın?
Ты понимаешь на сколько опасно курение?
Kızımın yanında sigara içiyor musun?
Ты куришь перед моей дочерью?
- Kimseyi aramadın mı?
Ты позвал кого-нибудь?
Seninle böyle yüzyüze tanışma fırsatımız olmamıştı.
До этого мы не всречались так близко. Я Крис.
- İşe yaradı mı peki?
Что сработало?
Dün gece biraz hava almaya çıkmıştım onunla karşılaştık, sonrasını neredeyse hiç hatırlamıyorum ama sigaranın düşüncesi bile midemi bulandırıyor şimdi.
Я вышел на улицу подышать свежим воздухом и встретился с ней. Я едва могу что-то вспомнить, но от мысли о сигарете меня тошнит.
- Dalga mı geçiyorsun benimle?
Ты шутишь? Нет.
Onunla bir şansım var mı yani sence?
Думаешь у меня есть шанс?
- Önceden yaptın mı bunu? - Sadece gülümsemen yeter.
Улыбайся постоянно.
Logan, seni alıp kaçırmış gibi olmak istemiyorum ama tatlım Wincott ailesi seni soruyordu.
Логан, не хотела тебя отвлекать, но Винкоты спрашивали о тебе.
Durun biraz, Jim Hudson mı?
Джим Хадсон?
Her şey yolunda, tamam mı?
Всё в порядке.
İsterse kralı gelsin, umurumda olmaz tamam mı?
Братан, да будь эта сука хоть Иянлой Ванзант...
Benim hayatımı düzeltmeye çalışamaz, benim beynime giremezsin canım.
Она не улучшит мою сранную жизнь. И не залезет в мою голову. Я знаю.
Jeffrey Dahmer, zencilerin kafasını yiyordu lan, anladın mı?
Слушай, Джеффри Даммер жрал мозги нигеров. Ок?
Müsaadenizle açıklayayım şifonyeri silmek için cep telefonunuzu kaldırmıştım yanlışlıkla kablosu çıktı.
Позвольте объяснить. Я подняла Ваш телефон, чтобы протереть шкаф... и провод случайно отсоединился.
Sence çağdaş dünyada Afroamerikan olmanın avantajı mı çok yoksa dezavantajı mı?
Как Вы думаете, афроамериканцы... имеют больше преимуществ или недостатков в современном мире?
Kuzenimin epilepsisi var, bu nöbet falan değildi, tamam mı?
У моего кузена эпилепсия. Но это на неё не похоже.
- Tam havamdayım.
На сколько там плохо? Они такие белые.
- Bırakacağım, söz veriyorum.
Я брошу. Я обещаю.
Evlenilecek kız değil mi cakasını satayım?
Настоящая собачница.
Maksadım sizi korkutmak değildi.
Я не хотел напугать тебя.
Benim şimdi işime dönmem gerek. Kendi işime bakayım.
Чтож, мне нужно вернуться к работе.
Aman Tanrım!
О господи.
Buna hazır mısın?
Да.
- Evet, hazırım.
А я нет.
- Golf oynar mısın hiç?
Ты когда-нибудь играл в гольф?
- Yıllar önce bir kez oynadım, beceremem.
Однажды, пару лет назад. У меня не особо получалось.
Tiger'ı tanırım bu arada.
Но я знал Тайгера.
Yakışıklı mısın gerçekten?
Ты, красивый?
- Chris, Rose'un erkek arkadaşıyım.
Парень Роузи. Чудесно.
Tanıştığımıza memnun oldum Chris.
Что ж было приятно познакомиться с тобой, Крис.
Asistanım, eseri ayrıntılı bir biçimde tarif ediyor bana.
Мой помощник описывает мне работы во всех подробностях.
Eskiden ben kendim de fotoğrafçılıkla uğraşırdım, çoğunlukla doğa.
Я и сам раньше фотографировал. В основном дикую природу.
Sanat simsarlığına başladım, arkasına da gözlerim siktir olup gitti.
Я начал продавать, и тогда моё видение вообще пропало.
- Kim? Georgina. Rod'la konuşacağım diye odaya geldim, hiç şarjım yok.
Я пришёл поговорить с Родом, а батарея пуста.
Sapık seks meraklısı ailelerden olmadıklarına emin sayılırım.
Я уверен, что они не сексуальные извращенцы.
Anladın mı?
Они просто хотели немного пососать хуй, поиграть с яйцами.
Bir-iki sik yalarım, taşaklarıyla falan oynarım diye geliyorlardı ama bir şeyle oynayamadılar, çünkü kafaları vücutlarından ayrıldı.
А вот хуй. Ни с чем они не поиграли, потому что их головы отрезали от тел.
- Yalanım yok lan, AE'de izledim.
Я видел это по кабельному. Так всё и было.
Tamam mı?
Я тебе вот что скажу.
Yok canım, önemli değil.
Я просто запутался..
- Söylemiştim... Zararın neresinden dönersek kârdır diyerek olduğu gibi bıraktım.
Я подумала, что лучше продолжить уборку, и я оставила его.
- İspiyonlamak değildi amacım. - İspiyon derken?
Всучить?
Hatırlayamayacağım kadar çok isim geçti ama merhabalar.
Сразу столько имён не запомню, но привет.
- Öyle, evet ama şehirde bile hiç çıkasım gelmedi.
Но даже когда мы выбирались в город, мне было там не интересно.
Sanırım hepinize bir özür borçluyum.
Полагаю, что должен... перед Вами извиниться. Нет, нет нет.
Yok canım, hiç olur mu! Tekrar kendine geldiğine sevindik sadece.
Мы рады что ты пришёл в себя.
- Evet! Evet, şu partiyi tekrar rayına sokalım.
Давайте продолжим вечеринку.
Sanırım annen aklımla oynadığı için.
Думаю, твоя мама была в моей голове.