Oturmak istemiyorum translate Russian
94 parallel translation
Oturmak istemiyorum. Bir şeyim yok. Gördün mü?
Я не хочу сидеть, я в полном порядке, видите?
Oturmak istemiyorum, muhafızını çekmeni istiyorum!
Я не хочу садиться...
- Oturmak istemiyorum!
- Садитесь! - Не хочу садиться!
Oturmak istemiyorum.
Я не хочу садиться.
ben oturmak istemiyorum!
Я не застряну там на долго!
Burada oturmak istemiyorum.
Я не хочу просто сидеть тут.
Orada bir başıma çıplak oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть голым в одиночестве.
Burada oturmak istemiyorum. - Tamam.
Не хочу сидеть дома.
ama orada tek başıma çıplak oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть там голым в одиночестве.
- Onun yanına oturmak istemiyorum.
- Я не хочу с ним сидеть, папа.
- Onun yanına oturmak istemiyorum.
- Я не хочу с ней сидеть, мама.
Onun yanında oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть с ним рядом.
Bu akşam seninle oturmak istemiyorum. Seni tekrar görmek istemiyorum.
Я не хочу сидеть рядом с тобой, не хочу больше видеть твою задницу здесь.
Ve belki de ben her gece yalnız başıma evde oturmak istemiyorum.
И, может, я не хочу сидеть дома одна всю ночь.
Burada oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть!
- Ben oturmak istemiyorum!
- Я не хочу сидеть!
Oturmak istemiyorum. Ayakta durmak istiyorum.
Нет уж, спасибо, я постою.
Çünkü hayatım boyunca Mc, peynir ve makarna yiyip oturmak istemiyorum. Kıçımı sıkıp çalışmaya ve onların kurallarıyla oynamaya başlamazsam böyle olacak.
Потому что я не хочу жить, питаясь только бургерами и лапшой быстрого приготовления всю оставшуюся жизнь, а так оно и будет для меня, если я не буду стараться изо всех сил и играть по их правилам.
Çünkü bütün gece burada oturmak istemiyorum.
- Надеюсь, что нет, разу уж мы вызвались караулить всю ночь.
Bir daha seni görmek, seninle konuşmak, aynı odada oturmak istemiyorum.
И я не хочу видеть тебя... говорить с тобой или быть в одной комнате больше никогда в жизни.
Şapkalı insanların arkasına oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть за людьми в шляпах.
Oturmak istemiyorum, Randy.
Я не хочу садиться, Рэнди.
Yıkanmayan biri ile aynı masada oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть рядом с человеком, который не моется.
Oturmak istemiyorum.
- Я не хочу сидеть.
- Oturmak istemiyorum.
- Я не хочу сидеть.
Oturmak istemiyorum.
Не хочу я садиться.
- Hayır, oturmak istemiyorum! Otur şöyle.
- Нет, я не хочу садиться.
Baum birini öldürecekse, bu olurken arabada oturmak istemiyorum, tamam mı?
Если Баум убийца, не стоит ждать в машине пока он кого-то убьет.
- Oturmak istemiyorum.
- Я не хочу садиться.
Oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть.
Brad, tatlım niyetinin iyi olduğunu biliyorum ama burada oturmak istemiyorum.
Брэд, милый. Я знаю, ты хочешь, как лучше, но я не хочу тут жить.
Ön sıralarda oturmak istemiyorum, orası göt yalayıcıların yeri.
Я не хочу сидеть впереди. Это места для поцелуев.
Çünkü mali yardım alan bir çocuğun arkasında oturmak istemiyorum.
С того, что я не желаю сидеть за мальчиком из трущоб.
Hayır, oturmak istemiyorum.
Нет, не хочу сидеть.
Oturmak istemiyorum.
Присядь. Я не хочу сидеть.
- Oturmak istemiyorum.
- Я не желаю сидеть!
Sürekli mesajlaşan 15 yaşında bir çocuğun yanına oturmak istemiyorum.
Не хочу сойти с ума, сидя рядом с 15-леткой, постоянно строчащей смс.
Lütfen oturun. Oturmak istemiyorum. Güvenlidir demişlerdi.
прошу вас, сядьте я не хочу сидеть. они говорили, это безопасно.
Tek başıma oturmak istemiyorum.
Я не хочу сидеть один.
Oturmak istemiyorum.
Не хочу я присаживаться.
Bilgisayar başında oturmak istemiyorum.
Я не хочу заниматься компьютером.
Hayır, kıçımın üstünde oturmak istemiyorum.
Нет, я не хочу садиться.
- Şöyle oturun lütfen. - Oturmak istemiyorum.
Давайте присядем.
- Oturmak istemiyorum!
Не хочу я садиться!
- Oturmak istemiyorum.
- Не хочу я садиться.
Bu sandalyede oturmak istemiyorum.
Я не хочу оставаться в этом кресле, потому что так не...
Burada oturmak istemiyorum, anne.
Не хочу быть на виду, мама.
Miles, şu anda seninle aynı masada oturmak bile istemiyorum.
Майлз, прямо сейчас я не хочу даже сидеть с тобой за одним столом.
Ben oturmak istemiyorum, Ben biraz disari cikacagim.
Пойду до калитки прогуляюсь.
- Oturmak istemiyorum.
Нет, я не буду садиться.
Nasıl olur? Çünkü bugün senle çıplak halde oturmak istemiyorum
Зайдёшь позже?