Seninle mi translate Russian
1,918 parallel translation
Yani seninle mi?
с тобой?
- Seninle mi konuştum?
- Я говорил с вами?
- Ne, seninle mi?
- Что, вы?
Seninle mi?
С тобой?
- Seninle mi? - Ne?
– Он с тобой?
Şimdi, sence patronum kiminle anlaşma yapmayı yeğler dersin seninle mi yoksa kampanya destekçisi ile mi?
Ну, и с кем мой босс скорее всего будет иметь дело с тобой или спонсором его предвыборной компании?
Seninle mi gidecek?
Он уходит с тобой?
Seninle mi ayak işlerini yapan sivri dilli ufaklıkla mı konuşacağım?
Я говорю с вами или с вашим брызжущим ядом мальчиком на побегушках?
Yani o burada seninle mi yaşıyor?
Так он... живёт здесь с вами?
Ajan Sims de seninle mi gidiyor?
Агент Симс едет с вами?
Volker seninle mi?
Волкер с тобой?
Seninle mi ilgili?
Тебе?
Bunlar seninle ilgili mi sanıyorsun?
Думаешь, дело в тебе?
Seninle geleyim mi?
Меня возьмешь? А то.
Seninle ilgili düşüncelerim değişir mi sandın?
Думаешь, что я изменю своё мнение о тебе?
Seninle birlikte olduğum için mi?
С тем, что мы с тобой занимались сексом?
Seninle yüzleşmemi mi istiyorsun?
Ты хочешь, чтобы я с тобой конфликтовал?
Zenci bir hizmetçi seninle konuşmayı kabul etti mi?
Служанка-негритянка уже сoгласилась пoгoвoрить с тoбoй?
- Seninle görüşmek istemiyorum demedim mi?
Я же сказала, что не хочу тебя видеть.
Ve seninle güzelce sevişme fırsatı buldukları için çok seviniyorlar. Gecenin sonunda eve gelirler mi diye soruyor muyum?
Я их прошу уйти со мной?
Seninle gurur duyuyorum. - Doğru yapmış değil mi?
я так горжусь тобой у него получилось, правда?
Sadece seninle ben mi olacağız yoksa sen, sen, sen ve seninle- -
И я хочу знать, это будем только я и ты, или это будем я и ты, и ты, и ты...
- Seninle de rahatça konuşamıyor, değil mi?
- Он ведь и перед тобой не открывается?
Seninle hiç tanışmadık, değil mi?
Мы же раньше не встречались, верно?
- Seninle çocuğu gibi mi konuştu?
Он разговаривает с тобой детским голоском?
Singh seninle hâlâ iletişime geçmedi mi?
Синх ещё не пробовал связаться с тобой?
Şimdi bize o yaşlı kadının seninle seks yapmak karşılığında bölümüne milyonlarca dolar vermek istediğini mi söylüyorsun?
Погоди, погоди. Ты говоришь, что пожилая леди хочет заняться сексом с тобой в обмен на миллионы долларов вашей кафедре?
Seninle bu yüzden konuştu, değil mi?
Он же с тобой об этом говорил?
- Seninle değil mi?
Он не с вами?
O şekilde bakıyorsun, çünkü herşey seninle ilgili değil mi?
Ты так это видишь, потому что всегда дело в тебе, не так ли?
Charlie seninle konuşmamı söyledi, değil mi?
Чарли сказал, что я должен с вами поговорить, верно ведь?
Ve gelip seninle birlikte yaşayacağım değil mi?
и я буду жить у тебя, так?
Onun burada seninle yaşamasına rağmen mi?
Он живет здесь с вами, правда?
Seninle konuşmak istediğimizin ne olduğunu biliyorsun, değil mi, Amanda?
Вы знаете, о чем мы хотели бы поговорить с вами, Аманда?
Peki seninle konuşan gerçekten o muydu yoksa sadece kendi kendine mi konuşuyordun?
Ну, думаешь, это она говорила с тобой или ты просто разговаривал сам с собой.
Öğleden sonra seninle müzede görüşürüz o zaman, değil mi Jarle?
Ну, тогда после обеда встречаемся в музее, да, Ярле?
Seninle ve bebekle gelelim mi?
Можно с вами поехать?
Seninle gelmeyi kabul etti mi?
Она согласилась поехать с тобой?
- Seninle işleri bitti mi yani?
- Они отстали от тебя?
Seni daha çok rahatsız eden hangisi? O eski fotoğraf mı yoksa seninle birlikte hiçbir zaman öyle bir fotoğraf çekilemeyeceğimiz gerçeği mi?
Что беспокоит тебя больше... то старое фото... или... тот факт, что ты и я не можем сделать такую же фотографию?
O seninle değil mi?
Эм... она не с тобой?
Jess seninle değil mi?
Джесс, не с тобой?
Seninle tüm kasabayı hoşuna gittiği için mi gezdiğini sanıyorsun?
Думаешь, он таскает тебя по всему городу, потому что ему так это нравится?
Seninle iletişime geçti mi?
Он с вами связывался?
Seninle geleceğimi mi?
Поехать с тобой?
Seninle ilgili mi?
О тебе?
Seninle ilgilenme bahanesiyle buraya gelip hizmetçiyi rahatsız etsin ve bornozuna kusur bulsun diye mi?
Чтобы она пришла присмотреть за тобой надоедая сиделке и критикуя твой халат? Да.
Seninle geleyim mi?
Хочешь, чтобы я проводил?
- Seninle mi?
- С тобой?
Ve işte nöropazarlamanın asıl amacı budur. Çünkü reklamları izledikten sonra seninle konuştuklarımı açıklayabilmen mümkün değil, değil mi?
Вот поэтому и существует нейромаркетинг, вы ведь не смогли бы объяснить это в нашей беседе непосредственно после сессии.
Seninle olmak için mi?
О да.