A man like you traducir turco
4,553 traducción paralela
It's a familiar predicament to a man like you, isn't it, Dad, eh?
Senin gibi bir adam için tanıdık bir hâl, değil mi baba?
You know, I would've thought a man like you would be at the front booth.
Senin gibi bir adamın ön masada oturması gerekir.
I had a man like you once.
Eskiden senin gibi bir adamım vardı.
A man's boots is a man's boots, but she might not like me givin''em to you.
Birinin çizmeleri kendine aittir, ama sana vermem hoşuna gitmeyebilir belki.
I know that you think that you're helping, but a man dancing around with fake breasts just makes this whole thing look like a joke.
Yardım ettiğini düşündüğünü biliyorum, ama sahte göğüsle dans eden bir adam yaptığımızı şaka gibi gösterir.
Man, you look like a rabbit.
Tavşan gibisin be oğlum.
Why would you want to protect a man like that?
Böyle bir adamı neden korumak istiyorsun ki?
It may be hard for an old, retired fellow like you to understand this... But I'm a busy man.
Senin gibi yaşlı ve emekli biri için idrak etmesi zor bir şey olabilir bu ama ben yoğun bir adamım.
I thought you didn't like getting a rubdown from another man.
Bir başka erkeğin sana masaj yapmasından... hoşlandığını bilmiyordum.
You know, I was a man once sort of thing, before the Daleks made me like this.
Dalekler beni bu hale getirmeden önce ben de bir insandım gibi bir bakış.
You were like a man on a mission tonight.
Bu gece sanki görevde gibisin.
That make you feel like a man?
Erkek gibi mi hissettirecek bu?
You feel like a man?
Erkek gibi hissediyor musun?
I would like you to find a man by the name of Eddie Marconi.
Eddie Marconi adında birini bulmanı istiyorum.
No one can take from you what is yours, if you defend it like a man!
Adam gibi korursanız kimse sizin olanı elinizden alamaz.
You got to respect a man who takes one for the team like that.
Ekibi için öyle bir fedakârlık yapan bir adama saygı duymak lazım.
Chloe, I invited Will here because I really like him, and I want you to give him a chance.
Chloe, Will'i ben davet ettim, çünkü ondan gerçkten hoşlanıyorum ve ona bir şans tanımanı istiyorum.
Don't you fucking dare give qualitative appraisals on my staff and say "good man," like he's going off to buy a fucking ice cream!
Sakın çalışanlarım için niteliksel değerlendirmelerde bulunup sanki dondurma almaya gönderilmiş gibi "iyi biri" demeye kalkışma!
Jonah, you're not even a man. You're like an early draft of a man where they just sketched out a giant mangled skeleton, but they didn't have time to add details like pigment or self-respect.
Üstünkörü tasarlanmış eciş bücüş iskeleti olan bir erkeğin kabataslağısın ama pigment ve haysiyet gibi detayları eklemeye vakitleri olmamış.
But I gotta warn you, Raj is a proud, passionate man. If you go running out on him again, you're only gonna get, like, three or four more chances before you are history.
Ama seni uyarayım Raj gururlu ve tutkulu bir adamdır onu bir kez daha bırakıp gidersen yalnızca 3-4 kez daha şansın olabilir sonra tarih olursun.
The jab is like a cane to a blind man, you understand?
Yumruk, kör bir adamın bastonu gibidir, anladın mı?
YOU MUST FEEL LIKE A REAL ASS, MAN.
Kendini göt gibi hissediyor olmalısın, adamım.
You're a man, like me.
Sen bir erkeksin, benim gibi.
You seem like a self-made man.
Kendi kendini yetiştirmişsin.
Instead, I'd like you to watch as I converse with a young man who's wondering what to do with his life.
Onun yerine, gelecekte ne yapacağına karar verememiş genç bir delikanlıyla olan söyleşimi izlemenizi istiyorum.
You can walk out like a man or I can have you thrown out like the lowlife you are.
Ya adam gibi buradan gidersin ya da seni o serseri hayatına uygun biçimde dışarı attırırım.
You know, for a small man, you fight like a girl.
Küçük bir adama göre, bir kız gibi dövüşüyorsun.
Look, I know what you must think of me, but... it ain't easy living with a man like him.
Hakkımda ne düşündüğünü biliyorum ama öyle bir adamla yaşamak kolay değil.
Ed, it sounds to me like you have a man cave.
Ed, bana bir erkek odan olmuş gibi geldi.
I worked for a man who worried about his wife, like you... She left me a souvenir...
Bir zamanlar sizin gibi, karısı için endişelenen birisi ile ilgilenmiştim.
But the rest were fakes, just like you, a man who claims to be a hero but is nothing more than a fraud with a cute little bod.
Kahraman olduğunu iddia ediyorsun, ama şirin vücutlu bir sahtekardan fazlası değilsin.
Thought about it last night, and I decided that if you came in here and apologized to me like a man, that I would forgive you, and that's what you've done, so you're forgiven.
Geçen gece düşündüm, ve şöyle karar verdim. Eğer buraya gelip benden adam gibi özür dilerseniz sizi affedecektim, ve siz de dilediniz yani affedildiniz.
Look, it looks like you need to see a doctor, man.
Bence doktora görünsen iyi edersin abi.
You know who leaves a ride like this in the middle of this street, at this time of night, man? Cops.
Böyle bir aracı böyle bir sokağın ortasında bu saatte kim bırakır biliyor musun?
Or did you get a nice long whisker going? Like some old man.
Yoksa yaşlı adamlarınki gibi hoş bir sakalın çıktı?
There is no reason a girl like you cannot find a good man.
Senin gibi bir kızın iyi bir adam bulamaması için hiçbir sebep yok.
'Cause he seems like a really nice guy, but you can't tell if somebody's a really nice guy by just watching him on the TV, except for Al roker'cause God broke the mold when he made that man.
Çünkü, gerçekten iyi birine benziyor, Ama sen yinede söyleme, eğer Birisi sadece televizyonda iyi biri olarak görünüyorsa, 'AL Roker''hariç ;
You throw like a blind man.
Sen kör gibi atıyorsun.
Oh, a handsome man like you?
Sizin gibi yakışıklı bir adam mı?
You look like a man who lacks the arena.
Bu işi özlediğin belli.
I have my suspicions, And I think a man like you, Highly placed in local politics,
Bazı şüphelerim var ve bana kalırsa senin gibi, yerel politikada makam sahibi bir adam, bunun gibi bir örgütün tam da kendi saflarında görmek isteyecekleri türden biridir.
Oh, I know what you wonder - whether I might have motive to do worse to a man like Knightly than meet his demands of bribery.
Knightly gibi biri benden rüşvet istediğinde ona kötü bir şey yapar mıyım diye merak ettiğinizi biliyorum.
You're weak, so you overcompensate by acting like a man.
Zayıfsın ve erkek gibi davranarak telafi ediyorsun.
Well, I haven't said this to a man in a very long time, but I like you a little bit.
Bunu bir erkeğe söylemeyeli çok uzun zaman oldu ama ben de senden azıcık hoşlanıyorum.
But you did it poorly, like a man putting way a woman's things.
Ama öyle kötü yaptın ki tipik bir erkek gibi etrafa dağıtarak.
But a sensible man like you wouldn't actually throw that money away, would they?
Senin gibi akıllı bir adam bu kadar değerli şeyleri bir kenara atmazdı değil mi?
When a man wants to talk to you, you're going to see his lips moving like this.
Eğer bir adam seninle konuşmak isterse dudaklarını böyle hareket ettirir bak.
Like, I've spent my whole life trying to get out of homework while you've lived the life of a warrior, of a man.
Benim hayatım boyunca ödevden kurtulmaya çalışmış senin ise hayatın boyunca savaşmış olduğun gibi.
- Nah, nah, it's cool cos I've got a man from, like, north, south, east and west that regularly record at mine, so you know...
Kuzeyden, güneyden, doğudan, batıdan, her yerden adam geliyor. Bizim evde düzenli olarak kayıt alan adam çok.
Would you like to be in the film, because I think you would play a really good wise man and you would be a really good star.
Çünkü bence siz bilge birisini güzel oynarsınız sizden de güzel bir yıldız oyuncu olur.
You look like a man in a hurry.
Acele içindeymişsiniz gibi görünüyorsunuz.
a man 569
a man and a woman 41
a man after my own heart 23
a man is dead 38
a man died 22
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you and me 45
like you told me 16
a man and a woman 41
a man after my own heart 23
a man is dead 38
a man died 22
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you and me 45
like you told me 16