Like you and me traducir turco
9,553 traducción paralela
Nobody does it like you and me, baby girl.
Kimse ikimiz gibi olamıyor bebeğim.
People like you and me, we're the victims here.
Sizin benim gibi insanlar kurban oluyor.
These men, these deserters we are supposed to capture, aren't they are just regular fellows like you and me?
Yakalanması gereken bu adamlar, bu kaçaklar senin benim gibi normal insanlar değil mi?
People like me and you, we should say things to one another.
Ben ve senin gibi insanlar birbirlerine lafları vardır.
♪ If you don't like our 808s, then ♪ People who see me as who I am, and not some killer, or some fiction that's been created out of thin air.
Beni bir katil ya da yoktan var edilen bir hayal ürünü olarak değil de olduğum gibi gören insanlar.
You and me working the DITU system... just like the old days?
Seninle DATB sistemini çalıştırıyoruz, eski günlerdeki gibi değil mi?
- Oh. You're missing work, you come in looking like that, and you expect me not to ask questions?
İşleri eksik yapıyorsun, böyle geliyorsun ve soru sormamamı mı bekliyorsun?
Something about him bugs me, and you know what I like to do when that happens?
Onda beni rahatsız eden bir şey var. Bu olduğunda ne yaptığımı biliyorsun.
Are you gonna tell Rex that you banned me from seeing him? Or are you gonna lie like you normally do and blame it on me?
Oğluma onu görmemi engellediğini söyleyecek misin yoksa... her zamanki gibi yalan söyleyip suçu benim üzerime mi atacaksın?
Well, Bomba, it looks like it's just me and you again.
Bomba, yine ikimiz kaldık.
You get one of those, like, skywriters, and say, "Marry me, baby."
Uçak ile hava da yazı yazdırabilirsin ve "Benimle evlenir misin, bebeğim" dersin.
Are you really just gonna, like, sit there and not talk to me?
Cidden benimle konuşmadan orada öylece oturacak mısın?
Um, listen, Steve, you seem like a really good guy, and you were spot-on about not being able to trust me, just wrong about why.
Dinle, Steve, iyi birine benziyorsun. Bana güvenmemek konusunda haklıydın ama nedenini doğru bilemedin.
Mom, with all due respect to you and to Nora's family, I mean, it sounds like a hunch at best to me.
Anne, sana ve Nora'nın ailesine tüm saygımla, yani, bu bana en fazla bir önsezi gibi geliyor.
And, as I said before, I'd be happy to do it again, if you'd like to give me any other direction.
Önceden dediğim gibi eğer bir talimat daha verirseniz yeniden yapmaktan mutlu olurum.
Oh, would you like me to just show you my naked body before we go out to dinner and you want to sleep with me?
Seninle hiç yemeğe çıkmadan sana çıplak vücudumu göstermemi ve seninle yatmamı ister miydin?
You think you can just apologize to me after years of treating me like a mutt and I'll just go down there and sell your lie to Noah Baker?
Onca yıl bana bir köpek muamelesi yaptıktan sonra özür dileyebileceğini ve oraya gidip yalanlarını Noah Baker'a yedireceğimi mi sanıyorsun?
And, in doing so, created a situation where you can either support me and risk looking like fools or throw me under the bus and help the democrats hang me.
Ya aptal gibi görünür beni destekler riski göze alırsınız ya da beni uçurumdan atar demokratların kellemi almalarına yardım edersiniz.
I don't know what you were doing, grabbing and kissing me like that.
Böyle okşayıp öperek ne yapmaya çalıştığını anlayamadım.
And there was this abstract expressionism exhibit. But you know me, I'm more like a Neo-Cubist kind of guy.
Soyut dışavurumculuk sergisi vardı ama beni tanırsın daha çok neo-kübist tarzı biriyim.
No, I don't, because you told Robert Zane to treat me like a partner, and then you turned around, and you cut my legs out.
Hayır, istemem çünkü Robert Zane'e bana bir ortak gibi davranmasını sen söyledin.
Because I spent 12 years putting you first, and the day I finally decided to do something for myself, you didn't just stop treating me like family, you started treating me like a stranger.
Çünkü 12 yıl boyunca seni hep önde tuttum. Kendim için bir şeyler yapmaya karar verdiğim gün bana aile gibi davranmayı bırakmakla kalmadın bir yabancı gibi davranmaya başladın.
And for your information, that is a thousand times worse than if you treated me like your enemy.
Ve bilgin olsun, bu bana düşman gibi davranmandan bin kat daha kötü.
I need you to know how proud I am of you,'cause seeing you working like this just reminds me how you persevered with the LSATs and how you got into law school, and now- -
Seninle ne kadar gurur duyduğumu söylemek istedim. Çünkü seni böyle çalışırken görmek, bana SAT sınavları için için ne kadar çaba sarf ettiğini hatırlatıyor. Ve hukuk fakültesine nasıl girdiğini, şimdi de -
The harm is you lost me my client and made me look like a fool.
Zararı, bana bir müşteri kaybettirdiniz ve beni aptal gibi gösterdiniz.
I'm sure that you've been through a great deal, and I can appreciate you feeling like this is suddenly the right time for you to want me in your life, but that doesn't mean that it's the right time for me.
- Büyük zorluklar atlattığına eminim. Beni hayatına sokmak için bunun birden bire uygun bir zaman olduğunu düşünmene teşekkür ederim. Ama bu benim için de uygun bir zaman demek değildir.
When I first got to your place, I thought you had a wild party and I was like, "Why didn't she invite me?"
İlk girdiğimde parti var sandım ve "Beni neden davet etmedi ki?" diye düşündüm.
You know, the way I played you and your boy at that motel, looks to me like you've been out of the game a little too long.
Otelde sizlere oynadığım oyunu düşündüm de sen de bu işlerden uzun zamandır uzak kalmış gibisin.
Looks like it's just you and me, Windshear... as usual.
Görünüşe göre sadece sen ve ben varım Rüzgarkamçı her zamanki gibi.
And, for once, I'm not gonna let you treat me like I'm less than you.
Ve bir kez olsun bana senden daha önemsizmişim gibi davranmana izin vermeyeceğim.
People like me tend to have exceptional lawyers to get us out of trouble like this, but while I'm here, you should know that I do hate to be bored, and you bore me.
Benim gibi insanların böyle sorunlardan kurtulmak için çok iyi avukatları vardır... ama buradayken bilmelisin ki, sıkılmaktan nefret ederim ve siz beni sıkıyorsunuz.
I don't like you, but you have to work with me to stop Zoom and Doctor Light.
Ben de seni sevmiyorum. Ama Zoom ve Doktor Light'ı durdurmak için benimle çalışmak zorundasın.
Don't let fear and doubt hold you back like it did to me.
Korkunun ve şüphenin beni alı koyduğu gibi seni de alı koymasına izin verme.
And you treat me like a big joke.
Ama sen beni hor gördün.
I'd like you to join me on the high seas, as my Number Two and I don't mean that kind of number two.
Açık denizde bana İki Numaram olarak eşlik etmeni istiyorum. O anlamda iki numarayı kast etmiyorum.
Our research shows America likes to think they know you, and then they like learning more about you, but at a certain point they pass a threshold where they actually know you and then they find you weird and off-putting. Are you saying that nobody who really knows me could ever love me?
Beni tanıyan kimse sevemez mi diyorsun?
My Lord, I've known you all of two seconds and it feels like you've been bugging me my whole life.
Lordum, iki saniye tüm size bilinir geçtim. Bana Hayatım boyunca adamcağız oldum ve öyle hissediyor.
Because you asked me to bring the compensation issue up For a vote like a man and I did.
Çünkü benden bu tazminat meselesini adam gibi oylamaya getirmemi istedin.
No, I just want you to know what it feels like to be me In here with you, and if you're not willing to do that, Then what the hell good are you?
Hayır, sadece burada benim gibi olmanın ne demek olduğunu anlamanı istiyorum bunu da yapamıyorsan işinde nasıl iyi oluyorsun sen?
Dad, you would've been just as amazing with your own son, just like you were with me and Barry.
Anlarsın ya. Bana ve Barry'e yaptığın gibi kendi oğluna da mükemmel bir babalık yapardın Baba.
You get out of here, you kids who are just kids and not an adult like me!
Buradan defolup gidin, daha çocuk olan ve benim gibi yetişkin olmayan veletler!
And for you to initiate contact, well, made me feel like our relationship took an important step forward.
İlk mesajı senin atman, ilişkimizin bir sonraki seviyeye... -... geçtiğini hissettirdi bana.
Okay, the last time the two of you were looking at me like that, it was when you both took my convertible on a joy ride and wrapped it around that big oak tree on Fairmont Drive.
En son ikiniz bana böyle baktığınızda benim külüstürü alıp Fairmont Drive'da gezerken büyük bir meşe ağacına çarpmıştınız.
You have a sweet soul, Oscar, and you've been good to me, like a brother.
Çok tatlı birisin, Oscar. Ve bana iyi davrandın. Bir kardeş gibi.
8 : 00, and I like daisies, by the way, just in case you wanted to give me flowers.
8 : 00'de. Papatya severim bu arada. Bana çiçek vermek istersen falan diye.
I am a vampire with food poisoning, standing in a room of much bigger problems, so stop looking at me like you've never seen a vampire vomit before and start thinking of a way to break their compulsion.
Yemekten zehirlenen bir vampirim. Çok daha büyük problemlerle dolu bir odada duruyorum. Bu yüzden bana daha önce hiç kusan bir vampir görmemiş gibi bakmayı kes.
Without people like me, people like you go unchecked and run rampant.
Benim gibi insanlar olmazsa senin gibi insanlar kafasına göre hareket eder.
Okay, so they were cool with me coming out here for a couple of weeks, right, to meet Rita and to meet you, but, you know, they, like we talked about, you know, I, you know, kind of decided that I want to stay for longer, and when I was talking to them on the phone the other day, maybe, I don't know,
Tamam, birkaç haftalığına benim için buraya gelmeleri güzel, değil mi Rita ve seninle tanışırlar fakat onlarla hakkında konuşacağımız şeyler de olur sen bilirsin bunları....... uzun süre kalma kararını da vermiş olurum ve geçen gün onlarla telefonda konuştum, belki, bilemiyorum.
Now, that sounds hostile to me, so I feel like you are putting up a... a wall made of bricks and cement and all kinds of things so you can't get through to me and I can't get through to you.
Bana düşmanca bir tavır gibi geldi bu tür şeyleri sanki çimento ve tuğladan bir duvar gibi ördüğünü hissediyorum....... yani sen bana ulaşamıyorsun, ve ben de sana ulaşamıyorum.
We haven't known each other long, but I feel like you've known me forever, and that feels... really good.
Birbirimizi uzun süredir tanımıyoruz. Ama sanki beni hep tanıyormuşsun gibi hissediyorum. Ve bu çok iyi hissettiriyor.
Oh, you'd like me and all these people around me to believe that this ordeal is a deep burden upon your soul, but the truth is, you don't have a soul!
Benim ve etrafımdaki insanların, yapılan işkencelere üzüldüğüne inanmamızı mı bekliyorsun? Bunlara üzülecek bir ruh barındırmıyorsun sen!
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you told me 16
like you 1448
like you said 759
like yours 81
like your mother 32
like you used to 18
like you do 64
like your brother 20
like your dad 19
like you told me 16
like you 1448
like you said 759
like yours 81
like your mother 32
like you used to 18
like you do 64
like your father 54
like you don't know 28
like yourself 72
like you wanted 25
like you always do 49
like you care 36
like you wouldn't believe 25
like you were 21
like you did 54
like you know 24
like you don't know 28
like yourself 72
like you wanted 25
like you always do 49
like you care 36
like you wouldn't believe 25
like you were 21
like you did 54
like you know 24
like you are 30
like you say 78
like you asked 66
you and me 2253
you and me both 228
you and me together 41
and merry christmas 27
and me 1014
and meanwhile 86
and mean 19
like you say 78
like you asked 66
you and me 2253
you and me both 228
you and me together 41
and merry christmas 27
and me 1014
and meanwhile 86
and mean 19