English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Like you were

Like you were traducir turco

9,275 traducción paralela
Looks like you were right.'
Görünüşe göre haklıydın.
I heard you were sick. I was sick? You called Poong San and told him you were hurting like you were dying...
Amca bu bayan bizim kasaba sakinlerimizden biri.
Yeah, I was gonna say, uh... you looked like you were getting a little soft around the edges there, like old Daddy Briggs.
Evet, söyleyecektim... Biraz yumuşuyor gibi gözüküyorsun. orada kenarlarda eski Baba Briggs gibi.
You have to think back on every moment, research everyone, like you were taught.
Her anı tekrar düşünmek zorundasın herkesi tekrar araştırmak, sana öğretildiği gibi.
I thought guys like you were only in books.
.. sizin gibi insanların sadece kitaplarda olduğunu düşünürdüm.
Now, no matter what's happened, she's going to come back here, and she's going to be here for you, just like you were there for her when she needed you.
Şimdi, ne olursa olsun buraya dönecek ve senin yanında olacak tıpkı onun sana ihtiyacı olduğunda, senin onun yanında olduğun gibi.
We can help you. Like you were helping me by sending me to jail, huh?
Beni hapse göndererek yardım ettiğin gibi mi?
I'm telling you this now because... you were right about me, just like you were right about the exercise.
Bunu sana şimdi söylüyorum çünkü ben konusunda haklıydın tıpkı uygulamada haklı olduğun gibi.
You can do that with us, like you were doing at the hospital... saving lives.
Bizimleyken yapabilirsin. Hastanedeki gbi. Hayatları kurtarabilirsin.
Kind of felt like you were out there for blood tonight.
Bu gece kan peşindeymişsin gibi geldi bana.
You said you felt like you were being watched, Clara.
İzleniyormuş gibi hissettiğini söylemiştin Clara.
Because to me, that sounds like you were trying to have the justice system off the guy.
- Çünkü adalet sistemine, adamın işini bitirtmeye çalışıyormuşsunuz gibi geldi bana.
I'm talking about how the moment you walked through the door, you looked like you were struck by a bolt of lighting.
Kapıya doğru yürüdüğün andan bahsediyorum, çarpılmış gidiydin.
You shook that guy's hand like you were his goddamn cousin.
Adamın elini bir ahbabının elini sıkar gibi sıktın.
Through all of this, you've had that look like you're about to smile..... even when things were serious,
Tüm bunlar yaşanırken, olaylar ciddileştiğinde bile senin yüzünde o gülümseme vardı.
And yet if I were to tell you that your boyfriend was dead, you'd cry like a little girl.
Ve sana sevgilinin öldüğünü söylesem... -... ufak bir kız gibi ağlardın.
You were like spying on me when you saw me outside school?
Beni okulun dışında gördüğün zaman, benim üzerimden casusluk mu yapıyordun?
I mean, instead of being grateful, you were... well, it's like you resented me.
Bana minnettar olmak yerine beni reddettin.
Like why you were wandering around on that particular fire trail.
- Neden özellikle o yangın yolunda dolaştığın gibi.
So you were, like, sleeping with other people?
Yani diğer insanlarla da yatıyordun? Elbette.
But, I mean, if you were never right together, then why are you still, like, holding on?
Fakat hiç bir zaman birlikte olamadıysanız neden hala buna tutunmaya çalışıyorsun?
you mean you were gonna pretend like I had some say in this.
sanki bir söz hakkım varmış gibi mi davranacaktın.
You were not like this.
Eskiden böyle değildin.
You know, if we were in Baghdad, this would be like me flipping you off.
Bağdat'ta olsaydık sana orta parmağımı gösteriyor olurdum şimdi.
What were you like as a teenager?
Bir ergenken nasıl görünüyordun?
There's got to be something, right? Like... Well, what did you do when you were growing up in Taiwan?
Mesela, Tayvan'da büyürken neler yapardın?
- You like it? I thought you were gonna get us a big fancy house with a helipad.
Helikopter pisti olan büyük bir ev alacağını sanıyordum.
Why couldn't you have just stayed where you were, like a good girl?
Neden durduğun yerde duramadın, iyi bir kız gibi?
These girls were between 18 and 25, they hung on the Strip with guys like you who feed them coke and promise them the world.
Bu kızların yaşları 18 ve 25 arası. Strip'te onlara kokain sağlayan ve dünyaları vaat eden...
Hey, hey, when you were a cop, when you were going to a crime scene, did you go "chung Chung," like Law Order?
Peki polisken bir suç mahalline gittiğinizde şu sesi çıkarıyor musunuz? :
If I were really like that, it'd be because I learned from you.
Eğer gerçekten öyle biri olsaydım, .. bunu senden öğrenmiş olurdum.
I like you better when you were possessed.
Ele geçirilmişken daha tatlıydın.
You were like in full on bone mode, like a praying mantis.
Evet, çiftleşmeye hazır vahşi bir kedi gibiydin.
Almost looked like you were being pushed out.
Neredeyse zorla götürülmüşsün gibi.
Okay. Well, so, by that rationale, if you were to really like one person, it would be, like, considered an aberration, or an abnormality or... Special, even.
Bu mantıkla yola çıkarsak birinden hoşlansaydın eğer bu kişi sapkın, anormal ya da özel olurdu.
What, were you, like, stalking her?
Ne yapıyordun, gizlice takip mi ediyordun onu?
So... so, what, were you like a... a player?
Yani bir oyuncu filan mıydın?
At the civil engineering field in Incheon, where my legs became like this where were the two of you?
Incheon davasında bacağım bu hale geldiğinde sizler neredeydiniz?
Um, listen, Steve, you seem like a really good guy, and you were spot-on about not being able to trust me, just wrong about why.
Dinle, Steve, iyi birine benziyorsun. Bana güvenmemek konusunda haklıydın ama nedenini doğru bilemedin.
- I feel like an idiot that I thought you were different.
- Farklı olduğunu sandığım için.
You... you... you were like... Boom!
Resmen gömdünüz adamları.
You didn't drink it... did you, Olivia? ... while you were sleeping in my bed like Goldilocks?
Yatağımda düğün çiçeği gibi yayılırken sen içmedin değil mi Olivia?
I don't know what you were doing, grabbing and kissing me like that.
Böyle okşayıp öperek ne yapmaya çalıştığını anlayamadım.
If you were to give Detective Sanchez their names and phone numbers, I would like to talk to them.
- Dedektif Sanchez'e isimlerini ve telefon numaralarını verebilirseniz, onlarla konuşmak isterim.
When we were in that house and Odin Rossi came in... it was almost like you recognized him.
Biz aynı evdeyken ve Odin Rossi geldiğinde... Neredeyse onu tanıyor gibiydin.
You were meant to be like a son to me.
Benim oğlum gibiydin.
We have reason to believe you were elsewhere, like Beverly Hills, for example, in a high-rise on Wilshire.
Başka bir yerde olduğunuzu düşündüren şeyler var. Beverly Hills'te mesela, Wilshire'daki lüks bir rezidansta.
The knife senses only the deepest pain, seeks it out and channels it like a forge, out of which you emerge reborn, as you were meant to be.
Hançer sadece en derin acıları hisseder onları keşfeder ve bir demirci gibi seni işler ve seni en başta olman gereken kişiye dönüştürür.
Boy, you look like your father, when we were shavetails down at Parris Island.
Tıpkı babanın Parris Adası'nda Teğmen olduğumuz zamanlardaki hâline benziyorsun.
Boy, you look like your father when we were shavetails down at Parris Island.
Tıpkı babanın Parris Adası'ndaki Teğmen haline benziyorsun.
Which I wouldn't have done if I'd known you were gonna drop them because it made me look like shit.
Ki onları bırakacağını bilsem en başta böyle bir şey yapmaya kalkışmazdım çünkü çok aptalca bir duruma düştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]