A pro traducir turco
2,222 traducción paralela
You're a pro.
Profesyonelsin.
Look at you, carrying a tray like a pro.
Baksana, tepsiyi profesyonel gibi taşıyorsun.
He's a pro, he's motivated.
O bir profesyonel, arzulu.
Because I'm such a pro boarder?
Profesyonel olduğum için mi?
He's a pro.
O bir profesyonel.
I thought you were a pro.
Profesyonel biri olduğunu sanmıştım.
From the moment I caught my first wave, I knew that I wanted to be a pro surfer.
İlk dalgayı yakaladığım andan sonra, uzman bir sörfçü olmak istediğimi anlamıştım.
As a pro.
Profesyonelce.
- He's a pro boxer!
- O profesyonel bir boksör!
He was good enough to have been a pro boxer.
Profesyonel bir boksör kadar iyi.
- Your opponent is a pro.
- Rakibin bir profesyonel.
You call yourself a pro?
Sen kendine profesyonel mi diyorsun?
Just that they were installed by a pro. Techs are running the serial numbers now to find out where they came from.
Bir uzman tarafından yerleştirilmişler.Teknisyenler nereden geldiklerini bulmak için seri numaraları inceliyor.
Lois Lane. I called about doing a pro-hero piece for your paper.
Ben Lois Lane, gazetenizde kahraman desteği haberi yayınlamak için aramıştım.
I got rolled by a pro.
Resmen oyuna getirildim.
- The only problem is when I try to be pro-prosecution, the police pull a stunt like this.
- Ama problem şu ki ne zaman iddia makamı tarafında olmaya çalışsam polisin buna benzer marifetleri oluyor.
That's just a pro bono for them.
- Onlar için sadece bedava bir dava.
They have two investigators on a pro bono?
Bedava dava için 2 tane mi araştırmacıları var?
You don't put two investigators on a pro bono.
Bedava davaya 2 araştırmacı vermezsin.
Okay, so now you a pro at marriage?
Şimdi de evlilik uzmanı mı oldun?
Still, my girl's working the room like a pro.
Hala, kızım burayı bir profesyonel gibi idare ediyor.
So if you're searching a pro's home, you can't just toss the place like a cop with a warrant.
Şayet bir uzmanın evini arıyorsanız elinde arama emriyle gelen bir polis gibi ortalıkta dolanamazsın.
Yeah. Definitely a pro.
Evet, uzman işi.
That's the work of a pro.
Bu bir profesyonelin işi.
Artur blows smoke rings like a pro.
Artur sigara dairelerini bir profesyonel gibi çıkarıyordu.
I thought you said you were a pro.
Bu konuda usta olduğunu söylemiştin hani?
Well, he's obviously a pro.
Profesyonel olduğu aşikâr.
It behooves you to be a pro, that's all I'm saying.
Bir profesyonel gibi davranmalısın.
I think tarp man was a pro, hired to kill Nolan, and that he got a bullet instead of a bonus.
Paketleyici profesyonel, kiralık katil tutup Nolan'ı öldürdü. Ve kiralık katil de bonus yerine kafasına bir kurşun aldı.
- You will have a pro.
Evet. Güzel değil mi küçüğüm?
But as a pro, you don't breathe freely.
Fakat bir profesyonelseniz rahatça nefes alamazsınız.
No records, no training, but he shoots like a pro.
Kaydı yok, eğitimi yok. Ama bir profesyonel gibi ateş ediyor.
I'll be a pro in Italy.
Italya'da profesyonel olacağım.
Now he's got pro football tryouts in less than a month.
Profesyonel futbol denemeleri bir aydan daha az bir süre içinde.
Okay, next item is a pair of Platinum Kick Pros.
Şimdiki ürün Platin Süper Basket Pro.
The cameras were ordered a week ago by a Techno-Pro Systems.
Kameralar 1 hafta önce "Techno-Pro Systems" tarafından tertip edilmiş.
A local club pro, and at 40, his career is getting a second act.
Bölgesel klüp profesyoneli, Ve 40 yaşında, kariyeri ikinci kez hareketlendi.
What a devastating start for this local club pro.
Yerel klüp profesyoneli için ne yıkıcı bir başlangıç.
Not a great day for local golf pro Bobby Cobb, who, after hitting another player's ball in a tournament, had a full-on meltdown, not to mention his caddy stumbling into a sand trap.
Yerel golf profesyoneli Bobby Cobb için "ki kendisi turnuvada başka bir oyuncunun topuna vurdu" hiç iyi bir gün değil. Taşıyıcısının kum havuzuna düşmesini anmıyorum bile.
They, even have a day spa staffed by former All-Pro linemen.
Eski profesyonel futbol oyuncularının çalıştığı bir masaj salonu bile var.
who's not only a rising star, he's also pro-American.
Kendisi sadece yükselen bir yıldız değil aynı zamanda Amerika yanlısı.
We're doing this pro bono, ma'am. Free. Because we have a relationship with the Murphy family.
Bu işi pro bono yapıyoruz, hanımefendi, bedava çünkü Murphy ailesi ile bağlantımız var.
I know, but they're trying to scare you by saying it's them or a public defender, and there are respectable law firms out there that do pro bono work, so...
Biliyorum ama ya biz, ya kamu avukatı diyerek seni korkutmaya çalışıyorlar ve bedavaya çalışacak saygıdeğer hukuk firmaları var.
A month ago, some kids wore pro-gay T-shirts to school.
Bir ay önce bazı çocuklar okula eşcinsellik taraftarı tişörtlerle geldi.
We are in a consortium of law firms who promise a certain percentage of pro bono hours each year, Natalie. So we offer you the service free of charge.
Ücretsiz olarak ele alınacak davalar için her sene belirli saatlerini ayıracağına söz vermiş bir birliğin üyesiyiz, Natalie ve sana hizmetlerimizi bedava olarak sunmak istiyoruz.
I can't leave him hanging. Oliver? You just did a pro bono.
Sana tek söyliyebileceğim eğerki hakkında bilgi sahibi olduğun birisini ikna etmeyi başarırsan, işte bu onlarla aynı odaya girmenin yoludur.
You're a pro.
Yapma ama.
I've given you a lot of leeway because you're pro per, but if you try to do my job again, I will hold you in contempt.
Kendi avukatlığınızı yaptığınız için rahatça hareket edeceğiniz bir yer verdim ama bir daha benim işimi yapmaya kalkışırsanız sizi mahkemeye saygısızlıktan içeri atarım.
You tell them that you need a new dust filter for a Hoover MaxExtract Pressure-Pro, Model 60.
Hoover MaxExtract Pressure-Pro, Model 60 için yeni bir toz filtresine ihtiyacın olduğunu söyle.
I need a little quid pro quo.
Bir bedel istiyorum.
Of course he'll be turning pro, and we'll begin to look for a sponsor's exemption immediately.
Tabi ki de profesyonel olacak. Ve bir an önce sponsor muafiyeti aramaya başlayacağız.
a problem 89
a prostitute 52
a promise is a promise 34
a professor 26
a promotion 20
a promise 24
a professional 48
problem 450
professor 2918
program 101
a prostitute 52
a promise is a promise 34
a professor 26
a promotion 20
a promise 24
a professional 48
problem 450
professor 2918
program 101
pronto 178
prove 18
protection 165
prospero 20
profile 104
promise 1396
project 63
process 38
probably 2540
problems 192
prove 18
protection 165
prospero 20
profile 104
promise 1396
project 63
process 38
probably 2540
problems 192
production 32
product 40
properties 21
progress 159
proof 372
promises 97
procedure 43
proceed 407
prone 20
proper 52
product 40
properties 21
progress 159
proof 372
promises 97
procedure 43
proceed 407
prone 20
proper 52