And here we go traducir turco
1,578 traducción paralela
And here we go.
Başlıyoruz.
And here we go.
Ve başlıyoruz.
And here we go.
Başlıyor.
And here we go, corn-testants!
Ve başlıyoruz, mı ( sır ) ( ya ) rışmacılar!
And here we go again.
Desene yine başlıyoruz.
Well, now that we'rell here, do you want to tell them that they can't go for pizza and video games, or should I just take them?
Pekala, hepimiz buradayken, onlara pizza yemeye gidemeyeceklerini mi söyleyeceksin? Yoksa onları ben mi götüreyim?
We had to go into four-low just to get up here, and you can see, I'm dressed right.
Bata çıka yürüyoruz, oraya varmak için. Ve gördüğünüz gibi çok iyi giyinmişim.
And also here's the thing... we have to go textile.
Ve bir şey daha giyinmek zorundayız.
Yeah, well, thank God we're alive... and that, you know, tomorrow we're gonna go to the coastline and... finally get the hell out of here... and just get on with our lives.
Evet, tanrıya şükür hayattayız... Yarın sahile ineceğiz... ve sonunda buradan kurtulacağız... ve hayatımıza devam edeceğiz.
Think we should probably go ahead and get the car out of here as soon as possible. I already called it in...
Çekiciyi çağırdım Olay Yeri İnceleme Uzmanı Duquesne.
Here we go ¡ ª she went by the name WRLDTRVLER and chatted with someone going by LIONCASH88.
İşte. Worldtraveller adıyla Lioncash88 diye biriyle konuşmuş.
Look, tracey is the second girl to go missing Around here in a week, and we all know What happened to the first.
Tracey bir hafta içinde burada kaybolan ikinci kız ve birinciye ne olduğunu hepimiz biliyoruz.
Why don't you guys go and talk, and gina can stay here with me.We'll catch up.
Neden siz gitmiyorsunuz, hem konuşacaklarınız vardır. Gina burda kalsın, biz sizi yakalarız.
Well, we either talk to him here or we all go downtown and he misses a whole day of horsing around.
Ya onunla burada konuşuruz... ya da hepimiz şehir merkezine gideriz... ve at gibi koşacağı tüm günü kaçırır.
♪ And just like that We won't be strangers anymore ♪ ♪ So here we go to Mars ♪ ♪ With our stories intertwined ♪
~ Birbirine karışmış hikayelerimizle Mars'a gideriz ve biliriz ki bir zamanlar bizi öldürmek istemiş olsanız da artık rahatsız olmuyorsunuz. ~
He's gonna go back to the father and we'll all end up here.
O gidip tekrar babayla konuşacak, ve sonunda hepimiz buraya geleceğiz.
They're here, a few steps away, they come and go, go shopping, send their kids to school, take vacations, but we can't catch them.
Onlar gelip gidiyorlar. Çocuklarını okula gönderiyorlar, tatil yapıyorlar. Fakat onları yakalayamıyoruz.
And, where do we go from here?
Buradan nereye gidiyoruz?
So some of you can get in here. And we'll go... Get in there, three, three in there.
Birkaçınız buna binebilir ve üçünüz de şuna binebilir.
Yeah, we'll go ahead and stay here.
Evet, burada kalıyoruz. Teşekkürler.
You got us in here, teaching us this grammar shit, And then we got to go out there again. And what are you telling me about that, huh?
Bizi buraya sokup, bu dil bilgisi saçmalığını öğretiyorsun ama buradan çıkınca yine sokaklara dönüyoruz.
– Why don't we go over here and check it out?
- Neden şu tarafa gidip bakmıyoruz?
- Some of my friends asked me to come here and talk to you about that forum thing we had to go to.
Bazı arkadaşlarım, buraya gelip sizinle şu forum olayını konuşmamı istediler.
I say we go on up in here, kick their white asses, eat their little caviar and roll back to the ghetto with a win.
Oraya gidip, onların beyaz kıçlarına tekmeyi basacağız, havyarlarını yiyip, mahallemize zaferle döneceğiz. Size söylüyorum. Nasıl?
In order to survive here, we have to become like animals... and we have to fore go all sense of civility and understanding.
Hayatta kalmak adına hayvanlar gibi yaşamaya başladık ve insana özgü olan tüm hisleri ve anlayışları arkada bırakmalıyız.
For those of you who aren't done, I apologize, but there's a reason why I'm up here and you're down there, and if you please, right now, we're going to go at my pace.
Sözlerini henüz bitirmeyenlerden özür diliyorum, ama benim burada sizin orada aşağıda olmanızın bir sebebi var. Müsaadenizle şimdi benim sıram.
Here we go... the effects of early sexual relations include transition of diseases, out-of-wedlock pregnancies and a host of potential illnesses... a host of potential illnesses including depression and low self-esteem.
Başlıyoruz... erken cinsel ilişkinin etkileri... bulaşıcı hastalıkların yayılması, evlilik dışı hamilelikler... ve pek çok potansiyel hastalığa davet çıkarmasıdır. Bu potansiyel hastalıklar arasında depresyon... ve kendini değersiz hissetme vardır.
Get everything set to go by the bathroom and once I'm here, we're fine.
Tuvaletin yanına her şeyi hazır bulundurun ben gelir gelmez, iş tamamdır.
- We get pretty strange requests here and we just engrave whatever is written, and there you go.
- Burada çok tuhaf istekler yer alıyor ve ne yazıyorsa biz onu kazıyoruz siz de bakın.
Now, let me get your witnesses in here, and we'll have you ready to go.
Şimdi, şahitlerinizi buraya alalım ve sonrasında işimiz bitiyor.
What do you say we get out of here, and I go put a baby in you?
Ne dersin, buradan çıkalım ve ben senin içine bir bebek yerleştireyim.
- Here we go, that's not it, and you know it.
Yine başladın. Öyle demek istemediğimi biliyorsun.
We go along this river and get back to here we came from.
Nehir boyunca gidelim ve geldiğimiz yere geri dönelim.
I'll tell you what, before I go a little nuts, why don't you just give me the name of the prescriptions and we can get out of here.
Bak ne diyeceğim... Kendimi kaybetmeden önce bana ilaçların isimlerini söylesen de biz de buradan çıkıp gitsek?
No, people come and go, While we are always here.
Hayır, biz hep buradayken insanlar gelip gidiyor.
you know, and then you go to a corporate identity consultant circa 1 965, 1966, and they would take that and lay it here and say, Here's your current stationery, and all it implies, and this is what we're proposing.
1965, 1966'lardaki kurumsal kimlik danışmanlığına baktığımızdaysa, eski kimliğinizi alıp bir tarafa yayar, "İşte sizin mevcut kimliğiniz, ima ettiği her şey, ve bu da bizim önerdiğimiz." derlerdi.
And then... "Here, go watch these guys interrogate"... which were the people that we were replacing... For about five or six hours before I did my first interrogation.
Daha sonra götürüp, yer değiştireceğimiz elemanların nasıl sorgulama yaptıklarını izlettiriyorlardı ilk sorgulamamı yapmadan önce beş, altı saat onları izlemiştim.
We're waiting here to go in and retake Dead End Hill.
Gidip, Çıkmaz Sokak Tepesi'ni geri ele geçirmeyi bekliyoruz.
You go through here and we'll meet at the Taliba, bro.
Sen şuradan git, seninle Taliba'da buluşuruz, dostum.
We're here to find Derek Sellars, figure out why Three Continents Investing was bankrolling Will, and then we either go to the feds, or we leave.
Buraya Derek Sellars'ı bulmaya geldik,... bu üç ortaklı şirketin neden Will'e finans sağladıklarını bulmalıyız,... daha sonra ya federallere gideriz, ya da ayrılırız.
I am here to roll at my sleeves and put an end to all this nonsense so that we can go back to work.
Kollarımı sıvayıp, bu saçmalığa son vermeye geldim, böylece hepimiz işimizin başına dönebiliriz.
I MEAN, YOU GET TO GO BACK TO THE DELIGHTFUL SOUNDS OF NEW YORK CITY'S GUNSHOTS AND ORGIES, WHILE WE'RE STUCK HERE WITH THE AGONIZED CRIES
Biz burada azgın kedilerin bağırışlarıyla tıkalı kalırken sen New York'un silah sesleri ve partilerle dolu cezbedici havasına geri dönüyorsun.
Look, we're not just here to go wild and have a good time.
Bakın, iyice çıldırıp, güzel zaman geçirmeye gelmedik.
Here we go, and sing.
Haydi, başlayın.
Hey, Marshall, while we're here, you may as well go down to the morgue and climb into a drawer,'cause that's what marriage is like.
Hey, Marshall, hazır burdayken aşağıya morga gidebilir ve bir tabutun üstüne çıkabilirsin, İşte evlilik böyle bir şey.
I'm almost done here and then we can go get that pie.
Burada işim bitmek üzere. Sonra gidip o turtayı yiyebiliriz.
I came by your place for a drink and suddenly I was here. Hey, do you know if we can go back?
Nasıl geri döneceğimizi biliyor musun?
We come here, we do this life thing, and then we go back.
Buraya gelir, yaşarız ve geri döneriz.
SO, UH, WHAT DO YOU SAY WE DUCK OUT OF HERE A LITTLE EARLY AND GO BACK TO CASA DE DANNY FOR A LITTLE POST-REUNION UNION?
Biraz erken toz olsak ve bana gidip buluşma sonrası buluşması yapsak?
So, let's turn that mustache upside down, go downstairs and finish dinner and then we'll be out of here!
Şimdi şu bıyığı ters çevirelim aşağıya inelim ve yemeği bitirip buradan gidelim!
Seeing as we're out of here in a couple weeks, you go see the probation officer and finish this job off properly.
Birkaç hafta içinde buradan çıkacağımıza göre şartlı tahliye memurunu görmeye gidecek ve bu işi adam akıllı sonlandıracaksın.
and here 683
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and here it comes 20
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here you go 26
and here i was 16
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and here it comes 20
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and here she is 38
and here he is 45
and here's why 34
here we go 9033
here we go again 374
here we go now 20
we got this 371
and here we are 249
and here i am 205
and here she is 38
and here he is 45
and here's why 34
here we go 9033
here we go again 374
here we go now 20
we got this 371
we got' em 96
we got it 766
we got your back 50
we good 306
we got you 282
we got a problem 417
we got married 70
we go way back 105
we got him 659
we got a deal 77
we got it 766
we got your back 50
we good 306
we got you 282
we got a problem 417
we got married 70
we go way back 105
we got him 659
we got a deal 77
we got something 131
we got to go 657
we got to move 144
we got 536
we gotta go now 71
we gotta 87
we gotta go 1022
we got a situation 38
we got a big problem 23
we got them 73
we got to go 657
we got to move 144
we got 536
we gotta go now 71
we gotta 87
we gotta go 1022
we got a situation 38
we got a big problem 23
we got them 73