English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / And peace

And peace traducir turco

6,204 traducción paralela
It's from War and Peace, 1440 pages.
"Savaş ve Barış" tan. 1440 sayfa.
The float is a symbol of the growing trust and peace between our two races.
Şamandıra iki ırk arasında büyüyen güven ve barışın bir sembolü.
The Unity Day story gives people hope, though, and peace came out of that violence.
Birleşme Günü hikâyesi insanlara umut veriyor ama şiddetten huzur geldiğini gösteriyor.
"War And Peace," in its original Russian.
yani "Savaş ve Barış" olmadıkça.
Our job is to find peace for the deceased, and peace of mind for the living.
Bizim isimiz ölenin huzur bulmasini saglamak ve tabii yakinlarininda..
Now I can go inside and eat my lunch in peace.
Artık içeri girip huzur içinde öğlen yemeğimi yiyebilirim.
Yea, Lord, pity them who are dead, and give peace and happiness to the living.
Yüce Tanrım Ölenlere merhamet et. Yaşayanlara huzur ve mutluluk ver.
There will be peace, and Kadir will be safe.
Barış gelecek, Kadir güvende olacak.
And that will give me six months of peace
Bu da 6 ay rahatım demektir.
Your father needs peace and quiet.
Babanın huzura ve sessizliğe ihtiyacı var.
I need some peace and quiet.
Sükunete ve sakinliğe ihtiyacım var.
all : ♪ TO ARMS AND CONQUER PEACE FOR DIXIE ♪ ♪ TO ARMS! TO ARMS!
# Silahlara, silahlara Dixie'de silahlara #
Just before that evil came I said my peace and I took care of my baby the way I always was meant to do.
O şeytan gelmeden hemen önce fikrimi belirttim ve bebeğime hep bakmam gerektiği gibi baktım.
And I've have made peace with...
Kabullenmiştim.
That those damn guys would leave town and let me work in peace.
O pislik heriflerin şehirden gitmesini ve rahatça çalışabilmemi.
Me and Pete need to lay down tracks and need some peace to do it.
Pete ile şarkı kaydedeceğiz ve bunu yapmak için sessiz bir yer gerek.
We will get you to El Rey, and you and Richard will finally be at peace.
Sizi El Rey'e getireceğiz. Sen ve Richard sonunda huzur içinde yaşayacaksınız.
And if I did this, if I encouraged this memory to come out, would she then have some peace?
O anıları hatırlamasında ona yardımcı olabilirim. En azından bu onun biraz olsun huzura kavuşmasını sağlayacak değil mi?
I'm sure you would prefer that Earl Ragnar and I made peace.
Reis Ragnar ile barış yapmamı tercih edeceğinden eminim.
Who are these gods who haunt my nights and wreck my peace?
Geceleri bana musallat olup huzurumu bozan bu tanrılar kim?
He is completely sincere in his wish for peace and cooperation, and believes that Ragnar Lothbrok shares his wish.
İşbirliği ve barış dileği konusunda tamamen samimi ve Ragnar Lothbrok'un da bu dileğini paylaştığına inanıyor.
And the card says "rest in peace".
Kartta "huzur içinde yat" yazıyormuş.
You established a peace between us and the werewolves.
Kurtadamlarla barış yaptın.
But now, peace reigns in these lands, and we all enjoy it.
Ama şimdi, bu topraklarda barış hüküm sürüyor ve hepimiz bundan memnunuz.
And upon you Peace.
Aleykümselam.
And upon you Peace. Please ask the mother of Amadou if she forgives the killer or not.
Amadou'nun annesine sorun, katili bağışlıyor muymuş?
We apply the law of Allah and the Sunnah of the Prophet, peace be upon him.
Allah'ın kanunlarını ve Peygamberin sünnetini uyguladık, Huzur onunla olsun.
Once the soldiers get here, it'll be too late, and we'll have no power to stop them. But if they see that we're at peace then maybe we have a chance to stay that way.
Askerler buraya geldiğinde her şey için çok geç olmuş olur ve onlara dur demeye gücümüz olmaz ama barış içinde olduğumuzu görürlerse barış hâlinde kalmamız için bir şansımız olabilir.
You're the love of my life, and you deserve to make a deuce in peace.
Sen hayatımın aşkısın ve kakanı rahatça etmek hakkın.
And to make peace between our nations, as it seems there is some ill will in the wake of my decision not to marry your son Francis.
Ve ülkelerimiz arasında barış yapmak için çünkü belli ki oğlunuz Francis ile evlenmeme kararım bir kötü niyet olarak algılanmış.
And even Granny seems to be somehow more at peace with herself, but only when she thinks we aren't looking. - Is it moist enough?
Büyükannem bile kendisiyle daha barışık görünüyor fakat sadece bizim bakmadığımızı zannettiği anlarda.
I've arrested her on obstruction and breach of the peace.
Onu görevi engellemek ve huzuru bozmaktan tutukladım.
Any more from you and I'll be charging you with possession of an offensive weapon and breaching the peace!
Bir şey daha dersen seni tehlikeli silah bulundurma ve huzuru bozmakla suçlarım!
I said,'It's nice to have some peace and quiet.'
Diyorum ki,'biraz sessizlik ve huzur iyi olur.'
It is law which allows peace re-establishment and country reconstruction.
Barışın tesis edilmesini ve ülkenin toparlanmasını yasalar sağlıyor.
No, let me be clear. If the government agree to enter into dialog with us and suspend their attacks, we are here for peace.
Hayır, açıkça ifade edeyim, hükümet bizimle görüşmeyi kabul edip saldırılarını durdurursa barışa varız.
And I want you to find peace in Heaven.
Ve cennette huzur bulmanı istiyorum.
Peace comes at a price, and for the privilege, you will learn to kill, so that you may rid the violence of the sinners.
Barisin bir bedeli var Buna mutaaben sizler.. oldurmeyi ogreneceksiniz., bu sayede..
I know you must have peace and quiet.
Huzurlu bir ortamda olman gerektiğini biliyorum.
He could talk to Ibrahim and make peace for me.
İbrahim'le konuşup, beni affettirebilirdi.
Oh, there is no war here, Master, only peace and tranquility.
Oh, burada hiç savaş yok, usta, sadece barış ve huzur var.
And I will not know peace.
Huzura ermeyeceğim ben de.
Being the one most hated and persecuted by our enemies, I may... by placing myself in their hands, be the means of restoring peace to our city.
Düşmanlarımız tarafından en çok nefret edilen ve zulme uğrayan biri olarak, kendimi onların ellerine teslim ederek, şehrimizde ki huzuru yeniden sağlayabilirim.
The Illuminati and the rating agencies grabbed all the power, and those countries that didn't join the Confederation were bankrupted and decimated with peace missions
Illuminati ve derecelendirme kuruluşları Bütün güce kavradı ve Konfederasyon'a katılmayan ülkeler Iflas edildi
What a better time than a tree lighting to show a little peace and goodwill toward Victor?
Işık seremonisinde Victor'la barışmak çok anlamlı olur.
What I know is that we- - You and I. - -Have a chance to deliver peace unto earth for all time.
Bildiğim şey, bizim, senin ve benim bu dünyaya sonsuza kadar barış getirme şansımız olduğu.
You know, more people have been killed in the name of religion than any other cause on Earth, and yet religion hides that violence in the language of peace, so we are- - we're gonna show the world the truth.
Dünyada başka sebeplere nazaran, pek çok insan din adına öldürüldü ve hal böyle olunca, din, vahşeti barış adı altında saklıyor ve biz de... dünyaya gerçeği göstereceğiz.
I did not come to bring peace but a sword, for I came to set a man against his father and a daughter against her mother. "
"Barış değil, kılıç getirdim çünkü ben, babayla oğulun, anneyle kızın gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim."
Finally, finally, finally, we got some peace and quiet here.
Nihayet, nihayet biraz huzur ve sessizlik oldu.
Peace and love?
Barış ve sevgi.
You want my pass to the city and I do not grant it because I know that you running from your home, from our family, will not bring you peace.
Şehre girebilmek için tezkeremi istiyorsun ama vermiyorum çünkü evinden, ailemizden kaçmanın sana huzur vermeyeceğini biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]