And post traducir turco
2,145 traducción paralela
These different fragments of the way whose cubist and post-cubist build sections and assemble things patchwork.
Şekilde bu farklı parçaları kübist ve post-kübist build bölümler ve şeyler patchwork araya.
- I'm going to conduct an interview with myself and post it online.
Buldum... Gidip kendimle röportaj yapıp, internete yayacağım.
You want to seal this place and post an officer outside'round the clock?
Burayı mühürlemek ve, dışarıda 24 saat nöbetçi tutmak mı istiyorsun?
I'm sorry we can't all be as honorable as you, Troy, and post Pierce quotes all day on Twitter.
Üzgünüm Troy hepimiz senin kadar onurlu olup Twitter a Pierce ın her söylediğini yazamayız.
But given our various States of post-inebriation, I will waste no time in welcoming each and almost every one of you to our mandated annual workplace safety evaluation.
Sarhoşken verdiğimiz demeçler göz önüne alındığında hiçbirinize İş Sağlığı Değerlendirme formlarını doldurması için zorlamayacağım.
There were jobs for everyone in the booming post-war economy, and schools like Woodside did their part to supply a useful workforce.
Hızla büyüyen savaş sonrası ekonomide herkes için iş var, ve Woodside gibi okullar yararlı iş gücü sağlamada üzerlerine düşeni yaptılar.
Post the other clowns getting involved in fast food, Nobody came to you and said, "we'd love to have you be the face of our food chain"?
Diğer palyoçu gibi senin de bir fast-food restorantlar zincirinin olmasını ister miydin?
My wife and I were moving to London so I could take up a post at the university.
Üniversite'de bir iş alabilmek amacıyla, eşimle Londra'ya taşınıyorduk.
The ash trees by the Post Office and your mum and dad and losing them and men in the trenches you saw die...
Postanenin yanındaki dişbudak ağaçlarını ve anneni ve babanı onları kaybetmeyi, öldüğünü gördüğün siperdeki adamı... Hatırla!
look at this. Like, he goes, and he, like... four different-color Post-its in here.
David Healy Thierry'nin Grafik Tasarımcısı 4 farklı renkten oluşan not kağıtları.
He asked me to promote the show for him, to give him a quote for a press release, to send it to my mailing list, to post it on my website, and really, to validate what he was doing.
Benden serginin reklamını yapmamı istedi. Basın bildirisinde benim sözlerime yer vermeyi istedi. E-posta listemdekilere göndermemi ve web sitemde yayınlamamı istedi.
We drive up there, post bond, pay a fine, and assuming they're not holding him on anything serious...
Ve eğer onu ciddi bir suçtan tutmuyorlarsa...
Alicia Tatum, status post-oophorectomy three months ago now presents with fever and non-focal abdominal pain.
Pekala, muayenesinde ne görüldü? - Birçok taş ve duvar sertleşmesi. - Pardon?
Furthermore, you are relieved of your post as an Infantry Captain, and all other official posts.
Ayrıca, nöbet tutacak diğer piyade yüzbaşılarından ve bütün memurlardan da nöbet devralacaksın.
And now the FBI's saying that they're gonna post a reward for any more footage, so I don't know what you're up to, but you don't have much time before they find you.
Ve şimdide FBI herhangi bir görüntü verene ödül vereceğini söyledi, yani ne peşindesin bilmiyorum ama seni bulmaları an meselesi. Tamam.
Yes, and my post-mortem examination of the victim confirms it.
Evet. Ve otopsi bulgularım bu sonucu destekliyor.
Post-mortem, her body temperature significantly dropped, causing the fabric to uncoil, flatten and easily slip through her fingers.
Morgda, vücut sıcaklığı aniden düştüğü için, kumaş bir anda genişleyerek parmaklarının arasından kayıp gitmiş.
And if you can manage to make the novel contemporary, maybe set part of it in post-Katrina...
Ve eğer romanı güncel konuyla ilgili yazabilirsen, belki bir kısmını Katrina sonrasına ayırırsan...
I mean, how does a cop leave his post and abandon his vehicle and just walk away?
Bir polis memuru nasıl görev yerini terk eder ve aracını böyle bırakıp gider?
People can log on and post what they saw and cross-reference their vision. We can piggyback on that and search for patterns.
Soruşturmayla ilgili ipuçları görmüştür.
And the constable on duty never left his post.
Görev başındaki memur yerinden hiç ayrılmamış.
These need to go in the post immediately. And do you have a new pen?
Bunların derhâl postalanması gerek.
Booth's on his way back from Afghanistan and I hear he has major post - traumatic stress syndrome.
Booth Afganistan'dan buraya geliyor ve duyduğum kadarıyla da Travma Sonrası Stress Bozukluğu varmış.
So I would like to post his bail, preferably using a combination of credit cards and gift certificates.
Tercihen bir kaç kredi kartını ve hediye çekini kullanarak.
We still have to watch you very closely for post-op infections, and you're gonna have to make some serious lifestyle changes.
Hala seni yakından takip etmeliyiz. Operasyon etkileri... Hala ciddi hayat tarzı değişiklikleri yapman gerekiyor.
The most exclusive inpatient post-op surgery center where privacy and discretion are of the utmost importance.
Eşi olmayan bir ameliyat sonrası merkezi. Gizliliğin ve ihtiyatın en önemli olduğu yer.
The therapist's notes and testimony regarding any post-2009 sessions will be allowed.
2009 sonrası seanslara dair alınan terapi notları ve ifadelere izin verilmiştir.
Does his post-doctoral work on cell decay and regeneration but quit abruptly because of an onset of severe depression.
Doktora sonrası çalışması hücre bozulması ve yenilenmesi. Ama depresyonun baş göstermesiyle yarıda bırakmış.
She and Chuck are meeting with a reporter from The Post this morning. Some profile on Bass Industries.
O ve Chuck bir bu sabah için "Washington Post'tan" Bass Sanayideki bir profil için gelen gazeteciyle görüşüyor.
Through our cameras, you will experience my healing firsthand, from prep to surgery to post-op procedures and beyond.
Kameralarımız aracılığıyla iyileşme sürecimi, hazırlanmamdan ameliyatıma ameliyat sonrası operasyonlarım ve ötesine kadar doğrudan gözlemleyeceksiniz.
Well, if you put a wire on a post and then twist it, most people are happy with that.
İnsanların çoğu kutup başına kabloyu koyup çevirir.
I'm just going to post bail and take a few days off work, so...
Kefaletle çıkarım ne de olsa, birkaç gün ortalarda gözükmem, sonra...
The post went through the trachea, soft palate, and all the way into the brain.
Direk nefes borusuna, alt damağına ve beynine kadar girmiş.
And my copy of Emily post.
Biraz da terbiye lazım.
Then came Nouriel Roubini's warnings in 2006 ; Allan Sloan's articles in Fortune magazine and the Washington Post in 2007 ; and repeated warnings from the IMF.
2006'da Nouriel Roubini'nin uyarıları 2007'de Allan Sloan'un Fortune dergisindeki ve The Washington Post'taki makaleleri ve IMF'den tekrar tekrar uyarılar geldi.
One night in Cuba, and we're taking a post-supper stroll.
Küba'da bir gece geçirdik ve bir anda can ciğer kuzu sarma olduk.
No, just update your online security And be vigilant about what you post.
Hayır, online güvenliğinizi güncelleyip gönderilerinize dikkat etmeniz yeterli.
So then I did my dissertation on post-modern identity in the American novel and that's when I really fell in love with Roth.
Sonra bitirme tezimi yaptım, Amerikan romanında post modern bir kimlik işte gerçekten Roth'a aşık oluğum zaman
I have sent post horses and messages of reassurance to him.
Ona güvence vermek için, haberci atlılar ve mesajlar gönderdim.
My book club notes are on it, and I need to post to my blog later.
Kitap kulübü notlarım içeride daha sonra blogumda yayınlamam gerekiyor.
Get the post-mortem and get a confession.
Otopsi raporlarını al ve onu itiraf ettir.
The injuries on Maria's thighs were made post-mortem and indicate to me the handiwork of someone in tremendous psychological distress.
Bu da demek oluyor ki, bunu yapan kişinin... Psikolojik sorunları vardır.
I called the morgue and there are no signs of a ligature, but if he drowned her, the post mortem results would look the same.
Morgu aradım, herhangi bir bağlama izi yok. Fakat onu boğduysa da otopsi raporları aynı olurdu.
And it looks like the assault and the rape happened post-mortem.
Ayrıca saldırı ve tecavüz, ölüm sonrası oluşmuş görünüyor. Ne?
And then, he applied for some post-graduate studies here in'96.
Daha sonra'da 96'da, buraya..... birkaç ihtisas çalışması yapmak için başvurmuş.
Speaking of cars I woke up and you were gone and dad was gone and my Smart was gone and all I found was this vague little post-it note on my cereal bowl about you needing to go somewhere.
Arabalardan bahsetmişken, uyandığımda sen, babam ve arabam gitmişti. Tek bulduğum, mısır gevreği kutusuna yapıştırılmış biryere gitmeniz gerektiğini yazan bir not.
Read and interesting article in "the post" this morning.
The Post gazetesinde bu sabah çok ilginç bir şey okudum.
A few of these and a laptop, and she's able to write, record her own music, post it online for millions of people to hear, and then text and video-chat with God knows how many more.
Şunlardan birkaç tane ve bir de diz üstü bilgisayar ve böylece müziğini yapıp, onu kaydedip, Internet sitesine yükleyip, insanların dinlemesini sağlıyor. Ve Allah bilir, görüntülü sohbette bunu kaç kişiye dinletmiştir.
Now, if this was a confession, which it isn't, because I'm innocent, but theoretically speaking, if I were to do something, like rob the post office, it would be because I loved someone very, very much, and I always will.
Eğer bu bir itiraf olsaydı,... ki değil, çünkü ben suçsuzum,... teorik olarak konuşuyorum,... eğer postane soymak gibi bir suç işleseydim,... bunu birisini çok, ama çok fazla sevdiğim ve hep de seveceğim için yapardım.
When I lived in the other flat, there was a fellow who used to live in it called Bruce, and he used to get his post, and I'd open it.
Diğer dairede kalırken orada yaşayan Bruce adında bir arkadaş vardı ona mektup gelirdi ve bende onları okurdum.
Sometimes it doesn't turn up, and I've got a post code.
Bazen gelmiyor, benim posta kodum var halbuki.
poster 21
post 471
postmortem 20
postman 26
posters 34
posture 33
post office 38
and peace 20
and pray 26
and proud of it 19
post 471
postmortem 20
postman 26
posters 34
posture 33
post office 38
and peace 20
and pray 26
and proud of it 19
and pretty soon 60
and presto 26
and pretty 30
and patience 16
and power 20
and pull 17
and push 26
and please 191
and perhaps 37
and pregnant 19
and presto 26
and pretty 30
and patience 16
and power 20
and pull 17
and push 26
and please 191
and perhaps 37
and pregnant 19
and plus 134
and peter 29
and people 33
and poof 22
and pain 20
and paige 21
and p 40
and paul 20
and personally 18
and peter 29
and people 33
and poof 22
and pain 20
and paige 21
and p 40
and paul 20
and personally 18