English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ A ] / And what's worse

And what's worse traducir turco

228 traducción paralela
Now listen Spencer, the Home Office have been on and they're scared something worse than tonight's job may happen. What the idea, sir?
Şimdi beni iyi dinle Spencer, İçişleri Bakanlığı bu iş üzerinde ve bu gece olanlardan daha kötü şeylerin olabileceğinden korkuyorlar.
- And what's worse, he sang me into it too.
Daha kötüsü, beni de aldırdı.
You are a liar, Mr. Allnut, and what is worse, you are a coward.
Siz bir yalancısınız Bay Allnutt. Daha da kötüsü, siz korkaksınız.
And I don't even know what I'm afraid of, and it's worse.
Bense henüz neden korktuğumu bile bilmiyorum, daha da kötü.
Actually, I'm very tired. It wasn't exactly a Vacation that I went on, and what's to come will be worse.
Boş ver Rocco, yorgunum o kadar... sadece diyelim ki ilginç bir tatilden dönmedim, ve beni bekleyen hayat daha korkunç.
And what's worse...
Daha da kötüsü bahçıvanla uğraşarak geçiriyor.
And now, when he's so sick. What if he becomes worse and dies?
Böyle bir soğuk havada ya o kötüleşir ve ölürse?
The world's going to pot, because no-one knows how to prompt anymore... and what's worse is they have nothing to prompt.
İşler kötüye gidiyordu, çünkü hiç kimse nasıl suflörlük yapacağını bilmiyordu... hatta suflörlüğün varlığından bile habersizlerdi.
Well, absolutely, and what makes it worse Is that sometimes at the end of a sentence I'll come out with the wrong fuse box.
Bazen bir cümlenin sonunda, yanlış sigorta kutusuyla çıkarım.
It's carnal love. Abstinence is unhealthy, inhuman, and what's worse, counterrevolutionary!
Uzak durmak sağlığa zararlı, insanlık dışıdır ve daha kötüsü devrime aykırıdır!
And what's worse, I'm afraid, who else besides Mr. Parks could have possibly known where she was gonna be that night... and you?
Ve daha da kötüsü, korkarım, onun o gece nerede olacağını Bay Park ve senden başka kim bilebilirdi?
I know nothing about you and what's worse is I don't care!
Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum daha kötüsü bunu hiç umursamıyorum.
And what's worse, I'm afraid, who else besides Mr. Parks could have possibly known where she was gonna be that night... and you?
Ve daha da kötüsü, korkarım o gece, Mr.Parks'ın yanında başka kimin olacağını bilecek tek kişi de sizsiniz.
And what's worse is that it's going on right here under my very nose.
İyi gibi görünen bazıları bazen kötülüğün gerçekleşmesine katkıda bulunur.
And what's worse, there's hardly any food to be bought... even if we had the money.
Ve daha da kötüsü, paramız olsa bile... alacak hiç yiyecek yok.
And what's worse, my furniture keeps moving about the room.
Ve daha kötüsü, mobilyalarım odanın içinde hareket edip duruyorlar.
and what's worse, they encourage people to have fun.
Hepsinden de kötüsü, insanları eğlenmeleri için cesaretlendirirler.
Now, if what we see them do in the adventure films is correct, you shoukd suffer nothing worse than a swollen ankle and a slight headache.
Serüven filmlerinde gördüğümüz şeyler doğru ise şişmiş ayak bileği ya da hafif baş ağrısından kötü bir şeyin olmamalı.
What's worse, they had weapons... and were planning to attack somewhere.
Daha da kötüsü, silahlıydılar ve... bir yere saldırmayı planlıyorlardı.
What's worse is you listened to me make up story after story from old Star Trek episodes and not only did you not notice, you offered me a book deal.
Anlaşılan, bu tarafa çok iyi bir geçiş yaptınız.
And what's worse is that it's going on right here under my very nose.
İşin daha da beteri tam da burnumun dibinde oluyor olması.
He's afraid that seeing him here and knowing what happened to the Enterprise will make him timid, or worse, make him hesitate.
Kendisini burada gördüğü için korkuyor, ve Atılgan'a ne olduğunu bilmek, onu ürkek yapacak. Ya da, daha kötüsü, onu duraksatacak.
They want us to come back... and what's worse, they have us lining up to get in, ese.
Geri dönmemizi istiyorlar... ve daha kötüsü, içeri girmemiz için bizi polis yüzleştirmesine çıkartırlar, ese.
You shouldn't throw your cigarette on the road like this, and... What's worse is that it could cause a fire.
İçtiğiniz sigarları yola atmamanız gerekir Allah korusun bir yangına sebep olabilir.
Then all the dirty laundry will come rolling out, bribery, tax evasion... And what's worse, you'll eventually get your throat cut by the money.
Ondan sonra bütün kirli çamaşırların birer birer ortaya çıkar ; rüşvet,... vergi kaçırma ve daha da kötüsü, o para boğazına dizilir.
And you know what's worse than a Bundy having good luck?
Peki bir Bundy'nin şansının iyi gitmesinden daha kötü olan şey ne biliyor musun?
You deliberately disobeyed me, and what's worse, you put Nala in danger.
Bilerek bana karşı çıktın, daha kötüsü Nala'yı tehlikeye attın.
Lord... What's Worse than knowing someone's secret and standing by powerless?
Tanrım birinin sırrını bilip de ona yardım edememekten kötü ne var?
Mom, what could have happened to the couch that's worse than you and Dad sitting on it, right? Yeah.
Anne, babamla senin koltuğun üzerinde oturmanızdan daha kötü ne başına gelebilir ki koltuğun, değil mi?
When you take into account what I shall save on Lydia's board and pocket allowance, I am scarcely ten pounds a year worse off.
Lydia'nın yiyeceği ve içeceğinden ve cep harçlığından tasarruf edeceğim miktarı hesaplarsan yılda ancak on sterlin zararlı çıkıyorum.
And what's worse, he has a nagging cough.
Ve en kötüsü, rahatsız edici bir öksürüğü var.
And what's worse, is a lot of the records are missing.
Ve daha da kötüsü... pek çok hesap da kayıp.
You didn't tell me she's the reason you wanted to keep this car... and what's worse... I'm the one who's stuck driving this piece of crap.
Ve onun, bu arabayı tutmandaki sebep olduğunu söylemedin... ve daha kötüsü... bu pisliği kullanmaya çalışanda benim.
And what's worse, she made you, her own child, think that he did it, so she couΙd bind you to her for the rest of your Ιife. No!
Seni, senin yaptığına inandırdı ki böylece hayatının sonuna kadar seni kendine bağlayabilsin.
What's worse, Betazed's own defense systems are obsolete and undermanned.
Daha kötüsü, Betazed'in savunma sistemleri faydasız ve adamsız.
What's worse, me and my problems, or who I go to to fix them?
Buna inanabiliyor musun? Ben ve problemlerim mi, yoksa çözmek için gittiğim insanlar mı daha korkunç, bilemiyorum.
And what's worse!
Ve daha da kötüsü!
Laughing at us, and what's worse, trying to run off, playing dirty.
Bize güldün. Dahası, arkamızdan iş çevirmeye kalktın.
And what's worse, he's proficient in forensics.
Daha da kötüsü, adam adli tıpta uzman.
What if Crichton's worse, and won't be rescued?
Ya Crichton kötü durumdaysa ve kurtarılamazsa ne olacak?
And what's worse, we're killing each other to save our own skins.
Daha kötüsü, kendi derilerimizi korumak için birbirimizi öldürüyoruz.
And what's worse, you guys enjoy it.
Sizde budalaca olan şey ise saklambaç oyunuyla delice eğleniyor olmanız.
And what's worse... I can't wake up.
En kötüsü ise... bir türlü uyanamamam.
What's worse is curly hair, and lefties.
Daha da beteri, kıvırcık saçlılar ve solaklar.
And I don't know what's worse, you know?
Ve neyin daha kötü olduğunu bilmiyorum.
It's gone, and I'm not entirely sure what could be worse.
Gitti ve ben tamamen kötü ne olabilir emin değilim edilir.
She humiliated me, and what's worse, it was in front of my dear friends Hilda and Artie.
Beni küçük düşürdü. Daha da kötüsü bunu, sevgili dostlarım Hilda ile Artie'nin önünde yaptı.
I know what happens if I don't and it's worse. lt comes out anyway.
Söylemezsem ne olacağını biliyorum ve daha kötü oluyor. Zaten ortaya çıkacak.
"And what's worse" - this is a good one -
"Ve daha kötüsü." bu iyi biri tane...
And what's worse is that our naive students worship him, and it'll keep creating someone just like him.
Ve daha kötüsü bizim saf öğrencilerimiz ise onu taparcasına seviyorlar. Bu yüzden başkaları da O'nun serkeşliğini örnek alabilirler.
I can tell, and what's worse, he can tell.
Ben, söyleyebilirim ve ne kötüdür, o söyleyebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]