And when i do traducir turco
3,527 traducción paralela
I will find you, and when I do, you will regret the day you ever met me.
Seni bulurum ve bulduğumda benimle tanıştığın güne pişman olursun.
And when I do, I'm gonna make him pay for Rhodey!
Ve bulduğum zaman Rhodey'e yaptığını ona ödeteceğim!
You know, I will retire one of these days, Mr. Callen, and when I do, I don't want to be thinking about you alone.
Biliyor musun, bu gün biri emekli olacak, Bay Callen, ve ben ne zaman, yalnız kalacağın hakkında düşünmek istemiyorum.
And when I do stick my neck out, this sh... happens.
Kendimi ateşe atmaya kalkarsam da atarım işte.
And when I do, maybe I'll pay a little visit to your wife, have a go at her just like everyone else in here.
Çıktığımda da eşine bir ziyarette bulunup buradaki herkesin yaptığı gibi onunla yatabilirim.
And when I do, everyone is gonna run for his tent.
Ve bunu yaptığımda herkes onun çadırına koşacak.
I'm gonna come out there and when I do, just casually drop into the conversation,
Yanınıza geleceğim ve geldiğimde bir anda konuşmaya katılacağım ve sen diyeceksin :
No, not yet, but if and when I do, you'll be the first to know.
- Hayır, daha değil ama yapacak olursam, ilk öğrenecek kişi sen olursun.
That's a minor, cos I'mma get that back one time and when I do, watch the fire I'm gonna spit, yeah?
Bir önemi yok, yakında geri alacağım. Aldığım zaman da herkes ağzımdan püskürteceğim ateşle mest olacak.
Leave a message and I'll return when I'm ready to do you.
Mesajınızı bırakın. Sizle ilgilenmeye hazır olduğumda, ben dönerim.
And do you know what happens when I feel threatened?
Ve sen böyle tehditlere karşı nasıl hissettiğimi gayet iyi biliyorsun.
And that's when she explained everything that I had to do.
İşte o zaman yapmam gereken her şeyi bana açıkladı.
When you go home at night, do you look in the mirror and just think, "I am the worst"?
Gece eve gittiğinde aynaya bakıp berbat biri olduğunu düşünüyor musun?
I'm sure we're gonna watch it a million times. And, um, when we do, I want Jimmy to hear this last part.
Eminim, bunu milyon kere izleyeceğiz ve izlediğimizde de Jimmy'nin bu son kısmı duymasını istiyorum.
I have concluded through careful empirical analysis and much thought that somebody is looking out for me keeping track of what I think about things forgiving me when I do less than I ought giving me strength to shoot for more than I think I'm capable of.
Dikkatli deneysel çözümlemelerim ve düşüncelerim doğrultusunda birinin beni koruyup kolladığına bir şey hakkında ne düşündüğümün çetelesini tuttuğuna yapmam gerekenden azını yaptığımda beni affettiğine yapabileceğimden daha fazlasını yapabilmem için bana güç verdiğine kanaat getirdim.
Just make a list of what we need and I'll do it and when I'm out getting the damn ice.
Neleri yapmamız gerektiğini listele ben de şu buzları almaya çıktıktan sonra halledeyim.
Pretty soon, we're gonna get that money, and when we do, I am on the first plane back to L.A.
Kısa bir süre sonra, o parayı alacağız, ve aldığımızda, ilk uçakla L.A.'deyim
You know, when you said how do I feel about turkey, I thought you meant with, like, cranberry sauce and gravy.
Hindi hakkında nasıl hissediyorsun deyince yabanmersini sosu içindeki hindiden bahsediyoruz sandım.
It was kind of a strange thing to do after the show, but there were so many kids, I suppose, who wanted to see the character again and I remember just being in the audience when all the kids go up to the front and he threw sweets out to the children, and I remember catching his eye and catching a sweet.
Diziden sonra yapması biraz tuhaf bir şeydi,... ama o kadar çok çocuk vardı ki, sanırım karakteri tekrar görmek isteyen seyirciler arasında olduğumu hatırlıyorum bütün çocuklar önde toplanınca, onlara şeker dağıtmıştı,... onunla göz göze gelip, şeker yakaladığımı hatırlıyorum.
I've been trying to get a table at Seize for months and when I finally do, instead of Casteau's world-famous risotto I have to eat sheep face.
Aylardır Seize'de masa arıyorum. Sonunda buldum ama ünlü risottoları yok. - Koyun suratı yemek zorunda kalıyorum.
And when they do, if you don't think they're gonna do to us what they're doing to the vampires, then you're an even stupider bitch than I thought.
Öğrendiklerinde vampirlere yaptıklarının aynısını bize yapmayacaklarını sanıyorsan sandığımdan daha salak bir sürtüksün demektir.
And when you're dealing with somebody who knows the Art of War as well as you do, I guess the best deception sometimes is just telling the truth.
Savaş Sanatı'nı senin kadar iyi bilen biriyle karşı karşıyaysan en iyi aldatmaca bazen gerçeği söylemektir.
I expect by now you have run voice recognition, so you know who I am, you know my reputation, and you know what I will do when I find you.
Şimdiye dek ses tanıma yazılımı çalıştırmışsındır yani kim olduğumu, namımı ve seni bulduğumda ne yapacağımı öğrenmişsindir.
And when we do, I'm gonna strip off all his skin, and you're gonna watch.
Geçtiğimizde onun tüm derisini soyacağım ve sen bunu izleyeceksin.
You should use it sometime, like when I ask you to come over and do stupid stuff like this.
Arada sen de kullanmalısın mesela seni buraya böyle saçma işler için çağırdığımda.
And when Molly and I finally do have a kid, I was hoping to show him my old bedroom or the first tree I ever climbed.
Ve Molly ve benim çocuğumuz olduğunda çocuğuma eski yatak odamı veya ilk tırmandığım ağacı göstermek istiyordum.
And I swear to God, when you do, I will help you save her.
Tanrı'ya yemin ederim ki, bulduğunda onu kurtarman için sana yardım edeceğim.
Which means I can do what I want when I want and no one can say anything about it.
İstediğim zaman, istediğim şeyi yapabilirim ve kimse bir şey diyemez.
Do you remember two years ago when we were watching coverage of the BP oil spill and doing it during the commercials and then you asked me if I wanted a serious relationship and I laughed in your face?
İki yıl öncesini hatırlıyor musun? BP'nin petrol sızıntısını izliyorduk. Reklam arasında şey yapıyorduk.
- I do? When the Centre has been this clear and there is no new information?
Merkez kesin bir karara varmışken ve yeni bir gelişme olmadığı hâlde mi?
I'll do it properly when I get back and tear this up before you ever see it but I'll feel easier that I've recorded on paper that I wish YOU to be my sole heiress.
Döndüğümde bununla ilgileneceğim ve bu mektubu da ortadan kaldıracağım. Benim tek mirasçım olmanı istediğimi şimdilik bu şekilde kayıt altına almanın kolay olduğunu düşündüm.
When you do find someone, someone much nicer and better than I am..... she'll be a very lucky girl.
Birini bulduğunda, benden daha nazik ve iyi birini bulduğunda çok şanslı bir kız olacak.
And I promise that you're gonna be the first person that I tell when I do know, okay?
Söz veriyorum eger ögrenirsem ilk sana haber verecegim, tamam mi?
If you decided to move out because of me then, like the three years before when I didnt bother you, I can do nothing and leave you alone.
Benim yüzümden taşınmaya karar verdiysen canını sıkmadığım son 3 yıl olduğu gibi hiçbir şey yapmayıp seni kendi haline bırakabilirim.
Something that my father wasn't able to do. You know, when I joined the Scouts, with all the other kids and their fathers around, it was like family.
Diğer çocuklar ve babalarıyla izciliğe ailem gibi hissetmiştim.
And do what I ask with Green... and please let me know when you've done it.
Green'e de istediğim şeyi yap lütfen ve yaptığında da bana bildir.
And when I say I will work day and night until you leave this hospital with a baby in your arms, that's what I will do.
Sizi bu hastaneden kucağınızda bir bebekle gönderene kadar gece gündüz çalışacağımdan emin olabilirsiniz.
My nose is pressed up to the glass of life right now, and I want to thank you for that. I do. Because, you know, it reminded me never to let my guard down, not when something Mellie this way comes.
Şu anda burnumu hayatın camına yaslamış durumdayım ve beni bu duruma düşürdüğün için sana bir teşekkür borçluyum çünkü sayende Mellie'nin uğursuzluklarından biri bu yana gelirken gardımı indirmemem gerektiğini hatırlamış oldum.
OK, and how does it feel when I do this?
Tamam, böyle yapınca nasıl hissediyorsun?
And I always tense up when I do see him...
Onu her gördüğümde sinirleniyorum.
You sit here and do not move and, when I come back, we'll return this necklace to Mrs. Morehouse.
Burada otur ve kıpırdama. Geri geldiğim zaman bu kolyeyi Bayan Morehouse'a geri vereceğiz.
If we're gonna do this, I'm on the inside and you're on the outside, when we round the corner- -
Eğer yürüyüşü yapacaksak ben iç kulvardan sen dış kulvardan yürürüz. Köşeyi geçtiğimizde...
And when Clyde wanted his way with me, there wasn't much I could do. I mean...
Clyde onun yolundan gitmemi istediğinde yapabileceğim pek bir şey yoktu.
And there are times when I have thought to do so myself.
Ve kendimin öyle olduğunu düşündüğüm zamanlar oluyor.
Well, I believe people do their best work when they feel safe and secure.
Bence de, insanlar kendilerini güvende ve rahat hissettiklerinde daha iyi çalışır.
Hope I'm not hearing the idea's to, uh, shoot first and ask'em to put up their hands up when they're too dead to do it.
- Sadece bir tane. Ateş edip onları öldürdükten sonra ellerini kaldırmalarını söylememizi istemiyorsunuz diye umuyorum.
When you were in the coma, in the hospital and about to die, and I knew it was my fault, how could I know what to do, Juliette?
Hastanede komadayken ve ölmek üzereyken bunun benim suçum olduğunu biliyordum. Ne yapacağımı nereden bilebilirdim?
I hate him all day, and when I'm drunk, all I do is think about him.
Tüm gün ondan nefret ediyorum sarhoş olduğumda ise tek yaptığım, onu düşünmek.
So am I, but I woke up this morning and I realized that when you called me a liar, I didn't lash out at you or do anything violent like I usually do, so I figured I must be improving.
Ben de öyle ama sabah uyandım ve bana yalancı dediğinde sana saldırmadığımın ya da normalde yaptığım gibi şiddete başvurmadığımın farkına vardım böylece ilerleme kaydettiğimi anladım.
When I was at school, my headmaster took me into his office one day and he told me, " You won't accept anyone telling you what to do.
Okuldayken, müdür bir gün beni ofisine çağırmıştı. Dedi ki, " Kimsenin sana ne yapacağını söylemesine izin vermeyeceksin.
Well when you texted and said you will do anything... { * corr to end } for a second chance, I though "why not"?
Mesaj atıp ikinci şans için her şeyi yaparım dediğinde "neden olmasın" diye düşündüm.
and when you wake up 22
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when it does 101
and when i woke up 67
and when i get back 43
and when that happens 94
and when you do 169
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when it does 101
and when i woke up 67
and when i get back 43
and when that happens 94
and when you do 169