Call security traducir turco
934 traducción paralela
Shall I call Security?
Güvenliğe bildireyim mi?
Call Security, Johnson, on the double.
Güvenlik, iki katına çıksın. İyi iş, Spock.
Call security.
Güvenliği ara.
No. I'll call security.
- Emniyeti çağıracağım.
- Did you call security?
- Güvenliği çağırdın mı?
Call security.
Güvenliği çağır.
Do you need me to call security?
Polis çağırmamı ister miydiniz?
Either you get out of here or I'll call security.
Ya buradan gidin ya da güvenliği çağırırım.
Get your hands off me before I call security!
Çek şu ellerini üzerimden, yoksa güvenliği arayacağım!
Somebody ought to call Security on that young man!
Birisi bu genç için güvenliği çağırsın.
Just get out or I'll call security!
- Çık dışarı yoksa güvenliği çağırırım!
Call security!
Güvenliği ara!
- Alright, call security.
- Pekala, güvenliği ara.
Do I have to call Security to force you to report to sickbay?
Sizi zorla revire götürmesi için Güvenliği mi çağırmalıyım?
Do you want me to call security again?
Tekrar güvenliği aramamı mı istiyorsunuz?
Somebody call security.
Biri güvenliğe haber versin.
I'll call security if you can't control yourself.
Kendinizi kontrol edemeyecekseniz, güvenliği çağıracağım.
Do I have to call security?
Güvenliği çağırmak zorunda mıyım?
Call Security. Have them change his locks, clean out his desk and toss him out of the building.
Güvenlik, toplasın eşyalarını ve kapı dışarı etsin.
Get the hell out of here before I call security.
Şimdi güvenliğe haber vermeden buradan defolun!
Take it easy. He said he was gonna call security.
- Sakin ol güvenliği çağıracağını söyledi.
I'm gonna call security.
Güvenliği arayacağım.
Please, we don't want to have to call security.
Lütfen! Güvenliği çağırmak istemiyorum!
I'll call security, sir.
Güvenliği çağıracağım, efendim.
- I'll call Security.
- Güvenliği çağıracağım.
His phone call is only further evidence that the racketeers have the American public pretty well whipped when a citizen has to sacrifice the safety of his family to ask for security and decency.
Telefonu, haraççıların Amerikan halkını nasıl sıkıştırdığının yeni bir göstergesi. Bir vatandaş güvenlik istemek için ailesinin güvenliğini tehlikeye atıyor.
Call the security officer.
Güvenlik görevlisini çağır.
Sir, we just got a call from the Security Officer, and he's furious.
Az önce güvenlik subayı aradı, efendim. Çok kızgındı.
Call the hospital and put more security on him.
Hastaneyi ara ve oraya daha fazla polis gönder.
Now, do I have to call the security guards to enforce it?
Bunun yerine getirilmesi için güvenliği mi çağırayım?
I'll call the Head of Security.
Güvenlik Şefi'ni arayacağım.
I mean, I think it's important that when our primitive security precautions are lifted, that the first time you say anything in public, you should talk to what we primitively call the right people.
Yani, sanırım bizim ilkel güvenlik önlemlerimiz kaldırıldıktan sonra ilk defa halkın huzurunda bir şey söyleyeceğiniz sırada bizim ilkelce doğru insan dediğimiz kişilerle konuşmanız önemli bir şey.
Elmyr can't feel much real security in this last refuge... in what people like to call...
Elmyr bu son sığınağında da kendini pek güvende hissetmiyor... hani derler ya..
Now, how could a security man call you on the telephone and calmly report to you at the same time that the safe was being looted?
Bu durumda, nasıl olur da bir güvenlik görevlisi seni telefonda arar ve aynı zamanda sakin bir şekilde kasanın yağmalandığını sana rapor eder?
You call that dumb Dutchman a security man?
Şu aptal Hollandalıya güvenlik subayı mı dedin sen?
I'll call the security guards and have you thrown out, if you're still here.
Eğer hâlâ burada olursan, seni dışarı attırmak için güvenliği çağırırım.
One nurse, a physician on call two computer technicians and a small security staff.
Bir hemşire, bir hekim nöbette iki bilgisayar teknisyeni ve küçük bir güvenlik ekibi. Hepsi bu kadar.
'Call a med tech and security.
Tıbbi teknisyen ve güvenliği çağırın.
You have 30 seconds to get out of my office or I call the security guard.
Büromu terketmen için 30 saniyen var yoksa güvenliği çağıracağım.
They want you to call the security office right now.
Derhal güvenlik merkezini aramanı istiyorlar.
Madam, you will simply have to leave this store immediately... or I will be forced to call the security guards.
Bayan bu mağazayı hemen terk etmelisiniz... yoksa güvenliği aramak zorunda kalacağım.
- Call building security.
- Bina güvenliğini çağırın.
They'll call in security.
Güvenliği çağırırlar.
Call the security! - It'll be all right.
- Düğmeye bas Rose.
- Dan. Laura, call down and tell Security there's a kid coming.
Laura, güvenliğe git de çocuğun geleceğini söyle.
You call this security?
Buna güvenlikmi diyorsunuz?
Call the security, now
Hemen Güvenliği çağırın!
That kind of national security is when it smells like it, feels like it, and looks like it you call it what it is :
Bu adam zaten bir kez iltica etmiş biri. Olacak iş değil. Sıradan insanlar... sol eğilimleri var diye kara listeye alınıyor.
Well, there's not much call for security around here.
Buralarda güvenlik önlemlerine fazla ihtiyaç olmaz.
I think we ought to call Central Security.
Bence Merkezî Güvenlik'i aramalıyız.
Get him into a surgical cubicle and call Central Security.
Onu cerrahi kabine götürün ve Merkezî Güvenlik'i arayın.
security 691
security breach 58
security footage 29
security prison 22
security cameras 41
security alert 36
security guard 54
security system 18
call of duty 47
call me 1630
security breach 58
security footage 29
security prison 22
security cameras 41
security alert 36
security guard 54
security system 18
call of duty 47
call me 1630
call me when you land 16
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17
call me later 113
call you tomorrow 22
call you later 70
call me when you're done 29
call me when you can 24
call me if you need me 44
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17
call me later 113
call you tomorrow 22
call you later 70
call me when you're done 29
call me when you can 24
call me if you need me 44