Can you imagine that traducir turco
1,465 traducción paralela
And he told me he doesn't believe in God, can you imagine that?
Bana Allah'a inanmadığını söyledi, bunu düşünebiliyor musunuz?
How can you imagine that we accused you... u think of a reason why they would say that about you.
Böyle bir şey söyleyeceklerini sanmıyorum. Neden senin hakkında böyle bir şey söylesinler?
Can you imagine that?
Hayal edebiliyor musunuz?
Yeah, can you imagine that?
- Hayal edebiliyor musun?
Can you imagine that?
Neler düşünüyorum ben böyle? Bunu hayal edebiliyor musun?
How can you imagine that?
Thornfield'i seviyorum
Can you imagine that?
Bunu hayal edebiliyor musun?
Can you imagine that, hm?
Hayal edebiliyor musunuz?
Can you imagine that, you know, brothers in business?
nbsp Hayal edebiliyor musun, bilirsin, iş ortağı kardeşler?
I mean, can you imagine a spider being able to spell that word?
Bir örümceğin bu kelimeyi heceleyebileceğini düşünebiliyor musun hiç?
Hey, guys, can you imagine Ben doing something like that?
Çocuklar, Ben'in böyle bir şey yaptığını hayal edebiliyor musunuz?
Can you imagine being stuck with people like that for the rest of your life?
Hayatının geri kalanında öyle insanlara bağlı kaldığını düşünsene.
You can't imagine how rad it is to get off while talking to some chick on another continent who's getting off, and sometimes in a language that you don't even speak.
Başka bir kıtada ve seni arzulayan bir fıstıkla konuşurken tahrik olmak... Nasıldır bilir misin, bazen onunla aynı dili bile konuşamazsın...
This is only the life that a great dreamer could imagine, or at least it can be, if you so choose to embrace it.
Bu ancak çok büyük hayalleri olanların hayal edebileceği bir hayat, ya da en azından bu şekilde kabullenmeyi seçebilirsiniz.
"Gogol" is fine on my high school diploma but can you imagine "Gogol" on a résumé or a credit card after that?
"Gogol" lise diplomasında tamam, ama bir özgeçmiş veya kredi kartında "Gogol" ismini düşünebiliyor musunuz?
And now that Paco's left us, you can imagine...
Paco da bizi terkettiği için... Ne?
- Can you imagine what that's like?
- Nasıl olduğunu tahmin edebilir misin?
Can you imagine taking a nap on that table?
Şu masanın üstünde uyumayı hayal edebiliyor musun?
I can't imagine that you like to touch me like I do.
Senin de bana dokunurkan, benim sana dokunduğum kadar hoşlandığını hayal edemiyorum.
Can you imagine a chick screaming that in the throes of a full-throat orgasm?
Bir piliçin bunu söylerken tam gas orgazm olabileceğini hayal bile edemezsin?
You can't imagine how much pussy I got on account of that book.
O kitap üstünden kaç kızla seviştim bilemezsin.
Can you imagine growing up and realizing that neither your mother nor your father really wanted you?
Büyürken ne annenizin, ne de babanızın sizi gerçekten istemediğini fark ettiğinizi hayal edebiliyor musunuz?
I'm just saying can you imagine her naked like that woman over there.
sadece soruyorum düşünebilir misin diye? ordaki şu kadın gibi.
Right, you know, I still can't imagine ever... actually saying something like that to someone.
Yine de birine böyle bir şeyi gerçekten söyleyebileceğimi hayal bile edemiyorum.
The other one that you can "imagine things".
İkincisi ise, bir şeyler hayal edebilmektir.
It's there. It has such flexibility... that anything you can imagine, it will create.
Ve o kadar esnek ki... hayal edebileceğin her şeyi yaratacaktır.
Just... can you imagine if we actually had to live on that thing.
Sadece... Gerçekten de o şey üstünde yaşadığımızı düşünebiliyor musun?
Can you imagine what that feels like?
Nasıl hissettiğini düşünebiliyor musun?
I can't imagine that cocksucker got to you.
O pisliğin seni etkilediğine inanamıyorum!
After Grodd tried to turn the world into apes, you can imagine how seriously we'd take something like that.
Grodd'un herkesi maymuna dönüştürmeye çalışmasından sonra böyle şeyleri ne kadar ciddiye aldığımızı tahmin edebilirsin.
Now I want you to picture yourself... in the most beautiful place that you can imagine.
Şimdi hayal edebildiğin en güzel yerde düşün kendini.
You know, more people took that simple step, can you imagine the ramifications?
Biliyorsun, daha çok insan bu küçük adımı atabilse, oluşacak başarıyı düşünebiliyor musun?
No, I can imagine that it's hard for you to understand after being in prison why I would stay here if I don't even need to.
Hapisten çıkmış biri olarak benim neden içeride kalmayı tercih ettiğimi anlamak sana güç geliyordur.
As you can imagine, the Blues aren't too happy about that.
Tahmin ettiğiniz gibi, Maviler bundan mutlu olmayacaklar.
That came in handy, as you can imagine... when they were wriggling and trying to get away.
Kaçıp kurtulmaya çalışırlarken işe yaradı, takdir edersin ki.
And, you know, it was always, "If he's able to accomplish that now," can you imagine what amazing things he'll accomplish when he's 25? "
biliyorsun, herzaman, "Eger şimdi onu başarabilirse, " 25'ine geldiği zaman başarabilecek olduğu akıl almaz şeyler hayal bile edilemez. " vardı.
But when we found the crew from this weather plane and discovered that they were all still alive... well, you can imagine how excited we were.
ama bu meteoroloji uçağının mürettebatını bulduğumuzda ve onların yaşadığını anladığımızda... ne kadar heyecanlandığımızı tahmin edebilirsin.
You can't imagine what that chocolate did to me.
O çikolatanın bana ne yaptığını hayal bile edemezsin.
You can't imagine what that means to us.
Bunun bizim için ne anlama geldiğini tahmin edemezsin.
I can't imagine that thought's appealing to you.
Bu düşüncenin senin için ne kadar çekici olduğunu düşünemiyorum.
Can you imagine. The coat that we can make with those pelts?
O kürklerle dikebileceğimiz mantoyu bir düşünsene.
Can you imagine how scary that would be to lose the last 15 years of your life?
Hayatının son 15 yılını kaybetmek ne korkutucudur biliyor musun?
You can't imagine what it's like carrying that around.
Bunu üzerinizde taşımanın ne oldugunu anlayamazsınız.
And you can imagine how embarrassing that would've been for me.
Düşünsenize bu benim için ne kadar utanç verici olurdu.
So I think you can imagine what happens to regular people that just want to go to work, just want to go to do some shopping, or even just visit friends.
Sanırım, işlerine gitmek ; alış veriş yapmak ya da sadece arkadaşlarını görmek isteyen sıradan insanların neler yaşadığını hayal edebilirsiniz.
I can't even begin to imagine what you've been through but it's our job to make sure that nobody else goes through it, too.
Neler yaşadığını hayal etmeyi bile düşünemiyorum fakat aynı duruma başkalarının da düşmemesini sağlamak bizim görevimiz.
Can you imagine what the reaction will be when they'll learn that the House of Chthon, the high and mighty Chthon who styled themselves the leader of the vampire nation, the tireless support for the peace between the Twelve Houses
Bunu öğrendiklerinde verecekleri tepkinin ne olduğunu tahmin edebiliyor musun? Chthon Evi'nin, kudretli Chthon Evi'nin kendilerini vampir ulusunun lideri olarak gören, Oniki Ev arasındaki barış için durmaksızın çalışan
This is the most terrorising experience you can imagine, to directly being the thing itself, to assume that I am a phallus.
Bu şeyin kendisi olarak varolmak hayal edebileceğiniz en terörize edici deneyimdir Yani kendini bir fallus olarak görmek.
I can't imagine you're eager to welcome that girl into the family.
Bu kızı aileye kabul etmekte bu kadar istekli olduğunu hayal edemiyorum.
You know, I can imagine it, and in that picture,
Hayal edebiliyorum ve o imajda etek, topuklu ayakkabı giyiyorum ve saçım topuz yapılmış.
Orson, you can't imagine that we're still going!
Orson, hala gidiyor olduğumuzu düşünemezsin!
can you speak english 16
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you swim 39
can you hear me 3134
can you 2490
can you tell me your name 66
can you do me a favor 162
can you talk 121
can you help me 410
can you see 147
can you keep a secret 141
can you tell me 147
can you hear me now 64
can you walk 167
can you believe that 422
can you see me 160
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445
can you hear me now 64
can you walk 167
can you believe that 422
can you see me 160
can you say 98
can you fix it 117
can you believe it 657
can you feel it 118
can you imagine 445