English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Everyone's gone

Everyone's gone traducir turco

269 traducción paralela
Everyone's gone.
Herkes gitti.
Mr. Eden remained behind when everyone else had gone... and Dr. Barnes was within easy distance across the yard.
Herkes gitti, Bay Eden kaldı ve Dr Barnes avlunun karşısında olay yerine çok kısa mesafedeydi.
That everyone else has gone to a happier place and it just isn't my turn yet.
Herkes daha iyi bir yerlere gitmiş gibi sanki ve henüz sıram gelmemiş.
Small money is a whore. You look at her coins, she's been in everyone's hands. You wake in the morning, she's gone.
Az para orospudur, bu orospunun madeni paralarına bakarsın herkesin elindedir, bir sabah kalkar bakarsın ki, gitmiş.
Everyone's gone crazy.
Herkes delirdi.
This isn't Rome anymore. Everyone's gone crazy.
Burası Roma'lıktan çıktı.Herkes çıldırmış gibi.
Everyone's gone to the moon
Herkes aya gitmiş
After everyone's gone.
Herkes gidince salonu bir ara.
Now that everyone's gone...
Herkes de gitti zaten...
But everyone's gone.
Ama herkes gitmiş.
- Everyone's gone. - Gone... or dead.
- Gitmiş veya ölmüş.
It's only the beginning. Wait till everyone's gone,
Bu daha başlangıç.
Aye, everyone's gone to lunch.
Evet, herkes öğle yemeğine gitti galiba.
- Everyone's gone.
İkisi de gitti.
- Everyone's gone.
- Herkes gitti.
Everyone and everything is gone.
Şimdi normal çalışıyorlar.
Yes, everyone's gone by mid-September.
Evet, gitmeye razıyım fakat eylüldeki buluşmaya...
in this year for Seth he has gone from no friends to a few friends no girls to girls and now he's gonna chuck it, an leave it all behind and see where the current takes him where we left at the end of last season everyone was miserable
Onu sonsuza dek kaybedecek olmaya dayanamıyor. Aslında bu sezonun sonunda, Marissa, onu sonsuza dek kaybetmemiş olmayı umuyordu. Bu arada bilgin olsun diye söylüyorum.
So everyone has this impression that John's gone crazy.
Bu yüzden herkes, "John delirdi." diye düşünmeye başladı.
He was here before. He looked as crazy as everyone else around here, but he's gone now.
Herkes çıldırmış gibi, oda öyleydi, ama şimdi buralarda görünmüyor.
By that time, everyone will be gone.
Gece yarısı. Tabii o saate kadar kimse kalmaz.
- Everyone's gone home.
- Herkes eve gitti.
If everyone rather she be Beaufort's mistress than a wife... you've gone about it perfectly.
Herkes onun saygın birinin karısı olmaktansa... Beaufort'un metresi olmasını yeğliyorsa, muratlarına erdiler demektir.
It seems that everyone is gone.
Sanki herkes kaçmış gibi.
Everyone else is gone.
Benim dışımda herkes gitti.
I  s been awful sad with everyone gone.
Herkes gidince burası çok hüzünlü bir yer oldu.
Everyone's gone. So i  s not like stealing.
Kimse kalmadığı için hırsızlık sayılmaz.
The thieves hid out in the building's maintenance area until everyone had gone home.
Hırsızlar herkes gidene evet kadar saklanmışlar.
I do not trust that village postmistress not to tell everyone a fat packet has gone off.
Kalın bir paketin nereye yolladığını herkese söyleyecek kasaba postacısı kadına güvenmiyorum.
Now that everyone's gone, you can come.
Artık herkes gitti... gelebilirsin.
He was working in Nigeria, and he woke up to find everyone had had enough of him and gone off in a boat.
Nijerya'da çalışıyordu, birgün uyandığında... bakmış, herkes ondan bıkıp bir filikaya binmiş kaçıyor.
Everyone's gone quiet, what's going on?
Kimseden çıt çıkmıyor, ne oldu böyle?
Looks like everyone's gone.
Görünüşe göre herkes gitmiş.
Everyone's gone!
Herkes ölmüş!
Everyone's gone crazy, this is no holiday.
- Millet, çıldırmış ya.
And so, by the beginning of the century, you've got Napoleon overrunning Europe, the promise of democracy gone, the industrial revolution turning everyone's lives upside down, and from this upheaval emerged some of the greatest writers in history.
Yüzyılın başlangıcıyla birlikte... Avrupa'yı ele geçiren bir Napolyon var. Demokrasi umutları yokolmuş.
Everyone's gone for the day.
Herkes erkenden kayboldu bugün.
It won't be long before everyone at Buckland's realises she is gone and the painting is gone.
Buckland'daki herkes onun ve resmin kaybolduğunu fark edene kadar halletmeliyiz.
[Gasps] Everyone's gone.
Herkes gitmiş.
He's gone, everyone!
Gitmiş millet!
- Everyone's gone
- Herkes gitmiş.
Everyone's gone?
Herkes gitti mi?
Aw, it's too late for that, son. everyone'gone home.
Av, bunun için çok geç evlat. Herkes eve gitti.
Apparently everyone's gone, apart from you and Louisa.
Anlaşılan, sen ve Louisa hariç herkes gitmiş.
It's winter break, everyone's gone except me.
Noel tatili, ben hariç herkes gitti.
We open in the morning and close when everyone's gone.
Dükkânı sabah açar, herkes gittiğinde de kapatırız.
And almost everyone I know who's gone to prison seems to wind up in Pennsylvania.
Pensilvanya'da hapse giren herkes seems to wind up in Pennsylvania.
Now, your brother, and, of course, I'm sorry he's gone, was a cheat. That doesn't mean everyone else around here is a cheat.
Kardeşin, bu arada başın sağ olsun, bir dolandırıcıydı diye buradaki herkesin öyle olması gerekmez.
If she's not here when I get back, we'll call all her friends, everyone we know, until we find out where she's gone, OK?
Döndüğümde burada olmazsa gittiği yeri bulana kadar bütün arkadaşlarını, bütün tanıdıklarımızı arayacağız. Tamam mı?
- Everyone's gone, and so is the monkey.
Patrick? - Herkes gitmiş, maymun dâhil.
Everyone's gone home.
- Neden olmasın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]