English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / From here on out

From here on out traducir turco

589 traducción paralela
But from here on out maybe you can do better on your own.
Bundan sonra daha iyisini yapabilirsin belki.
Any trouble we have with Indians from here on out I'll bet a month's pay can be traced right back to Bridger.
Dışarda Kızılderililerle herhangi bir sorun yaşarsak Bir maaşıma bahse girerimki arkasında Bridger'den bir iz vardır.
From here on out, we would be racing against the clock.
Bundan sonra artık zamanla yarışacaktık.
Well, from here on out, I'll take care of all the breakdowns.
Bundan sonra, ortaya çıkacak her arızaya ben bakacağım.
And from here on out, I don't know you and you don't know me.
Ve daha sonra da ne sen beni tanıyorsun, ne de ben seni.
Look, Belle, I know this hasn't been a good trip for you, but, well, we're going to have smooth sailing from here on out.
Bak, Belle, Biliyorum, bu senin için iyi bir gezinti olmadı. ama biz şuan rahat bir yelkenlideyiz.
I won't be much good to you from here on out.
Ben sana buradan ( yerel ) pek faydalı olamam.
This is our kind of terrain from here on out.
Buradan sonra arazi bizim türden.
I think we ought to let Mr. Bond carry the load from here on out.
Sanırım Bay Bond bu yükü buradan çıkarabilir.
You guys, from here on out, listen to me carefully.
Gençler şimdi beni iyi dinleyin.
Everything that we do from here on out, will be scrutinized throughout all of Japan.
Bütün Japonya'nın gözü, burada, şu andan itibaren yapacağımız her şeyin üzerinde olacak.
RUPERT : Mm-hmm. Because anything you say from here on out might be used against you later on in a court 0f law.
Çünkü söyleyeceğiniz herşey mahkemede...
From here on out, KITT, it's just you and me.
Bundan sonrasında, KITT, Sadece ikimiziz.
But... if you quit before I do... then from here on out, I call the shots.
Fakat benden önce bırakırsanız ben ne dersem o olacak.
Everything decent and normal from here on out.
Bundan böyle her şey yolunda ve düzenli.
And another thing... I'm gonna be a better person from here on out.
Ve bir şey daha ondan sonra iyi bir adam olacağım.
From here on out... your outside money be goin'on our books.
Şu andan itibaren... dışarıdan gelen paran bizim deftere yazılacak.
Live radio from here on out.
Bundan sonra hep canlı.
From here on out, I'm gonna need a better set of answers.
Bundan sonra bazı yanıtlara ihtiyacım olacak.
I know that's hard, but your play from here on out is just to go on about your business as usual.
Zor olduğunu biliyorum ama şu andan itibaren bir şey yokmuş gibi işine devam edeceksin.
The first 3 were blanks, but not from here on out!
İlk üçü boşa sıktım ama artık boşa harcamam!
From here on out, you don't make a sound.
Sakın sesini çıkarma.
From here on out, no unnecessary conversation.
Buradan itibaren gereksiz iletişim olmayacak.
But from here on out, you guys are all in my cool book.
Ama şu andan itibaren, hepiniz benim iyi defterimdesiniz!
From here on out, anyone here in my court... fucks with your action, you just come to me.
Dışarıda her yer benim kontrolümde... Sizi barındırmazlar. Sen bana geliceksin.
If you want to go on... from here on out, we're all gonna work together as a team.
Ama eğer bundan sonra devam etmek istiyorsan... hepimiz bir takım gibi hareket edeceğiz.
From here on out, I'm instituting a jacket-and-tie policy for all surgeons outside the O.R.
Bundan sonra, ameliyathane dışındaki cerrahlara... ... ceket ve kravat giyme zorunluluğu getiriyorum.
For every drop of innocent blood I shed from here on out is on her hands as well as mine.
Bu andan itibaren döktüğüm her masumun kanının damlası, benim olduğu kadar onun da ellerinde.
From here on out all I want on my hands is Callisto's blood.
Şu andan itibaren... bütün istediğim, ellerimde Callisto'nun kanı.
- From here on out, forget the Navy.
- Bundan böyle, donanmayı unut..
I say the only ones we can trust from here on out are humans.
Şu andan itibaren güvenebileceğimiz tek varlık, insanlardır.
Tell the collective we expect safe passage from here on out.
Kollektife buradan güvenli bir şekilde çıkacağımızı söyle
Show me the shortest way from here, and on the way we'll map out a plan of campaign.
Bana en kısa yolu gösterin, yoldayken de sefer planını yapalım.
WHEN WE PACKED UP ALL OF A SUDDEN AND CAME OUT HERE FROM SYRACUSE- - 3,000 MILES ACROSS THE COUNTRY- - WAS THAT ON ACCOUNT OF HIM?
Bir anda evi toplayıp Syracuse'den buraya gelmemizin nedeni ortaya çıktı üç bin mil öteden, ülkenin taa bir ucundan onun yüzünden mi buraya geldik?
From here on, her love will be doled out like a farmer's wife tossing scraps to a rooster.
Şu andan itibaren onun sevgisi bir çiftçi karısının horozun üstüne yem savurması gibi olacaktı.
From here on, cut out the dogfights up there and stick to your acts.
Burada, dalaşmayı kesip kendi numaralarınızı yapacaksınız.
Came out here on my own to get away from my hometown in Oregon.
Oregon'da doğduğum yerden kaçmak için buraya kendim geldim.
From here on, you'll find out why.
Birazdan bunun sebebini öğreneceksiniz.
Go on, get out from in here.
Yürü! Çık git!
You're out here in California right now sitting on a committee that is supposed to be from this particular area but you spend most of your time in Washington DC
Şuan Kaliforniya'dasın komitede oturuyorsun tam burada olması gerektiği gibi ama vaktinin çoğunu Washington DC'de harcıyorsun.
The porters say he runs a braced game on the Century Limited... when he comes out here from New York.
Görevliler New York'tan buraya gelirken Century Limited'de yüksek limitli oyun oynadığını söylüyor.
When the light we see from this star set out on its long interstellar voyage the young Albert Einstein working as a Swiss patent clerk had just published his epochal special theory of relativity here on Earth.
Bu patlamanın ışıkları bize doğru yola çıktığında İsviçre patent ofisinde çalışan genç Albert Einstein meşhur görecelilik teorisini yeni yayınlamış olacaktı.
Hell, I got girls coming up from Jackson work out of here on weekends.
Bak, hafta sonları buraya çalışmaya gelen kızlar var.
As we speak, she's on a bus on her way out here with the impression that I am all alone here pining away. That's a scenario she apparently got from you.
Şu an onun özlemini çektiğimi sanarak otobüsle buraya geliyor, anlaşılan bu senaryoyu sen uydurmuşsun.
People out there pushing each other on buses... everyone shouting, and you and I here... listening to Maria Callas... and drinking Indian tea from French china... that belonged to the Laynaz del Castillos.
Dışarıda insanlar, otobüslerde birbirlerini iteklerken... herkes birbirine bağırırken, sen ve ben burada... Maria Callas ( soprano ) dinliyoruz... ve Laynaz del Castillos'a ait olan fransız porselen fincanlardan... hint çayı içiyoruz...
From here on in, I'm looking out for me
Özgürüm ben artık.
I'm prepared to offer you a piece of everything we take out of this mine... from here on in.
Şu andan itibaren bu madenden çıkardığımız her şeyden sana bir parça vermeye razıyım.
This is Mr Eddie Vedder from Accounting. I had a power surge here at home that wiped out a file I was working on.
Ben bay Eddie Vedder hesap işlerinden burada evimde voltaj dalgalanması yasadım bu üzerinde çalıştığım bir dosyayı uçurdu
What he did best was raise a family, and to try to eke out a meager living on a small farm not too far from here.
Bir aileyi yükseltmek ne gerekiyorsa en iyi şekilde yaptı ve kıt kanaat geçindiği küçük çiftliği buradan fazla uzakta değil.
Here they are, hurling through space on a molten rock at 67,000 miles an hour, and the only thing that keeps them from flying out of their shoes is... their misplaced faith in gravity.
Onu sondaladın değil mi? Biraz taramış olabilirim. Bence bu dünyadaki yaşamı hafife almış olabiliriz.
I was distracted, but I'm not gonna do anything but study from here on out.
Artık kendimi sadece ders çalışmaya vereceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]