English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Get the picture

Get the picture traducir turco

1,106 traducción paralela
Let me get the picture here, let me guess.
O halde durumu tahmin edeyim.
Get the picture?
Anlatabildim mi?
- I'm beginning to get the picture.
- Her şeyi anlamaya başladım.
Are you starting to get the picture?
Şimdi anlamaya başladın mı?
Look, when are you gonna get the picture?
Bak, ne zaman anlayacaksın?
Yeah, we get the picture.
Tamam, anladik.
- I get the picture.
- Görür gibiyim.
Okay, I think I get the picture.
Pekala, sanırım durumu iyice anladım.
I don't think [br] you get the picture, doc.
Sanırım resmin bütününü görmüyorsun doktor.
I get the picture.
Tamam, anladım.
I'll be frank with you, I get the picture.
Sizinle en zeki kim diye oyun oynamaya kalkmayacağım.
That's more than "not too bad." You're starting to get the picture.
- Bu "hiç yoktan" bayağı bir iyi. - Şimdi resmi görmeye başladın.
That wasn't too good, but you get the picture.
Pek iyi bir örnek olmadı ama mesajı kaptın bence.
I think I get the picture.
Sanırım olayı anladım.
- I get the picture.
- Olayı çözdüm.
Cousin Larry, did you get the picture?
Kuzen Larry, hiç fotoğraf çektin mi?
I wanna get close enough to get the picture.
Fotoğraf çekmeme yetecek kadar yakın olmak istiyorum.
all right, toby, let daddy get the picture.
O zaman neler oluyor? Nasıl gülümseyeceğini mi unuttun?
Get the picture?
Anladın mı?
I've already asked somebody to get the picture.
Robot resmini çıkartmalarını söyledim
- Get the picture?
- Durumu görebiliyor musun?
You get the picture?
Uyandın mı?
We'll have to get back to you on that... if you promise to come back to us... as soon as we get the picture and the sound.
... bize dönmeye söz veriyorsan, George... Ses ve görüntü alır almaz... bu konuda size geri döneceğiz.
You're going to get your picture taken, and they'll put it in the paper!
Fotoğrafını çekip gazetede basacaklar!
If you could get out of the Milky Way and look down on it it would look like that picture.
Samanyolu'na dışardan bakabilseydik aynen böyle görünürdü.
How does a picture from the outer solar system get to us?
Güneş sistemi dışından bir görüntü bize nasıl ulaşır?
Have your picture taken the minute you get there and send me one.
Oraya indiğin an resmini çektir ve bana bir tane yolla.
If we don't get anything new in the next 10 minutes go with the wire service copy under the 40 point banner. Picture in 3 columns.
On dakika içinde yeni bir şey öğrenemezsek... haber ajansından gelen bilgileri 40 puntoluk manşet yapsınlar. 3 sütun da resim olsun.
Come on, all you guys. Move over. Get in the picture.
Hadi beyler, böyle gelin, resmin içine girin.
Get ready for the picture.
Baylar! Fotoğraf için yerlerinizi alın lütfen.
Get my picture taken in front of Roseland among the beautiful people.
Roseland'in önünde güzel insanların arasında beni canlandır.
You know, the only way you guys get your picture in the papers is when you get shot.
Biliyor musun, gazetecilerden o resmimin alınmasını istiyorum Alamazsan o zaman vurursun.
And the way I see their industrial picture, they can't get into Poland without first nullifying the Soviet Union.
Ve sanayilerine baktığımda, Sovyetlerin etkisini azaltmadan Polonya'ya giremezler.
Then we'll dress him up like the fairy and get his picture painted by the painter
Birbirlerine benzedikleri için... yarın ülkenin... en iyi ressamını çağıracağız ve... onu sanki o melekmiş gibi... giydirip poz verdireceğiz... ve ressam da onun... resmini çizecek!
I couldn't get it all in the picture.
Fotoğrafa hepsini sığdıramadım.
Get my son's signature on the back of this picture.
Oğlumun bu resmin arkasını imzalamasını sağla.
Get my son's signature on the back of that picture. All right?
Oğlumun buna adını yazmasını sağla, tamam mı?
Take the picture or get out!
Haydi çek şu fotoğrafı artık.
You could get me out of the dog house by painting a picture of my girlfriend.
Kız arkadaşımın resmini çizerek, gözden düşmemi engelleyebilirsiniz.
Hey, did you see that picture where the bad guys get their last request?
Kötü adamın son isteklerinin yerine getirildiği filmi gördünüz mü?
I want you to get in the picture.
Fotoğrafta senin de çıkmanı istiyorum.
I'm gonna get us both in the picture.
İkimizi birden çekeceğim.
I'LL GET YOUR MOTHER'S CAMERA TAKE A PICTURE OF THE REFRIGERATOR WITH THE DOOR OPEN
Annenin kamerasını buraya getireyim, buzdolabın fotoğrafını çekelim, kapısı açıkken... ve sonra açıklamalarını altına yazayım, şuraya asayım.
We gotta get him back in the picture... then we turn off the projector and burn the prints.
- Onu yeniden filme sokmamız gerekiyor. Sonra projektörü kapatıp tüm kopyaları yakarız.
If I can get a picture of her before anyone knows she's in town it'll show the newspaper editors I've got what it takes to be a crack photojournalist.
Her neyse, onun henüz şehirde olduğunu kimse bilmiyorken bir fotoğrafını çekmeyi başarabilirsem, gazete editörleri, ne kadar sıkı bir foto muhabiri olduğumu görecek.
Get the picture?
- Olayı anladın mı?
Right after your first gutter ball, and I get that picture of Mom and Dad and their looks of disappointment and horror, could you kind of tilt your chin up so that the light catches that tear streaming down your face?
İlk ıskandan sonra anne ve babamın yüzü eziklik ve korku içindeyken çeneni biraz yukarı kaldır ki alnından akan terleri görebileyim.
You wanna get a picture of me and the family?
Benim ve ailemin resmini çekmek ister misin?
You're pissed'cause I tell you to get a picture for the guy, which is your job.
Dino'ya resmi göndermeni istedim diye kızdın, ama o senin işin. Yapman gerek. - Hayır, hayır.
I MEAN, I DON'T THINK I CAN GET INSURANCE FOR HIM ON THE PICTURE.
Demek istediğim bu filmde oynaması için ona sigorta yaptıramam.
I KNOW I CAN'T GET A BOND ON THIS PICTURE IF ONE OF THE ACTORS HAD AIDS.
Oyunculardan birinde AIDS varsa bu film için para bulamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]