English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Heading out

Heading out traducir turco

1,162 traducción paralela
We're heading out the way we came in, all right?
- Geldiğimiz yoldan çıkacağız tamam mı? - Marek.
Last year my partner and I were heading out when a call came in about a train wreck.
Geçen yıl partnerimle tam dışarı çıkmaya hazırlanıyorduk ki bir tren kazası ile ilgili bir telefon geldi.
Listen, this is kind of a weird question since we just met and everything, but I was wondering, I'm just heading out for about half an hour'cause both my husband and my mom aren't back yet.
Dinle, seninle henüz tanıştığımızdan dolayı bu garip bir istek gibi gelebilir, ama acaba, sadece yaklaşık bir yarım saatliğine gitmem gerekiyor ve hem kocam hem de annem henüz dönmediler.
She's heading out to sea.
Denize yöneliyor.
Yeah, you know, I'd love to, but we're heading out to this...
Çok isterdim ama buna gitmem lazım...
Then I'm heading out through level five.
Ben de beşinci düzeye çıkmak istiyorum.
So, you should probably be heading out soon.
Birazdan çıkman gerek.
We are going to be heading out to a dive site called "Magic Kingdom".
Buradan doğruca Magic Kingdom adı verilen dalış bölgesine gidiyoruz.
Radio car just stopped him doing 120 heading out of state.
- Ve belki de daha suçlu. Saatte 190 kilometre hızla eyaletten kaçarken polise yakalanmış.
I'm heading out.
Gidiyordum.
I'm bunking in for the night, heading out again at dawn.
Bu gecelik bir yere sığınacağım şafakta tekrar yola çıkarım.
Kids, I'm heading out to the movies. Got a sandwich up my sleeve, and a Mr. Pibb in my breast pocket.
Kolumun içine sandviç göğüs cebime de gazoz koydum.
No, which is why we need to go up one level so we can traverse port before heading out.
Hayır, bir kat çıkıp dışarı çıkmadan iskele tarafına geçebiliriz.
They're heading out.
Dışarı çıkıyorlar.
All the cars are heading out to the track.
Bütün arabalar piste hareket ediyor.
Carrie, I'm heading out, okay?
Carrie, Başlıkları atıyorum, tamam mı?
I was thinking of heading out west after this one.
Bundan sonra batıya yönelelim diye düşünüyordum.
Liberty's heading out to the bathroom.
Liberty, tuvalete doğru gidiyor.
We're heading out on patrol.
Biz devriyeye çıkıyoruz.
I'm heading out soon.
Birazdan gideceğim.
I'm heading out.
Ben ayrılıyorum.
Dad, I'm heading out first.
Baba, ilk ben çıkıyorum.
I'm just saying that he may just be heading out of town.
Demek istediğim, onu takibe aldığınız sırada, belki de şehir dışına yönelmiş olabilir.
I'm just heading out.
Ben çıkıyordum.
As Michael returned home, George Michael was heading out... to meet the girl from the banana stand.
Tam Michael eve vardığında, George Michael da muz standında tanıştığı kızla buluşmaya gitmek üzereydi. Haberler iyi.
But, yeah, we're heading out.
Ama, evet, biz gidiyoruz.
Are you heading out now?
Oh, hey, Lynette.
Hey, Carrie, we're heading out for happy hour. You wanna come?
Carrie, barın indirimli saatine gidiyoruz.
Adrian, Sharona, I'm heading out.
Adrian, Sharona, ben çıkıyorum.
Well anyway, I was just heading out so... see ya tonight.
Neyse, ben kaçayım. Akşam görüşürüz.
We're heading out.
Çıkıyoruz.
We don't have time for this. I'm heading out.
Ben çıkıyorum.
We're heading out.
Biz çıkıyoruz.
He's heading out of the hallways.
Koridorlardan gidiyor.
Heading out of town, Tru?
Şehirden mi ayrılıyordun, Tru?
The moon's so big... Well, I'm heading out for a bit.
Ne büyük bir ay.
Well, I'm heading out for a bit.
Bi'meseleyi halletmeye gidiyorum.
I'm heading out.
Ben çıkıyorum.
I'm heading out to the beach for my first day of actual surfing.
Gerçek sörfümün ilk günü için plaja gidiyorum.
We're heading out now.
Şimdi ayrılıyoruz.
No lm just heading out to get some dinner
Hayır, sadece akşam yemeği yiyeceğim.
But when I talked to the drivers of these vehicles, They tell me that they're heading straight back home to wait it out.
Ama araç sahiplerinin söyledikleri, evlerine dönüp bekledikleri.
Ground One, converge on a red Ford pickup heading south out of the grid.
- Ekip1, güney yönüne doğru giden kırmızı bir Ford pick-up'a yaklaşıyorum.
Anyway, I was heading towards this bakery to pick up a couple of dozen linzer tortes for someone when out of nowhere, this thug with a pipe jumps out and says :
Her neyse, pastaneye doğru gidiyordum... ... birilerine birkaç düzine pasta almak için... ... sonra nereden çıktığı belli olmayan, sopalı bir haydut ortaya çıktı.
We were in London, and we ran into this group of girls... who were heading to Ireland to stake out the Clarence Hotel.
Londra'daydık. İrlanda'ya gidecek bir grup kızla karşılaştık. Clarence Otel'i izleyeceklermiş.
But, I think it's best we don't talk out loud about it until we have most of them on the trains heading to the camps.
Fakat, bence onları trenlere doldurup kamplara yollamadan önce bunu yüksek sesle konuşmamalıyız.
That we've got a manmade virus out there heading right at us?
İnsan yapımı bir virüsün tam üstümüze doğru geldiğini mi?
Actually, I was just heading to the Torch to print out my term paper.
Aslında, dönem ödevimi bitirmek için "Meşale" ye gidiyordum.
We know where it's heading but it would mean a lot to me to hear the words come out of your mouth.
Gerçi yolun nereye gittiğini biliyoruz ama senin ağzından da duymak isterdim.
AND SO, THE WHEELER PARTY ROLLED OUT OF INDEPENDENCE, HEADING WEST, NORTHWEST ON HOXIE'S TRAIN.
Wheeler grubu böylece Hoxie'nin Independence'tan batı / kuzey batı yönüne hareket eden konvoyuna katıldı.
- Heading east out of town.
Kasabanın dışına, Doğu'ya doğru gidiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]