Hurry home traducir turco
339 traducción paralela
Hurry home now.
Hadi şimdi doğru eve.
I've got to hurry home now, because me husband's having trouble with his kidneys again and I can't leave him for long. Your young brother's looking after them.
Şimdi hemen eve gitmem gerekiyor çünkü kocamın böbrek sıkıntıları yeniden baş gösterdi ve onu tek başına bırakamıyorum.
Hurry home!
Su gibi git, su gibi gel.
Hurry home if you feel like it.
Eğer canın isterse hemen eve dön.
You'd better hurry home, son.
Bir an önce evine git evlat.
Better hurry home and think what to tell the police.
Eve gidip polise ne diyecegini düsünsen iyi olur.
Hurry home.
Eve gidiyoruz.
Last-minute shopping, presents for the kids. Hurry home to light the tree and fill the stockings.
Son dakika alışverişi, çocuklara hediyeler ağacı süslemek ve hediyeleri yerleştirmek için koşuşturmaca...
Hurry home now.
Şimdi hemen eve git.
- Hurry home
- Hemen eve git.
I mean, hurry home, son.
Çabuk eve git, oğlum.
I got to hurry home.
Acilen eve gitmem lazım.
Said I had to hurry home.
Acilen eve gitmem gerektiğini söyledim.
Hurry home!
Eve çabuk dön!
Hurry home, will you?
Eve çabuk gel, olur mu?
Hurry home to us.
Çabuk dön.
You hurry home and help.
Sen de çabuk gel ve yardım et.
Why hurry home?
Çok mu aceleniz var?
Go on and hurry home.
Git ve çabuk dön.
Santa, I have to hurry home.
Noel Baba, eve acele etmeliyim.
Hurry home.
Kendine iyi bak. Hemen evine git.
You should hurry home.
Hemen eve dönmelisin.
Please, dear, hurry home.
Lütfen, sevgilim, eve erken gel.
"Don't gallop," but "Hurry home."
Atı fazla hızlı sürme ama eve erken gel.
Hurry up and come home!
Çabuk ol, eve gel!
- Bury me at home for a half an hour. I have not seen it for nine years. Hurry up, brothers, Arsenal is dying.
- Evinin önünde toprağa verelim, dokuz yıldır görmemiştim, acele edin kardeşlerim.
I just got a hurry up call back home.
Az önce evden acil bir telefon aldım.
Everybody in a hurry to get home.
Herkes evine dönmek için acele ediyor.
Jan, you have to hurry if you're to be home before curfew.
Jan, yasaktan önce eve gideceksen acele etmelisin.
I should think you'd be in a hurry to get home. Get some sleep.
Asıl senin dinlenmek için acele dönmek istediğini sandım.
Let's go home, hurry up.
Eve gidiyoruz, çabuk.
I'm in a hurry to get home, that's all.
Eve gitmek için acelem var.
I'm just in a hurry to get home, that's all.
Sadece eve dönmek için acele ediyorum, hepsi bu.
If I hurry, perhaps I might even be home in time for tea.
Yeterince acele edersem çay vaktinde evde olabilirim.
What's wrong with running? I was down at the office, my wife called, she told me to get home in a hurry, and I'm tryin'to get...
Ofisteydim ve karım telefonla beni arayıp hemen eve gel dedi.
Hurry on home.
Hemen evine git.
- No, I was in a hurry to get home.
- Hayır, eve yetişiyordum.
Hurry up, let's go home and make that telephone call.
Hadi, eve gidip şu telefon görüşmesini yapalım.
- In a great hurry to get home, isn't he?
- Eve gitmek için oldukça acelesi olmalı?
Hurry! Come home! All ofyou!
Hepiniz eve, çabuk!
In kind of a hurry to get home, aren't you?
Eve varmak için aceleniz var, herhalde?
They're in a hurry to get home.
Eve dönme telaşı içindeler.
Hurry up and buy so we can go home early.
Alın da, artık biz de evimize gidelim be.
Let's go home. Hurry! You'll be dead if you stay here.
Burada kalırsan öleceksin.
Hurry, go back home.
Acele et, hemen evine dön.
♪ We love him so We'll come back home ♪ In, oh, such a great big hurry ♪ It's him that pays the piper It's us that pipes his tune
onu öyle severiz ki koşarak geri döneriz... o parayı verir, biz de düdüğü çalarız... şimdilik hoşçakal çok geçmeden döneriz... güle güle, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum güle güle diyorum, elveda değil... fazla oyalanmayın, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın hemen dönün... gidin, ama çabuk dönün gidin ve çok şeyle dönün... para dolu cüzdanlar getirin boş şeylerle uğraşmayın... işi çabuk bitirip hemen geri dönün dolgun cüzdanları alın, boşları değil... bugün zengin olalım, çabuk dönün... cebimize altın bir saat girecek saat başı bizi uyaracak...
Hurry back home!
- Geç kalma sakın!
I was in such a hurry to show it to my father and fiancee, that I sent it back before returning home.
Babama ve nişanlıma kimanomu göstermek için acale ediyordum. Ama ben eve dönemeden
Nobody's in a hurry to get dressed... be home before anyone realizes they'd gone.
Kimse giyinmek ya da fark edilmeden... eve dönmek için acele etmiyor.
Hurry and go home
Hadi! herkes evine gitsin!
After he left your office, he rushed to his home as if he were in a hurry, yeah, in a big hurry.
Ofisinden ayrıldıktan sonra evine koşuşturdu acelesi varmış gibiydi, evet çok aceleciydi.
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
home dad 33
homeless guy 17
home away from home for diplomats 21
hurry 5986
hurry up 4988
hurry the fuck up 36
hurry and go 22
hurry the hell up 17
hurry up and go 22
hurry it up 179
homeless guy 17
home away from home for diplomats 21
hurry 5986
hurry up 4988
hurry the fuck up 36
hurry and go 22
hurry the hell up 17
hurry up and go 22
hurry it up 179