English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ I ] / It feels great

It feels great traducir turco

220 traducción paralela
Swimming alone out here is scary, but it feels great.
Burada yalnız yüzmek biraz ürkütücü olsa da çok hoşuma gidiyor.
It feels great!
Çok güzel!
It feels great!
Harika bir duygu!
It feels great...
Harika hissettiriyor...
It feels great.
Harika görünüyor.
It feels great.
Harika.
It feels great to be in a real house with real people.
Gerçek insanların olduğu evde olmak, gerçekten iyi hissettirdi.
It feels great to be a good guy!
İyi biri olmak harika
It Feels Great.
Tek kelime ile harika.
And you got to make believe it feels great,
Ve sanki bu çok iyi hissettiriyor gibi yapmak zorunda kalırsınız.
Because it feels great.
Çünkü harika hissettiriyor.
- It feels great, but...
Harika, ama -
It feels great...!
Muhteşem.
- It feels great!
- Müthiş bir his!
Well, I don't officially hold it for two days, but... at the risk of being premature, it feels great!
Aslında 2 gündür resmen tutmuyorum ama... erken olmanın riski, harika hissettiriyor.
It feels great.
Harika bir duygu.
- Wow, it feels great in here.
Çok harika kokuyor.
Oh, yeah, it feels great.
Oh, evet, harika bir duygu.
Ha-ha, it feels great!
Hayır ama şu an keşke alsaydım dediğine eminim.
- It feels great.
- Harika bir şey.
You know, I'm wearing a vinyl surprise right now and it feels great.
Ben şu anda vinilden yapılmış bir don giyiyorum, çok harika gerçekten.
I've been such a bastard all these years and I finally understand it-it feels great.
Yıllardır acayip piçlikler yaptım! Ve sonunda anladım. Bu harika bir duygu.
It feels great.
Iyi hissettiriyor.
It feels great.
Harika bir his.
Yeah. It feels great.
Bu harika bir şey.
Man, it feels great to be free of that midget!
Bu küçük özgürlük çok iyi hissettiriyordur.
But it feels great.
Ama bu his mükemmel.
It feels great, actually.
Harika bir his.
I gotta say, it feels great to be back in business with you.
İtiraf etmeliyim, sizinle iş hayatına geri dönmek harika.
It feels great.
Müthiş.
It feels great.
Çok güzel.
It feels great.
Kendimi harika hissediyorum.
"Yes, for only now do I realise how it feels to have brought great misery upon a loved one."
Evet, sevdiğin insanları bu derece üzmenin nasıl bir şey olduğunu şimdi anlıyorum.
It feels like you should go on throwing them, to a great catcher.
Bunu anlamak için kendinizi büyük bir tutucuya doğru fırlatmalısınız.
I know this is a great imposition, but may I just ask how it feels...
Bunun çok büyük bir zahmet olduğunu biliyorum, ama nasıl hissettirdiğini sorsam...
It feels like.... Great.
Muhteşem.... hissetmemi sağlıyor.
Today it feels so great right here, you know?
Biliyor musun, bugün burada yaşananlar muhteşem!
- Feels great. It's all cotton.
- Harika bir duygu pamuklu.
It feels fucking great, especially...
Bayılıyorum hatta, özellikle...
It really feels great.
- Evet çok iyi.
In every great while, Paris plays host to a glittering evening so filled with charm and fantasy, it feels like you've just walked right to the other side of the looking glass.
Zaman zaman Paris, büyü ve fantezi ile dolu pırıl pırıl bir geceye ev sahipliği yapar. Sanki camın diğer tarafına geçmişsiniz gibi bir his bu.
Let's have some fun Oh, it feels so great
Biraz eğlenelim Oh, bu harika
While it does last, it feels fucking great.
Aşk sürerken, iyi hissedersiniz.
You know, sometimes it feels like my whole life here is just one great big detention that I can't escape but then I think about you. And how I've met this great guy who's so romantic and so caring, and who I like and who I want so much.
biliyorsun, bazen bütün hayatım kacamadıgım büyük bir ceza gibi geliyor ama o anda seni düsünüyorum ve nasıl bu muhtesem romantik ve duyarlı adamla tanıstıgımı, ve onu ne kadar cok istedigimi.
The NHL feels it'll be great publicity, and the network figures a 14 share, minimum.
NHL için büyük bir tanıtım olacak ve... en az 14 kanal canlı yayınlayacak.
It's great! Now, my wife feels this friend is a bad influence.
Öyleyse işimizi kolaylaştır.
Well, the surgeon feels that it's too great a risk to operate on Kenneth.
Cerrah, Kenneth'i ameliyat etmenin çok riskli olduğunu söylüyor.
Feels great, doesn't it, Belthazor?
Harika hissettiriyor, değil mi, Belthazor?
It feels great.
Gayet iyi.
It's weird, but it just feels great.
Acayip birşey ama iyi hissettiriyor.
Love's only such a great thing because you know what it feels like to get your heart broken, what it feels like to be alone.
Aşk öyle birşey ki kalbinin kırılacağını bile bile âşık oluyorsun. Yalnız olmak nasıl bir duygu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]