English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ J ] / Just one more minute

Just one more minute traducir turco

105 traducción paralela
All right. Just one more minute.
Tamam sadece bir dakika daha.
I'm gonna give you guys just one more minute, then I'm gonna let you have it.
Size bir dakika daha süre tanıyorum, sonra size hakkınızı vereceğim.
And you reporters have just one more minute on those telephones.
Onbirinci bitti, bir tane kaldı- -... ve siz gazeteciler, telefon için bir dakikanız kaldı.
Just one more minute!
Bir dakika daha!
Just one more minute, soldier.
Azıcık daha zaman tanı, asker.
I'm gonna ask you to wait here just one more minute.
Sadece bir dakika daha beklemeni istiyorum.
It will take just one more minute.
Bir dakika daha sürecek.
Please, just just one more minute.
Lütfen, sadece bir dakika daha.
Phil, hang in just one more minute.
Doc kes lütfen. Phil bir dakika bekleyebilir misin?
Daddy, please. Just one more minute.
Baba n'olur, bir dakikacık daha.
Just one more minute...
Sadece bir dakika daha...
I saw the movie five times. Just one more minute.
Sadece bir dakika daha.
I tell myself "just one more minute."
Kendime sadece bir dakika daha. " diyorum
Just one more minute.
Sadece bir dakika daha.
Just one more minute.
Bir dakika daha...
Just one more minute.
Bir dakika içinde hazırız.
Please, just one more minute.
Lütfen, sadece bir dakika daha.
This all sound excellent, and we will return to it, but... if you'll indulge me for just one more minute-- -
Anlattıklarınız kulağa harikulade geliyor ve buna tekrar döneceğiz ama bir dakikalığına hoşgörünüze sığınıyorum.
- Just one more minute.
- Biraz daha bekleyin.
Please... Dear God... just one minute... more.
Lütfen Tanrım sadece bir dakika... daha.
Now, please, just give us one more minute!
Lütfen, bir dakika daha izin verin!
Oh, uh... Just hold on one more minute, please.
Eee... bir dakika daha lütfen.
Just one minute more, it'll be all over.
Sadece bir dakika sonra her şey bitecek.
We'll have more smooth sounds in just one minute.
Bir dakika sonra başka güzel parçalar dinleyeceğiz... ama öncelikle, saat başına on dakika kala, KRML'deki yayınımız...
- We're just about there. One minute more.
- Neredeyse geldik, bir dakika.
If we just had one minute more, sir.
Sadece bir dakikamız daha olsaydı efendim.
could I have just... one more minute?
Sadece bir dakika... daha alabilir miyim?
Just to sit back down in that chair for one minute more.
Sadece bu sandalyede bir dakika daha otur.
Look, just hang on for one more minute until I tell you to open the door.
Kapıyı açmanızı söyleyene kadar bir dakika daha bekleyin.
Just one more minute!
Sadece 1 dakika daha.
I wait all day, just hoping for one more minute with you and I don't even know you.
Bütün gün, seninle bir dakika geçirmeyi umarak bekledim üstelik seni tanımıyorum bile.
Can you just give me one minute more, in prayer?
- Dua etmek için bir dakika daha kalabilir miyim?
- Just one more minute.
- Sadece bir dakika daha.
- I just need one... more... minute.
- Sadece bir dakika daha.
I'm just gonna be one more minute.
Bir dakika daha canım.
I'll just be one minute more.
Sadece bir dakika sonra orada yanınızda olacağım.
We're getting more, sir. It'll be just one minute.
Daha fazla hazırlıyoruz, efendim.
It's just gonna be one more minute, Mr. Dressler.
Bir dakika daha bekleyeceksiniz Bay Dressler.
- He'll just be one more minute.
- Bir dakika sonra burada olacak.
No no, just give me one more minute, okay?
Hayır, hayır, bana birkaç dakika daha ver, tamam mı?
I just need to talk to her for one more minute.
Onunla bir dakika daha konuşmalıyım.
Uh, you know what? Just stay on the phone one more minute.
Telefonda bir dakika daha kal.
- Just one more minute!
Bir dakika!
Just hold that one more minute.
Bir dakika daha öyle kal.
I'm sorry, could you just give me one more minute.
Bir dakika izninizle.
So please just sit tight one more minute.
Lütfen biraz bekleyin.
Just give him one more minute.
Ona bir dakika daha ver.
I'll just be one more minute.
Bir dakika sonra hazırım.
She'll just be one more minute, if you don't mind.
Birazdan gelir, sakıncası yoksa.
One minute you could be sparring with an elf, and the next you could be battling against a troll who wants nothing more than just to steal your gold and leave you penniless!
Bir an bir elfle tartışıyorken, hemen sonrasında altınlarını çalmaktan ve seni beş parasız bırakmaktan başka bir gayesi olmayan bir trolle dövüşebilirsin.
- Just give me one more minute.
- Bize bir dakika daha ver.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]