English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ L ] / Like an angel

Like an angel traducir turco

562 traducción paralela
She's like an angel.
Sanki bir melek gibi.
Like an angel.
Melekler gibi.
There's not the smallest orb which thou behold'st but in his motion like an angel sings, still quiring to the young-eyed cherubims.
Bu senin bildiğin o minik dünya değil hareketleri meleklerin şarkıları gibi, genç bakışlı melekleri arıyor.
You couldn't behave like an angel if you had wings tattooed on your...
Saat 1 : 30. Evet! Yarım saate çıkacağım.
Like an angel in the jungle.
Ormandaki bir melek gibi.
- Dances like an angel, knows how to dress...
- Melek gibi dans ediyor, hoş...
She looked like an angel when she leaned over me with all that golden hair.
Üzerime eğildiği an, altın rengi saçlarıyla melek gibi görünüyordu o.
- But you play like an angel.
- Bir melek gibi çalıyorsun.
I look like an angel.
Ben bir meleğe benziyorum.
She's beautiful, like an angel.
Bir melek kadar güzel.
That's like an angel dancing over the tip of your tongue.
Dilinin ucunda bir melek dans ediyor sanırsın.
Soon you'll be flapping'your wings like an angel.
Yakında melekler gibi kanatlarını da çırparsın.
- You play like an angel.
- Melek gibi çalıyorsun.
She sang like an angel.
Bir melek gibi şarkı söylerdi.
You look like an angel.
Aynı bir meleğe benziyor.
He spoke like an angel.
Bir melek gibi konuşuyordu.
How do you know he spoke like an angel?
Bir melek gibi konuştuğunu nereden biliyorsun?
Ah, you play like an angel.
Melek gibi çalıyorsun.
I see you with other material performing like an angel.
Başka matery, allerle melekler gibi oynayabilirsiniz.
- My wife, sleeping like an angel.
- Eşim, melekler gibi uyuyor.
She was so good, poor thing, like an angel from heaven!
OYSA NE KADAR DA İYİ BİR İNSANDIN.
- They all have feathers like an angel.
- Tüyleri melek tüyü gibi.
Like an angel of the Bible.
İncil'deki bir melek gibi aynı.
Suddenly Maria Rosa seemed like an angel to me.
Bir anda Maria Rosa gözüme çok farklı göründü.
What a wonderful woman! Just like an angel.
Ne olağanüstü bir yaratık!
Looks like an angel!
Melek gibi görünüyor.
We found him in bed, sleeping like an angel.
Onu yatağında bulduk mışıl mışıl uyuyordu.
- Like an angel.
- Sanki bir melek.
You made her look like an angel.
Onu bir meleğe benzetmişsiniz.
She appeared like an angel out of this filthy mass.
Bu pisliğin ortasında bir melek gibi görünüyordu.
You're like an angel.
Tıpkı bir melek gibisin.
Looks like it came out of an angel's wing.
Bir meleğin kanadına benziyor.
An ángel like you and Albert.
Sen ve Albert gibi melekler.
Oh, you're blushing. You look wonderful when you're angry, just like an avenging angel.
Öfkeli olduğunda çok güzel görünüyorsun, tıpkı bir intikam meleği gibi.
Well, you look about like the kind of an angel I'd get.
Tam benim sahip olacağım meleğe benziyorsun.
I don't know whether I'd like it very much being seen around with an angel without any wings.
Kanatsız melekle ortalıkta görünmekten hoşlanacağımı sanmıyorum.
You must be beautiful as an angel but naughty like a devil.
Bir melek kadar güzel ama şeytan gibi de haylaz olmalısın.
Then came wandering by a shadow like an ángel... with bright hair dabbled with blood.
Ardından, melek görünümlü bir hayalet çıkageldi. * Kana bulanmış saçları ışıl ışıl parlıyordu.
She stormed past me like an avenging angel.
Büyük bir hışımla yanımdan geçti.
... Smashed in his skull... I have a white robe like an angel.
Melekler gibi bembeyaz giyiniyorum.
Bobby was sound asleep. Such an angel. And with a mother like that.
Bobby'nin uykudaki sesi annesi ile birlikte sanki bir melek gibi
- You like them? - You are an angel.
Sen bir meleksin.
- I feel just like an angel...
- Bense aynen, süzülerek dünyaya inen bir melek gibi hissediyorum.
"And saw within the moonlight in his room, making it rich and like a lily in bloom, an angel writing in a book of gold..."
"Ve çevresine bakınca gördü ki odada... altın bir kitaba yazıyordu bir melek..."
It attacked those nuns like an avenging angel.
Bir intikam meleği gibi o rahibelere saldırdı.
And thy name is like a prayer an angel whispers
İsmin bir meleğin fısıldadığı bir dua gibi
You always look like such an angel when you're sleeping.
Uyurken melek gibi görünüyorsun.
I feel kind of silly... acting like an avenging angel all that time.
Bunca zamandır kendimi öç alan bir melek gibi hissettiğim için... Kendimi aptal gibi hissediyorum.
There isn't a scoundrel who wouldn't like to become an angel.
Melek olmayı istemeyecek bir aşağılık, bir dolandırıcı yoktur.
Don't try to act like you're an angel of human kindness.
Sakın melek rolü oynama.
- Please, sir, do always like this! - He's not a teacher, an angel! - Yes, angel!
Bugün, burada ilk defa yeni bir atış şekli deneyeceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]