No work traducir turco
6,904 traducción paralela
We stay here, but theres no work.
Burada kalıyoruz ama iş yok.
There's no work for women here.
Burada kadınlara iş yok.
Like I said, Sheriff, no work, no pay.
Söyledim ya, Şerif, kömür yoksa, para da yok.
Mines mostly shut down, stores closed or closing, no money, no work... not...
Madenler neredeyse kapandı, dükkânlar kapandı ya da kapanıyor. Para yok, iş yok... çalışmaya değer iş yok yani, alınma lütfen.
So all work and no play, huh?
Sürekli is, bos vakit yok demek.
No, I just work there.
Hayır, sadece iş için oradayım.
There's like no limit to the amount you can work, which is like, part of the deal when you become a partner.
İstediğin kadar çalışabilirsin, yani hiçbir sınır yok. Ortak olduğunda bu, anlaşmanın bir parçası oluyor.
No, these two guys were trying to, like, break into my car at work, and they had guns and knives and they were being, like, total dicks and they just attacked me.
Ben işteyken, bu ikisi arabamın kilidini açmaya çalışıyorlardı. Silahları, bıçakları vardı. Tam piçlik yapıyorlardı.
No, I don't work for you any more. I don't owe you anything.
Hayır, artık sizin için çalışmıyorum, size borcum yok.
Uh, no, but... I'll work for free.
- Yok ama bedava çalışacağım.
I'll bring in my boys, and you and Jeannie bring in yours, and we'll work together and get the right team around you and there's just no telling where this stops.
Ben kendi adamlarımı getiririm, sen ve Jeannie de sizinkileri getirir, birlikte çalışır ve etrafında doğru takımı elde ederiz ve nerede duracağını söylenemez.
Some kind of work accident, although, how he was even standing on it, I have no idea.
Bir tür iş kazası aslında, hâlâ nasıl ısrar edebiliyor, bir fikrim yok.
You're doing stable work in a goddamn blizzard, I offer to help and you say no?
Bu kahrolası tipide ahırda çalışıyorsun ve ben yardım edeyim diyorum, sen de hayır mı diyorsun?
There's no reason for you to work ever again.
Bir daha asla çalışman için hiçbir sebep yok.
Hell no, I work alone.
Asla, ben yalnız çalışırım.
When it comes to work, I spare no one. Not even myself.
Konu iş olduğunda kimseye acımam.
Have you guys done any work today? No.
Bugün herhangi biriniz iş yaptı mı?
No, that doesn't work for me,'cause then I'm just dead.
Hayır olmaz, sonuçta yine ölmüş oluyorum.
No, you'll never guess what happened at work.
İşte neler olduğunu tahmin bile edemezsin.
It's hard work at first, and you'll need the extra training, but you'll be on 24k straightaway, and there's no reason why you couldn't be on 30 +, in a couple of years time.
Başta zor gelebilir, eğitim alman gerekecek ama maaşın hemen 24 bine çıkacak birkaç yıl içinde de her şey yolunda giderse 30 bini geçebilir.
No, I just can't believe you managed to work your Parisian friend - into another conversation.
Hayır, sadece Parisli arkadaşlarını başarılı bir şekilde çalıştırdığına inanamıyorum.
No more work, work, work, blah, blah, blah.
Daha fazla iş miş yok...
No, I just wanted to ask if you know, or if you work for anyone, who... who supports the ballet.
Sadece, bir balerine destek veren tanıdığınız ya da iş vereniniz var mı diye soracaktım.
I was focused on the work and I saw no future in which a daughter would have a meaningful part in that.
İşime odaklanmıştım. Bir kız çocuğunun bu işte anlamlı bir geleceğini olmayacağını sanmıştım.
No, there's no guarantee that this is gonna work.
- Bunun işe yarayacağının garantisi yok.
No, just French toast. Would that work?
Hayır, yumurtalı ekmek var sadece.
No, no. No. I am work this pharmacy.
Yok, ben eczanede çalışıyorum.
No I don't want to see anything. I've some work.
Hayır, hiç bir şey izlemek istemiyorum.
About the work I was doing here at university and... actually he mentioned something about an environmental report that he'd written, he was going to talk to me and Natalie about, but, no,
Burada üniversitede yapmakta olduğum iş ve aslında yazdığı bir çevre raporu gibi bir şeylerden söz etmişti. Onun hakkında benimle ve Natalie'yle konuşacaktı ama hayır bundan başka bir şey bilmiyorum.
No, Louis needs to stay here and do some work. Just like your daddy.
Olmaz, Louis'in burada kalıp bazı işler yapması gerek, tıpkı babanız gibi.
Okay, your blood work shows cocaine, amphetamines, Ambien and marijuana, but there's no trace of lithium.
Tahlil sonuçlarına göre, kanında. kokain, amfetamin, Ambien ilacı ve marihuana tespit edilmiş,... ama lityum izine rastlanmamış.
- No and no. - Where do you work?
Seni absürt ilan ediyorum.
No, finding work.
Hayır, iş bulmaktan.
No, actually, I'd like to stay and do some work. I...
Yok, aslında burada kalıp biraz iş yapmak istiyorum.
I was trying to get back into publishing, but no one would hire a 40-year-old who had been out of work all that time.
- Yayıncılığa geri dönmeye çalışıyordum ama kimse bunca zamandır işlerden uzak kalmış 40 yaşında bir kadını işe almıyordu.
But I don't think he can work out how to say no.
Bence nasıl hayır diyeceğini bilemiyor.
What, no, I'm at work.
Ne, hayır, işteyim.
No, I'm at work.
- İşteyim çünkü.
There's no good reason to work for Jong-dae
Jong-dae için çalışmak için iyi bir neden yok.
No more work ethics?
İş etiği yok mu?
That after graduation, we go to London, we move in together and we do our postgrad work at Oxford, no?
Hani mezun olduktan sonra Londra'ya gideriz, ev tutarız ve lisansüstü işlerini Oxford'da yaparız demiştim?
No one's touched your work.
Senin çalışmalarına kimse dokunmadı.
Yeah, but if they knew you were doing charity work on their dime, no bueno.
Evet ama onların kasasından hayır işi yaptığını öğrenseler ayvayı yersin.
It was a window into the world of cinema that I hadn't had before, because it was a director simultaneously talking about his own work, but doing so in a way that was utterly unpretentious and had no pomposity.
REBECCA Sinema evrenine doğru, daha önce bakmadığım bir pencere açılmıştı. Çünkü bir yönetmen kendi külliyatından bahsederken, tamamıyla mütevazı bir tavır takmıyor ve gösterişten uzak duruyordu.
No, I can get it to work.
Hayır, işe yaramasını sağlayabilirim.
No, no, it doesn't work like that. For children with imaginary friends, these... these... these connections, they're sacred.
Hayır, çocuklar için hayali arkadaşlarıyla olan bu bağlantılar kutsaldır.
No, I have to work.
- Hayır, çalışmam gerekiyor.
Yeah, we're not gonna work because we have no bodies.
Evet, bir daha çalışmayacağız çünkü hiç kimseleriz.
- We don't have to work tomorrow. - No, true. - Yeah.
- Yarın çalışmak zorunda değiliz ya.
Please dad... no point I'm already late for work... give me the list..
Lütfen, baba. Gerek yok. İşe geç kaldım zaten.
No one wants to work here.
Kimse burada çalışmak istemiyor.
work 1509
works 73
workers 297
working 544
worker 183
worked 56
work in progress 22
works like a charm 20
work it 115
work your magic 26
works 73
workers 297
working 544
worker 183
worked 56
work in progress 22
works like a charm 20
work it 115
work your magic 26
work for you 20
works for me 181
work stuff 34
work here 19
working late 62
working hard 48
work it out 99
working together 81
work hard 130
working on it 161
works for me 181
work stuff 34
work here 19
working late 62
working hard 48
work it out 99
working together 81
work hard 130
working on it 161