English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Work it out

Work it out traducir turco

5,753 traducción paralela
I've been trying to work it out.
Deniyordum.
Work it out.
İşe yarar.
We'll work it out.
Alışırız.
If you want Will, then you'll work it out.
Eğer Will'i istiyorsan, işleri yoluna koy.
You'll work it out.
İşi çözersin sen şimdi.
- I'll work it out.
- O işi halledeceğim.
[Cats yowling] Guys, work it out.
Çocuklar, çalışıyorum.
I'll work it out.
Üzerinde çalışıyorum.
Well, you're old enough to work it out. I'm not getting involved.
Bu işi aranızda halledebilecek kadar büyüksünüz.
Um, why don't you just work it out on your own.
Bu işi kendi başına halletsene sen.
Let's just let Al and Helen work it out.
Bırakalım da bunu Al ve Helen çözsün.
Work it out with Gemma.
Gemma'ya yardımcı ol.
But it didn't work out that way, did it?
Ama o şekilde olmadı, değil mi?
Shhhh. Everything's going to work out exactly the way it's supposed to.
Her şey olması gerektiği gibi yolunda gidecek.
I don't think it's gonna work out.
Olmayacak gibi duruyor.
It was all just gonna work out for you?
Her şeyin planladığın gibi gideceğini mi?
And when you cancel meetings it prevents me from being able to do mine. Which is why I wanted to talk so we can work things out.
ve sen toplantiyi iptal ettiginde benimkini yapmama engel oluyorsun ki bu yuzden konusmak istedim boylece isleri halledebiliriz.
Look, I see one probably out-of-work actor in hoodie.'The only thing they'about it is the tiny hipster phone-crew, off-screen, laughing, leaving twizzlers.
Bak, muhtemelen kapşon giymiş işsiz bir aktör. Onlar dediğin şey hippi çekim ekibi, perde-dışı, gülmece falan...
It didn't take a genius to work out where the witness was being treated.
Tanığın orada tedavi edildiğini öğrenmek için üstün zekalı olmaya gerek yoktu.
I'm sorry it didn't work out, but we could get together sometime for lunch maybe, with my wife or not.
Olmadığı için üzgünüm ama bir ara yemek yiyebiliriz belki. Karımla birlikte, ya da değil.
Sorry you did it or sorry it didn't work out the way you wanted?
Yaptığın şey için mi yoksa işler senin istediğin gibi gitmediği için mi üzgünsün?
It'll work out, you'll see.
Hallolacak, göreceksin.
♪ Ooh, well, it might work out someday ♪
Belki bir gün şansım yaver gider
Yeah, I know you tried to warn her, but it didn't work out.
Onu uyarmaya çalıştığını biliyorum ama işe yaramadı.
It didn't work out for me, staying in the NHL.
UHL'de kalmak benim için bir antrenman değildi.
If it's work you're after, you won't find it out there.
İş arıyorsan orada bulamazsın.
Well, I'm not telling you to marry him, and I can't promise that it's gonna work out, but did you have a good time with him?
- Onunla evlen demiyorum tabii. Sonunda ne olacak bilmiyorum ama onunlayken iyi vakit geçirdin mi?
And, as it turns out, the flint doesn't work.
Ters yüzü denk gelirse çalışmaz.
Well, it looks like you've got your work cut out for you now, doesn't it?
İşini uzatmadan kestirip atmışsın gibi duruyor, değil mi?
If it doesn't work out with Fadila, I know a ravishing Dane who would adore you.
Ama eğer Fadila ile işler yolunda gitmezse senin kıymetini bilecek güzeller güzeli bir Danimarkalı tanıyorum.
If I don't do something, the IT spooks will crawl up the ass of your console to work out what we both know you did.
Eğer yapmazsam, bilgi teknolojisindekiler, yaptığını ikimizin de bildiği şeyi çözmek için konsolunun ağzına ederler.
And... I really wanted it to work out for Stan.
Stan'in işinin olmasını çok istemiştim.
I wanted to tell you... why it didn't work out.
Size neden yürümediğini... söylemek istiyorum.
I don't know if this place will work out, but I know it won't if we go out there.
Burada hayatta kalır mıyız bilmem ama oraya gidersek kalmayacağımızı biliyorum.
So how did it work out with your manager?
Menajerinle işler nasıl gitti?
If it doesn't work out, I'm sure they'd be happy to have you back.
İşler yolunda gitmezse bence seve seve geri alırlar seni.
Pity it didn't work out.
Ne yazık ki işe yaramadı.
When I decided I was going to be a physicist, I didn't take some other job in case it didn't work out.
Ben fizikçi olmaya karar verdiğim zaman olur da beceremezsem diye başka bir işe girmedim.
You know better than anyone it's not gonna work out.
Bu işin yürümeyeceğini herkesten iyi sen biliyorsun.
It's just school work stressing me out, that's why I'm like this.
- Zor dersler beni bunaltıyor, o kadar.
Besides, it didn't exactly work out so well When you read freya.
Ayrıca, Freya'nın falına baktığında işler pek iyi gitmedi.
So it didn't work out. We can be friends, right?
Yürümediyse yürümedi ama arkadaş olabiliriz değil mi?
But it turns out I... still have some stuff I have to work through.
Ama meğersem hâlâ ele almam gereken sorunlarım varmış.
I thought I put it behind me, but it turns out I still have some stuff I have to work through.
Geride bıraktığımı sanıyordum ama hâlâ ele almam gereken sorunlarım varmış.
It comes and it goes, and it works out, like, maybe 30 % of the time, and even then it's... it's a lot of work.
Gelir ve gider. Hayatının 3'te 1'i kadar yer kaplar. Sonrasında ise geride çok şey bırakır.
Yeah, it's not gonna work out.
- Ama olmuyor.
Well, then, maybe it will work out for me, too, with Al.
Belki Al ve ben de böyle oluruz.
I mean, loans we've taken out and friendships that we've lost, and it's all been for your work, work that does not include me.
Aldığımız krediler, kaybettiğimiz arkadaşlar hepsi senin işin içindi. İş ise beni kapsamıyor.
I did some more digging into your, uh, Dr. Joseph Kaufman at U.C.L.A., and it turns out he is publishing his work, something called "Man And Sex."
Sizin Kaliforniya Üniversitesi'ndeki Dr. Joseph Kaufman üzerine biraz daha araştırma yaptım. Görünen o ki çalışmasını "İnsan ve Cinsellik" adıyla yayınlıyor.
Well, it seems like you guys have some stuff you need to work out.
Görünüşe göre halletmeniz gereken sorunlarınız var. Evet, öyle.
I'm sorry it had to work out this way.
Bu şekilde bitmek zorunda olduğu için üzgünüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]