Not much to tell traducir turco
276 traducción paralela
- There's not much to tell.
- Bahsedilecek pek bir şey yok.
" There's not much to tell about my hometown
Anlatacak çok şey yok Memleketim hakkında
Well there's not much to tell really.
- Anlatacak bir şey yok...
- Not much to tell.
- Anlatacak bir şey yok.
Well, there's not much to tell.
Aslında söylenecek çok fazla şey yok.
Actually, there's not much to tell.
Anlatılacak pek bir şey yok.
There's not much to tell.
Anlatacak pek bir şey yok.
Well, there's not much to tell.
Anlatacak pek bir şey yok.
Yeah, well, there's not much to tell.
Anlatacak pek bir sey yok.
There's not much to tell, Mr Silvio.
Anlatacak bir şey yok Bay Silvio.
- There's not much to tell.
- Anlatacak pek bir şey yok.
- Well, there's really not much to tell.
- Aslında anlatacak fazla bir şey yok.
Not much to tell.
Anlatacak pek bir şey yok.
There's not much to tell, really.
Gerçekte, anlatılacak çok fazla şey yok.
Not much to tell these days.
Son zamanlarda anlatacak pek fazla şey yok.
There's not much to tell.
Aslında, anlatacak çok bir şey yok.
Not much to tell.
Söyleyecek çok şey yok.
And let me tell you, Favell, blackmail is not much of a profession, and we know how to deal with it in our part of the world, strange as it may seem to you.
Şunu da söyleyeyim ki, Favell, şantaj, bir meslek sayılmaz ve sana tuhaf gelse de, kendi dünyamızda onunla nasıl başa çıkacağımızı biliriz biz.
At the end of two days, if they have not been found you call your police, tell them as much of the truth it is safe for you to say.
İki günün sonunda, bulunmazlarsa polisi arayıp onlara.. ... söyleyebildiğiniz kadar doğruyu söyleyin ki güvende olasınız.
I'm not sure there's that much to tell.
AnIatacak pek bir şey yok bence.
Also tell her not to drink so much water.
Ayrıca fazla su içmesin.
That's not too much for one friend to tell another, is it?
Bir dost olarak senden fazla bir şey istemiyoruz, öyle değil mi?
I hope it's not too much... but would you write my wife and tell her to do like you and come out to see me?
Ama umarım sizden karıma ondan sizin yaptığınız gibi yapıp buraya gelmesini yazmanızı istemekle çok olmuyorum.
You drink too much, but that's not what I want to tell you
Öncelikle, çok içtin. Ama söyleyeceğim bu değil.
There's not much that I can add except to tell you that the situation is far from hopeless.
Ekleyecek bir şey yok. Yalnız, size durumun tamamen umutsuz olmadığını söyleyeyim.
It's not going to make much of an impression, I can tell you that, Mr. K.
Bu gereksiz ifadeleriniz yüzünden..
I tell those women not to put so much food on the table.
Masaya o kadar yemek koymayın diyorum şu kadınlara. Beni dinlemiyorlar.
I hate you so much, I'm not able to tell you how much in front of your wife.
Ama karının yanında senden ne kadar nefret ettiğimi söylemek istemiyorum.
Tell them not to drink too much.
... söyle onlara içkiyi fazla kaçırmasınlar.
Tell the warehouse... not to issue any goods to Frumkin, he owes us too much.
Ambara söyle Frumkin'e hiç bir mal vermesinler, bize çok borcu var.
Actually, there's not much left to tell,
Aslında, anlatacak başka bir şey kalmadı.
There's not very much to tell, really.
Anlatacak pek bir şey yok.
They all seem to tell the same story, so there's... not much question about what happened.
Hepsi de aynı hikayeyi anlattı, bu yüzden neler olduğuyla ilgili fazla soru işareti yok.
I do not know if we'll ever be able to tell you how much you've done for our people.
Halkım için ne kadar çok şey yaptığını sana anlatabilir miyim bilmiyorum.
You know, it's — There's really not much more to tell.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Bunun dışında da pek bir özel yöntem söyleyemem, doğrusu.
- There's not that much to tell.
Hakkımda söylenecek bir şey yok ki.
This is not.. - We careful each other too much to be dishonest.. .. so let me tell you the simple truth :
Birbirimize karşı dürüst olmaya hep özen gösterdik onun için şu basit gerçeği söylememe izin ver :
Now, I'm not going to tell you people how much this is for, but I think I've counted pretty close to six zeroes.
Meblâğını size söylemeyeceğim ama altı sıfıra çok yakın bir rakam gördüm.
Listen, this kind of stuff will make you sick. If you promise not to tell, I'll take you somewhere else... that's much more fun than the movies.
Eğer kimseye söylemeyeceğine söz verirsen, seni başka bir yere götürürüm sinemadan çok daha eğlenceli bir yere.
- Well, there's not really much to tell.
- Aslında anlatacak çok fazla şey yok.
Not much more to tell, baby.
Anlatacak fazla bir şey yok bebeğim.
There's not really much more to tell.
Anlatacak pek bir şey yok.
I told you not to tell Romey too much.
Romey'le fazla konuşma dedim.
Ah, there's not that much to tell.
Ah, anlatacak çok fazla şey yok.
Not much to tell.
Pek fazla bir şey yok.
Jean-Luc, I care for you too much not to tell you the truth.
Jean-Luc, sana gerçekleri saklayamayacak kadar çok değer veriyorum.
There's really not that much to tell.
Pek de anlatılacak birşey yok.
Anyway, so I take her home, Jack, you know, and I got her there and I tell her not to do so much coke but she must have done 20 lines of this stuff in, like, 5 minutes.
Her neyse, onu eve götürdüm, Jack. Ve ona o kadar çok kokain almamasını söyledim. Yirmi defa içine çekti herhalde, hem de beş dakikada.
Not much to tell.
Anlatacak fazla bir şey yok.
Well, not much to tell.
Eee, anlatacak pek bir şey yok...
And to tell the truth... I do not believe that I was so much
Ve gerçeği söylemek gerekirse, onun için öyle olduğuna çok inanmıyorum.
not much 1269
not much else 17
not much time 18
not much longer 28
not much to go on 18
to tell you the truth 484
to tell you 37
to tell the truth 135
not me 3274
not my type 47
not much else 17
not much time 18
not much longer 28
not much to go on 18
to tell you the truth 484
to tell you 37
to tell the truth 135
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not men 17
not my business 24
not money 32
not my president 35
not my call 19
not more 51
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not men 17
not my business 24
not money 32
not my president 35
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not many 102
not my mother 26
not my job 19
not my family 17
not myself 23
not my style 36
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not many 102
not my mother 26
not my job 19
not my family 17
not myself 23
not my style 36