English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ O ] / Our work

Our work traducir turco

5,088 traducción paralela
I don't want anything to jeopardize our work or him.
Ne onu ne de işimizi hiçbir şekilde tehlikeye atmak istemiyorum.
We have our work cut out for us with that one.
Bunu oyundan düşürmemiz gerekiyor.
Someone's got to walk him through our work.
- Birinin ona çalışmalarımızı anlatması gerek.
- Not our work
- Bizim işimiz değil.
Let's carry on with our work.
İşimizle ilgilenelim.
To our work here, it wasn't.
Bizim işimiz burada, değil mi?
- Yes. I guess our work is done.
Sanırım işimizi hallettiler.
We could even lose our work what made it even more interesting
Bize açık açık işimizi kaybedeceğimiz söylenmişti. Bu da onu daha ilginç hâle getirdi.
Clearly our work was cut out for us.
Açıkçası bu iş bizim için biçilmiş bir kaftandı.
Now, our work requires, uh, interaction with people.
Ayrıca işimiz insanlarla etkileşim gerektiriyor.
Our work product is covered under federal regulation, and he knows that.
Çalışmalarımız federal yasalarla gizlidir ve bunu biliyor.
Maybe we should stop hiring other people to do our work.
Belki de işlerimizi yapması için başka insanlar kiralamayı bırakmalıyız.
Has he not told you anything about our work together?
Birlikte yaptığımız işle ilgili bir şey anlatmadı mı?
We need to thoroughly rattle-test all our work down to the last data point.
Son veri göstergesine kadar, adam akıllı rattle testi yapmamız gerekiyor.
But our work is always a priority.
Ama işimiz her zaman önceliğimizdir.
A victory here would validate our lives'work and avenge the deaths of Frankel and Jurgis, and shame those who have denounced us.
Burada kazanacağımız bir zafer hayat boyu süren çabamızı haklı çıkaracak. Frankel ve Jurgis'in ölümlerinin intikamını alırken, bizi suçlayanları utandıracak.
Now, we can stay angry, tear each other apart, or... we can rise above, and... and work together, and ensure our survival under this dome.
Şimdi, kızgın kalabilir ve birbirimizi parçalayabiliriz ya da yükselip birlikte çalışabilir ve bu kubbenin altındaki hayatımızın devamlılığından emin olabiliriz.
Mr. Lasenthal, our intention is to work with the FBI or any relevant officials as we've always done in the past to ensure the story is responsibly reported.
Bay Lasenthal, bizim niyetimiz de haberi sorumlu bir şekilde yapabilmek için geçmişte de yaptığımız gibi FBI ile ya da ilgili yetkililer birlikte çalışmak.
So after you get done telling me how badly we did our job last night, you may want to do an internal investigation of your own work.
Dün gece işimizi ne kadar kötü yaptığımızı anlattığın konuşmandan sonra kendi çalışmalarına içsel olarak bakmak isteyebilirsin.
If our men think we can't look after them in prison, they'll not work for us.
Eğer adamlarımız hapishanede onların arkalarını kollamadığımızı,... düşünürlerse bizimle çalışmazlar.
You'll keep him on the straight and narrow and show him only our finest work, understand?
Onu dikkatli ölçüde, çizgide tutup sadece en iyi işlerimizi göstereceğiz, anladın mı?
One of our graduates has come back having done some exemplary work in the field.
Mezunlarımızdan biri geri döndü. Ve örnek olacak bir işi başardı.
There was nothing we could not work through when we put our heads together.
Kafa kafaya verdiğimizde yapamayacağımız hiçbir şey yoktu.
Oh, Adam insists that we work out our problems amongst ourselves.
Adam sorunlarımızı kendi aramızda çözmemizi istiyordu.
And you want to disrupt the crucial work that's happening here because you're waging a war against a country that's technically our ally?
Ve sen burada yapılan önemli çalışmaları bölmemi istiyorsun çünkü teknik olarak müttefiğimiz olan bir ülke ile savaş yürütüyorsun.
Is that what he tells you? The greatest challenge we face in this work is keeping our personal agendas from intruding into what needs to be done.
Bu işte karşılaştığımız en büyük zorluk şahsi meselelerimizi olması gerekenlerden ayırabilmek.
He wants to investigate a possible link between our picture and a later work by Della Francesca.
Bizim resimle della Francesca'nın sonraki bir resmi arasındaki bağı araştırmak istiyor.
You think we ought to work our way up the Talbot family tree?
Tablot aile ağacında yükseklere çıkmalı mı dersin?
But if there's something that's not going to, and that we can work with Sport Relief to make it minimum disruption to our visitors...
Bu zaten olacak bir şeyse, Sport Relief ile işbirliği yaparak ziyaretçilerimizin hissedebileceği rahatsızlığı asgari düzeye çekebiliriz.
Neither the general manager or Ah Mo Ne can interrupt us during our contract work because of you.
Sayenizde sözleşmemizi Genel Müdür veya Ah Mo Ne engel olmadan imzalayabileceğiz.
He's being attached to our team while we work the case.
Bu dava üzerinde çalisirken takimimiza katilacak.
But are we really gonna work for the f.B.I. For the rest of our lives?
Ömrümüzün geri kalanında FBI için mi çalışacağız?
These cars are too flashy, and riding in style didn't exactly work in our favor last time.
Bu arabalar çok gösterişli gösterişli arabayla dolaşmak geçen sefer işimize gelmedi.
We're spending the rest of our lives together, so we just... We have to work this out.
Hayatımızın geri kalanını beraber geçireceğiz o yüzden bunu halletmeliyiz.
Plus, this is where our minds are conditioned to focus on work.
Ayrıca akıllarımızın işe odaklanmayı şart edindiği yer de burası.
The work my team and I will do here Will change our understanding of physics,
Ekibimle beraber yaptığımız çalışma fiziğe bakış açımızı değiştirecek.
So, is this how our marriage is gonna work?
Evliliğimiz nasıl işleyecek?
It got people back to work, infused energy into our economy, and pretty much ended the Great Depression.
İnsanları işlerine döndürdü ekonomimize enerji aşıladı ve Büyük Buhran'ı neredeyse bitirdi.
Our finest work.
Başyapıtımız.
And when the bulk of our legal work is done, turns out he has money coming back.
Hukuki işlerimiz bittiğinde ise parasının geri döndüğünü görecek.
We should be able to put aside our personal differences and get to work, right?
İş için kişisel farklılıklarımızı bir kenara koyabilmeliyiz.
Seriously? That's why Kiki's key didn't work this morning, because whoever killed our victim cut off the original lock and replaced it with one of their own.
- Bu yüzden Kiki'nin anahtarı bu sabah çalışmadı çünkü kurbanı her kim öldürdüyse, asıl kilidi söküp kendisininkiyle değiştirmiş.
We should build a perimeter around the area where the body was found, work our way out...
O bölgeye bi güvenlik çemberi açmalıyız. cesetin bulunduğu yerde...
You want to take our laptops and go work in the autopsy room?
Laptoplarımızı alıp otopsi odasında çalışmamızı ister misin?
Getting stabbed is on par for our line of work.
Bıçaklanmak bizim işin bir parçası.
We get punched in the mouth, we don't just outsource our fight to other people. We work better alone.
Diğer insanlarla mücadele için dış kaynağımız yok tek yumruk olsun herkes.
Perfect, because we will have four, and they'll work for free as a part of our new culinary arts elective.
Mükemmel çünkü dört kişi alırız bedava seçmeli süpper yemek sanatı dersi alacaklar.
This is our problem and we should all work together to solve it instead of pointing fingers and not being productive about that.
Bu bizim problemimiz ve birbirimize parmak doğrultup suçlayarak verimli davranmamak yerine hep birlikte çalışmalıyız.
Well, most of our girls work in-house.
Kızlarımızın çoğu evde çalışıyor.
We've got two days to get this to Father Christmas, and that's our only chance of making it work again.
Tamam mı? Bunu Noel Baba'ya vermek için 2 günümü var ve bunu tekrar çalıştırmak için tek şansımız bu.
You think you could work a hefty bag in the service of our country so this whole operation doesn't go bust?
Tüm operasyon boka batmasın diye ülkemize hizmet uğruna etrafı toparlayabilir misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]