Park sun traducir turco
81 traducción paralela
Park Sun-young
Park Sun-young
Park Sun-joo!
Park Sun-joo!
With the identity of 23-year old Park Sun Ju, I created a passport and birth certificate. Park Sun Ju, driver's licence.
23 yaşında, Park Sun Ju kimliğiyle pasaport ve nüfus cüzdanı ehliyet ilk okul, orta okul, lise ve üniversite diploması hazırladım.
After three months, there will be a girl called Park Sun Ju who will arrive in Japan.
Üç ay sonra Park Sun Ju denen kız, Japonya'ya gidecek.
Use Park Sun Ju's name. I've prepared everything that a human being needs.
Park Sun Ju ismini kullanıp insanların ihtiyaç duyduğu her şeyi hazırlattım.
But, using Park Sun Ju's name to live, you can't remain by Cha Dae Woong's side.
Ama Park Sun Ju'nun ismini kullanıp yaşarsan Cha Dae Woong'un yanında kalamazsın.
Park Sun Ju.
Park Sun Ju.
Park Sun Ju has this, too?
Park Sun Ju'nun bunu da mı varmış?
I'm the driving Park Sun Ju.
Ben sürücü Park Sun Ju'yum.
Park Sun Ju even attended university?
Park Sun Ju üniversite de mi okumuş?
I'm smart Park Sun Ju.
Ben akıllı Park Sun Ju'yum.
Wow, Park Sun Ju even has a lot of money!
Park Sun Ju'nun bir sürü parası da varmış.
I'm rich Park Sun Ju.
Ben zengin Park Sun Ju'yum.
Being Park Sun Ju is so cool!
Park Sun Ju olmak harika bir şeymiş.
Have you thought about becoming Park Sun Ju?
Park Sun Ju olma konusunu düşündün mü?
For the remainder of the day, become Park Sun Ju.
Bugünün geri kalan kısmında, Park Sun Ju ol.
Are you okay, Miss Park Sun Ju?
Sorun olmaz değil mi, Park Sun Ju?
You have to have outfits that suit Park Sun Ju.
Park Sun Ju'ya yakışan kıyafetler giymelisin.
Even though you don't have any, Park Sun Ju does.
Senin yok ama Park Sun Ju'nun var.
Where did Miss Park Sun Ju attend university? What major? How many years?
Park Sun Ju üniversite de hangi bölümü, kaç yıl okudu iyi hatırlıyorsun, değil mi?
I walked in the park till the sun came up over the East Sixties.
Güneş, East Sixties üzerinde doğana dek parkta yürüdüm.
I wonder how long it takes to sweat the faculty of a Baptist Female College..... out of a bus that's parked in the sun when it's a 100 degrees in the shade.
Baptist Kız Koleji'nin, sıcaklık gölgede 100 dereceyken güneşin altına park edilmiş otobüsten çıkması ne kadar sürecek merak ediyorum.
It was aproaching evening.
Arabamı park emiş, Sun Sineması'nın gölgesinde bekliyordum.
I was hoping that you could park your car... out front with the keys above the sun visor?
Umarım arabanı anahtarları güneşliğinde olarak öne park etmişsindir.
Now, in response, the New York Sun decides to run... a parking story.
Buna karşılık, New York Sun... bir araba park etme haberi basıyor.
That I remember the wine in the park and us looking up at the stars fading away as the sun came up?
Parktaki şarabı ve.. .. güneş doğarken soluklaşan yıldızlara baktığımızı hatırladığımı mı?
Everybody remember, we're parked under the sun sphere.
Beni takip edin. Herkes hatırlasın, arabayı güneş küresinin altına park ettik.
So everyday I can see the sun as it gives me everything I need heat, light, food, flowers in the park, reflections on the lake, an occasional skin cancer but hey at least there were no crucifixions and were not setting people on fire simply because they don't agree with us.
Yani her gün güneşi görebiliyorum ve ihtiyacım olan her şeyi veriyor ısı, ışık, yiyecek, parktaki çiçekler göldeki yansımalar bir ihtimal cilt kanseri, ama hey en azından çarmıha gerilme yok ve sırf insanlar kendisiyle aynı fikirde değil diye onları ateşe vermedi.
We couldn't even film ourselves in Sun's parking lot.
Sun şirketinin park alanında kendimizi bile çekemiyorduk.
And then just before sun-up... I dumped Keith's body in that lake near Van Cortland Park.
Güneş doğmadan önce Keith'in cesedini Van Cortland Parkı'nın yanındaki göle attım.
Don't park in the sun or the seats will get too hot.
Güneşli yerde park etme, yoksa koltuklar çok ısınır.
I can calculate the movement of the sun to figure out... where Stewart was parked.
Güneşin hareketlerini hesaplayarak Stewart'ın nereye park ettiğini bulabilirim.
LEE Sun-young, and PARK Hae-mi are all their descendants!
LEE Sun-young ve PARK Hae-mi, o dört adamın soyundan geliyor.
RYU Yong-jin, PARK Chung-sun
Ryu Yong Jin - Park Chung Sun
Looks like you're parking in the sun again.
Görünüşe göre arabanı yine güneşe park edeceksin.
produced by AHN Dong-kyu directed by KIM Dai-seung an Ahnsworld production in association with Dasepo Club executive producers AHN Dong-kyu, KIM Kwang-sub co-executive producers CHOI Gun-yong, Jason CHAE, PARK Jong-hyuk, LEE Sun-jae, PARK Gyung-pil, HU Dae-young,
HU Seung, JUNG Tae-yong associate producers KIM Hyun-jung, CHO Seok-young, YOON Hyun-jung screenplay by JANG Min-suk producer CHOI Jung-min director of photography LEE Mo-gae lighting director CHOI Seok-jae production designer HA Sang-ho location sound LEE Tae-kyu editors KIM Sang-bum, KIM Jae-bum
- You're PARK Jeong-gwon then?
- PARK Jeong-gwon'sun o zaman?
Park Choong-sun
Park Choong-sun.
Let's park this thing out of the sun.
Şu şeyi gölgeye park edelim.
guys are camped out in the parking lot before the sun's up?
Adamlar kamp parkından güneş doğduğunda mı ayrılmış?
'Right, Park Ji-Sun was a bit quicker.'
'Evet, Park Ji-Sun biraz daha hızlı davrandı.'
Coupla days ago, I took a walk down in Druid Hill Park, right when the sun was goin'down.
Birkaç gün önce, gün batımında Druid Hill Parkı'na gittim.
When manhattanites who flew south for the sun Return to their park avenue perches,
Daha iyi bir hava için güneye inen Manhattanlılar Park Caddesi'ndeki yerlerine geri döndüler.
I'm right here on San Fernando by the park on Sun Valley Road.
San Fernando'da, Sun Valley'deki parkın oradayım.
Shots fired, San Fernando Road near Sun Valley Park.
Sun Valley Parkı yakınlarında silah sesi duyuldu.
Strolling in the sun, sitting together in the park, or anywhere where they might choose to sit together.
Güneşte geziniyorlar. Birlikte parkta oturuyorlar. Ya da başka bir yerde birlikte oturmayı tercih edebilirler.
Screenplay by PARK Yeon-sun, PARK Shin-woo
Senaryo PARK Yeon-sun, PARK Shin-woo
Park Chul Young attempted to contact Sun Hwa but got captured by Hyun Jun unexpectedly
Ancak, Hyun Joon'un gönderdiği adamlar tarafından kaçırıldı.
Kim Sun Hwa left after receiving a call from comrade Park Chul Young
Kim Sun Hwa Park Chul Young'la konuştuktan sonra gitti.
Then we'd park and listen to music all night, till the sun came up.
Ardından park eder ve güneş doğana kadar bütün gece müzik dinlerdik.
It's just that, uh, my spot's in the shade, And I have leather seats, And my seats get warm when the sun hits'em.
Sadece benim park yerim gölgede kalıyor ve koltuklarım da deriden güneşte kaldıklarında feci ısınıyorlar.
sunshine 583
sunday 325
sunny 272
sunday funday 17
sunset 54
sundance 28
sunrise 54
sunni 22
sunil 38
sung 192
sunday 325
sunny 272
sunday funday 17
sunset 54
sundance 28
sunrise 54
sunni 22
sunil 38
sung 192
sunlight 34
sunflower 22
sunscreen 22
sundays 20
sunglasses 55
sunny day 18
sunbae 132
sunbaenim 18
sunday morning 38
sunday afternoon 19
sunflower 22
sunscreen 22
sundays 20
sunglasses 55
sunny day 18
sunbae 132
sunbaenim 18
sunday morning 38
sunday afternoon 19