She gets traducir turco
6,528 traducción paralela
Yeah, maybe, or maybe she knows that if she gets my father on her side, it will be that much harder for me to leave her.
Belki de babamı kendi tarafına çekmeyi başarırsa onu terk etmemin daha da zor olacağını biliyor.
Well, maybe the two of you can catch up some more when she gets out of rehab.
Belki rehabilitasyondan sonra arayı kapatırsınız.
Well, we can't leave until she gets here, so...
- O gelmeden gidemeyiz.
I don't need you Pam-ing up the place when she gets here.
O geldiğinde buralarda Pam'lemeye ihtiyacım yok.
I'll make sure she gets it.
Aldığından da emin olacağım.
- How come she gets whatever she wants?
Nasıl her istediğini alıyor ki?
I'll make sure that she gets there.
- Toplantıya yetişmesini sağlayacağım.
I don't know, but she gets to make her movie all over again.
Bilmiyorum, filmi de baştan çekecek.
Well, how long before she gets here?
Buraya gelmesine ne kadar var?
Where she gets it, I have no idea.
Bu huyunu kimden aldı bilmiyorum.
She gets what she wants because she's a winner, and she doesn't sit around wondering whether or not she played the game right way.
O istediğini alıyor o her zaman kazanan ve oturup öyle mi böyle mi diye dertlenmiyor Bir açıklama yapmamız lazım.
She gets her kicks running marathons now.
Şimdi maraton koşmaktan keyif alıyor.
When she gets back, I'm pretty sure Jennifer's gonna need some fancy hotel time.
Döndüğünde Jennifer'ın biraz dinlenmeye ihtiyacı olacağından eminim.
I mean, if... if she gets in, it might confirm her worst fears, and...
Yani, eğer... eğer kazanırsa, bu en kötü korkularını tetikleyebilir, ve...
Should we question the cows she gets her milk from?
Dondurma için kullandığı sütleri aldığı inekleri mi sorgulayacağız?
[scoffs] no, I'm serious. She gets all excited and buys all the equipment, And then two days into it,
Çok heyecanlanır, bir sürü ekipman alır iki gün geçince otele geri dönmeyi diler.
Make sure her kids are there when she gets home, okay?
Eve vardığında çocuklarının orada olacağından emin ol, tamam mı?
And she's not gonna stop until she gets it.
Ele geçirene kadar da durmayacak.
I spoke to May. She wants us to lock you up until she gets back.
- May'le konuştum ve o gelene kadar seni kilit altında tutmamızı istiyor.
So she's fine until she gets mad.
Kızmadıkça sorun yok yani.
You wanna kill me, go ahead, but she gets oxygen.
Beni öldürmek istiyorsan devam et ama o oksijensiz kalır.
When she gets five guys pregnant in five different cities, then she's hit the big leagues.
O beş farklı şehirlerde beş adam hamile alır
She gets to rewrite her whole family history.
Ailesinin geçmişini değiştirdi.
I don't know where she gets them from.
Onları nereden getirdi hiç bilmiyorum.
Then when she gets there, we reveal it was a trap... the island's a prison! Boom!
Oraya gittikten sonra ise, ona bunun bir tuzak olduğunu ve adanın aslında bir hapishane olduğunu söyleriz.
Sometimes when she gets up in the morning, if her door isn't open, she panics.
Bazen sabah kalktığında, kapısı açık değilse, panikliyor.
I'm sorry. She gets mad when I say that.
Pardon, böyle söylememe çok kızıyor.
And you've chosen to keep bailing her out every time she gets in trouble.
Ve sende, ne zaman başı sıkışsa paçayı kurtarmasını sağladın.
That's why, when she gets to washington,
Diğer adam görmezden gelse de...
She gets in touch with you.
Kız da seninle irtibata geçti.
But you better get this CDC lady out of Haven before she gets a whiff of The Troubles.
Ama bu HKM'den gelen kadını sorunları keşfetmeden önce Haven'dan gönderseniz iyi ederseniz.
Well she'll still bolt the first chance she gets.
Yakaladığı ilk fırsatta sıvışacaktır.
Better get this CDC lady out of Haven before she gets a whiff of The Troubles.
Bu HKM'den gelen kadını sorunları keşfetmeden önce Haven'dan gönderseniz iyi ederseniz.
If she gets a creepy vibe off of you, she's gonna turn and run the other way.
Senin garip olduğunu düşünürse bize kıçını dönüp ters yöne koşar.
She gets that all the time.
Hep onunkileri yolluyor.
I invited her, and when she gets here, you can't be here.
Onu ben davet ettim, ve o buraya gelince, sen burada olmamalısın.
It gets worse, and she needs medication.
Daha da kötü olacak ve tedaviye ihtiyacı var.
- Deaf she is but gets what we say.
- Sağır da olsa herşeyi anlıyor.
Oh, no. She is not going to my school unless she changes her name and gets one of those John Travolta face transplants.
Adını değiştirip yüzünü John Travolta'ya benzetmeden benim okuluma gelemez.
No, he's worked for Hetty for the past nine years, so she's probably as close as it gets.
Hayır, dokuz yıldan beri Hetty için çalışıyor o yüzden en yakını muhtemelen Hetty'dir.
When Korra gets here, I bet she's not even gonna know who I am.
Korra buraya geldiğinde, her iddaasına varım ki beni tanıyamayacak.
I'm sick and tired of being the guy to make sure the lady in the wheelchair gets whatever she wants, whenever she wants it... that's why.
Bıktım artık böyle birisi olmaktan. Tekerlekli sandalye deki hanımefendi, ne isterse elde etsin. Ne zaman isterse o zaman olsun.Sebebi bu.
For all her talk of white hats and doing good, she just gets whatever she wants, and sometimes you're just collateral damage.
O her konuştuğunda beyaz saray daha daha batıyor. O sadece istediğini alıyor. Ve bazen sen sadece zararı azaltmaya çalışıyorsun.
But, Roger, if the CIA gets her, she'll be dissected!
Taki sorgusu bitene kadar..
Much as I would love to believe I'm not responsible for her suicide attempt, when she's off her meds, Claudia gets agitated.
İntihar eğiliminde sorumlu olmadığıma inanamasam da, Claudia ilaçlarını bıraktığı zaman telaşlanıyor.
When a girl gets sexually violated, she puts up the attacker's name on the wall.
Bir kız cinsel olarak taciz edildiyse, saldırganın adını bu duvara yazıyor.
So she finally gets on the line and I am ready to tell her "I can't have dinner with you!"
Sonunda telefona bağlanıyor ve ona "Seninle yemek yiyemem!" demeye hazırım.
If we don't do it and Mara gets in that void, she will destroy all of us.
Bunu yapmazsak ve Mara boşluğa girerse hepimizi yok edecek.
She rides every day, gets off at 3rd and Wilcox.
Her gün otobüse biniyor, 3 ve Wilcox'da iniyor.
If Jordan gets rich off this thing, of course she'll forgive me.
Eğer Jordan bu işten zengin olarak çıkarsa beni affeder.
As long as she understands, I give her a chance, she only gets one.
Ona şans verdiğimi anladığı sürece sorun yok. Tek şansı var.