English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / So he says

So he says traducir turco

1,190 traducción paralela
So he says, "Do you love me?"
O da diyor ki, "beni seviyor musun?"
So he says :
O da bana şöyle dedi :
So he says.
Bunu o söylüyor.
So he says to me...
Bana...
- So he says. I've got a toddler in 2.
- Öyle demiş. 2'de bir bebek var.
- So he says.
- Öyle mi diyor?
So he says, "Fuck that," and moves over into guns.
Yani hep "Canın Cehenneme." der ve silahlarına bakar.
So he says to me, "I'd just soon they cut the state off just north of Orlando... and let the bottom half float right out into the gulf."
Ve bana, "Orlando'nun kuzeyini ayırıp... alt yarısını denize sürmelerini yeğlerim" dedi.
So he says, Shibuya-chan.
Öyle diyor, Shibuya.
Yeah, so he says if Little Jerry Seinfeld wins the cheque comes down.
Evet, yani diyor ki eğer Küçük Jerry Seinfeld kazanırsa çeki indirecekmiş.
So he says he's gonna come this afternoon, and flatten our town.
Bu yüzden o da bu öğleden sonra geleceğini ve bizim kasabamızı düzleştireceğini söylüyor.
So he says, "My wife's a pain in the ass. " She's always busting my frigging agates.
Karım, tam bir başbelası, beni durmadan çileden çıkarıyor,
So she says to me "He was only cleaning the pool filter, Sniggles."
O da bana dedi ki : "Yalnızca havuzu temizliyor."
He stole the book. It says so right in'The Neverending Story'.
O kitabı çalmış.'Hiçbitmeyen Hikaye'de'aynen öyle yazıyor.
So he puts the couch down and just as he's about to leave, he says, "Do you date moving men?"
Geldi kanapeyi yerine koydu ve tam ayrılırken dedi ki : "Benim gibi birisiyle çıkar mısın?"
I'm sure he's as dim as a blind owl in a holly tree, but he never says anything, so you can't really tell.
Eminim kör bir baykuş gibi kutsal bir ağaçta sönmüştür. Ama hiç bir şey söylemiyor, gerçekten bilemiyorsun.
All I know is, somebody says Rodney's your buddy. He's not gonna break balls if you go in. So?
Bildiğim tek şey, içeri girdiğinde yumurtalarını tekmelemek isteyen bir sürü dostun olacağıdır.
I've been with the captain for years and I'm meant to follow Hunter'cause he says so?
Yıllardır kaptanlayım, şimdi şu Hunter götü geldi. ... ve ben de dediklerine uymak zorunda mıyım?
He says there's a permit for the gun in there, so- -
Orada silah ruhsatı olduğunu söylüyor.
- Simon says he sees one kid leave, boom. - So maybe somebody's watchin'.
Simon, tek bir çocuğun bile çıktığını görürsem bomba patlar dedi.
So, you have a, a mad tryst with this young man and then the next day he says that he thinks things are going too fast.
Bir genç adamla çılgın bir gece geçirdin. Ve ertesi gün sana İşler hızlı gelişti.
Being he's so pissed off at her, from what your profile says.
Profilinize göre, ona çok kızgın olduğu için.
This guy is just so talented and sexy and... he just says it all.
Bu çocuk çok yetenekli ve seksi ve işte böyle söylüyor.
So I'm tending bar down there at Ecklund and Swedlin's last Tuesday, and this little guy's drinking, and he says :
Geçen Salı gecesi Ecklund ve Swedlins'de bir bara gitmiştim, ufak bir adam vardı, içiyordu.
He says : " Oh, so I get it.
" Anladım.
Now, I'm sure you probably hate Tsavo as much as I do, and knowing Beaumont, you're not the imbecile that he says you are. So what do you say we help each other?
Şimdi, eminim benim kadar Tsavo'dan nefret ediyorsundur, ve Beaumont'u bildiğimden, söylediği kadar gerzek değilsindir, ne dersin birbirimize yardım edelim mi?
Then if he says he loves you, it fits your wisdom so far to believe it as he in his particular act and place may give his saying deed which is no further than the main voice of Denmark goes withal.
Seni sevdiğini söylüyorsa eğer, buna inanmadan önce şunu düşünmelisin ki sözünde durmak elinde değildir onun durumundaki insanın. Danimarka'nın sesiyle sınırlıdır onun sözü.
He says so every day. "
Her gün bunu söylüyor. "
So he just strolls up to the twister and says, "Have a drink!"
Bizimki hortuma doğru tökezleyerek ilerleyip... "Bir içki alsana" diyor.
So, he says to me... "If you need a mentor... Roberino."
Sonra şöyle dedi : "Akıl hocasına ihtiyacın olursa Roberino'ya gel."
, he says so quite clearly in this letter.
Evet! Mektubunda gayet açık belli ediyor.
This Mr. Renauld he says to me so much, and yet he tells to me nothing.
Şu Mösyö Renauld birçok şey söyledi, ama aslında hiçbir şey söylemedi.
Say one guy says he slept with so-and-so when he hasn't.
Bir adam yatmadığı halde şununla yattım der.
She says that he is so thin that the wind could blow him over.
Bundan dolayı rüzgarın hastalığı üzerine taşıdığını söylüyor.
Kron says he's got everything wired up, ready to go, so...
Kron dedi ki, her şeyi almış, gitmeye hazırmış...
When he hears the wonderful notes, he smiles although he is so tired, and he says...
Gizemli bir ışık.Ve muhteşem ezgileri duyduğu zaman, gülümseyecekti... Ayrıca çokta yorgundur, ve
He says that if society weren't so sick... there wouldn't be any loony bins.
Ona göre ; halk o kadar da bozulmuş değil... delileri meşgul etmek için başka delilere gerek yok diyor.
So I get up the nerve to break his heart and he gives me this look and says, "I wanna cry because I'm losing the best friend I ever had."
Bu yüzden, cesaretimi toplayıp onunla konuştum. ... bana şöyle bir baktı ve dedi ki, "Ağlamak istiyorum çünkü Sahip olduğum en iyi arkadaşımı kaybediyorum."
It's so romantic, her tears just stop. She says, "Thank you." "You're welcome." And he leaves.
O kadar romantikmiş ki kızı ağlaması durmuş ve sessizce "teşekkür ederim" demiş.
So he picks her up, throws her into the ocean and says, "You're screwed now, baby!"
Bunun üzerine adam eğilip kızı kaldırmış ve okyanusa atıp "İşte şimdi becerildin, bebeğim." demiş.
So, I tell him, and he says fine, it's not a problem.
Ona söyledim. Sorun değil dedi.
He says they were on a break when it happened so she should've forgiven him by now.
Olay olduğunda ayrı olduklarını söylüyor o yüzden Rachel onu affetmeliymiş.
The hack comes around and says that he'll let me out for ten minutes - if I need to see you, so I say yes.
Gardiyanlar, seni görmek istersem on dakikalığına bırakabileceklerini söylediler, ben de olur dedim.
For he alone has dared to dream... and now we are so very close... that I believe him when he says the worst is over.
Aramızda rüyalarının peşinden bir tek o koşturuyor ve şu anda o rüyaya çok yakınız ve "en kötüsü geri kaldı" sözüne inanıyorum.
He says to the guy... he doesn't even wait hardly for the guy to talk... and the next thing I know, Phil whacks this guy... so unbelievably hard. Never seen anything like it.
Adama dedi ki... konuşması için adamı hiç beklemedi bile... ve ondan sonra hatırladığım Phil, bu adam öyle inanılmaz sert vurdu ki, hayatımda böyle bir şey görmemiştim.
So... so anyway, this one guy, see, he steps forward and he says, uh, he says...
Boşver. Adam bir adım atmış ve demiş ki
Dr. Sweeney, he comes on so strong... it's hard not to listen to him... but maybe some of what he says is kinda... lt's bullshit.
Bu adami bilmiyorum. O cok inandirici konusuyor. Ona kulak vermemek cok zor.
He says someone else has already said it best... so if you can't top it... steal from them and go out strong.
Birileri zaten senin soyleyecegini en iyi sekilde soylemistir. Daha iyisini yapamiyorsan... onlarinkini alir ve yazini etkileyici sekilde bitirirsin.
So I says to myself : " Shit! How come this guy plays so good when he doesn't even have the balls to get off the boat?
Bu yüzden ben de kendi kendime, daha taşaklarını bile şu lanet olası Gemiden indirmeyen bu kedi nasıl böyle iyi çalabilir diyorum.
He's hurt so bad he says he sprung 100 leaks.
DeForest öyle kötü yaralanmış ki, Wade'e göre havada 500 km uçmuş!
So? It says where he is?
Nerede olduğunu söylüyor mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]