So help you god traducir turco
376 traducción paralela
Do you swear or affirm that the evidence you shall give in the case now in hearing shall be the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Şimdi sana söylene veya kanıtlanan şeylerin doğru olup olmadığına... yalnızca doğruyu söyleyeceğine yemin edermisin?
Do you solemnly swear to tell the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Bildiğinizi dosdoğru söyleyeceğinize namusunuz ve vicdanınız üzerine yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth... the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Tanrı'nın huzurunda yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth and nothing but the truth, so help you God?
Doğruları, yalnızca doğruları anlatacağına yemin ediyor musun?
Raise your right hand. Do you swear the evidence you'll give in this matter of The State vs. Richard Nugent shall be the truth, so help you God?
Richard Nugent davasında yalnızca doğruları söyleyeceğinize tanrının önünde, yemin ediyor musunuz?
Do you swear the evidence you're about to give to be the truth... the whole truth, and nothing but the truth, so help you God?
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğine Tanrı huzurunda yemin eder misin?
Do you swear the evidence you are about to give to be the truth... the whole truth, and nothing but the truth, so help you God?
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğine Tanrı huzurunda yemin eder misin?
Do you swear that the evidence you are about to give to be the truth... the whole truth, and nothing but the truth, so help you God?
Gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğine Tanrı huzurunda yemin eder misin?
You do solemnly swear that the testimony you're about to give shall be the whole truth, so help you God?
Sadece gerçeği söyleyeceğine... kutsal kitabın üzerine yemin eder misin?
Do you solemnly swear to tell the whole truth, so help you God?
Doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
You do swear that you will uphold and defend the U.S. Constitution that you will faithfully discharge your duties as federal marshal and that you will at all times serve and enforce the law, so help you God?
Anayasayı koruyacağına, federal şerif olarak görevini sadakatle yerine getireceğine her zaman hukuka hizmet edeceğine yemin ediyor musun?
You swear to truthfully answer all questions... put to you to challenge your competence... as an impartial juror in this proceeding... between New York and Doris Attinger, so help you God?
Doris Attinger'e karşı açılan amme davasında... tarafsız bir jüri üyesi olarak... size sorulacak tüm sorulara... doğru cevap vermeye Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
You swear to truthfully answer all questions... put to you to challenge your competence... as an impartial juror in this proceeding... between New York and Doris Attinger, so help you God?
Doris Attinger'a karşı açılan amme davasında... tarafsız bir jüri üyesi olarak... size sorulacak tüm sorulara... doğru cevap vermeye Tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
You swear that the evidence you'll give to the jury... will be nothing but the truth, so help you God?
Mahkemeye vereceğiniz ifadede yalnızca... doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
- Do you swear to tell the truth the whole truth and nothing but the truth... -... so help you God?
- Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğine, Tanrının huzurunda..... yemin ediyor musun?
So help you God? I do.
- Yemin eder misiniz?
Do you swear the testimony you shall give in the proceedings now before us... shall be the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Mahkeme huzurunda Sadece ama sadece doğruyu... söyleyeceğinize tanrının huzurunda yemin eder misiniz?
Do you swear the testimony you're about to give in this inquest... is the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Gerçeği, sadece gerçeği... söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth... the whole truth, nothing but the truth, so help you God?
Yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Raise your right hand. Do you swear to tell the truth... the whole truth, nothing but the truth, so help you God?
Yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
... the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
... doğruyu söyleyeceğinize Tanrı'nın huzurunda yemin eder misiniz?
Rachel, do you solemnly swear the testimony you're about to give is the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Rachel, gerçeği yalnızca gerçeği söyleyeceğine tanrı huzurunda yemin eder misin?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you God, ma'am? Is that the King James version of the Bible?
Söyleyeceklerinizin gerçeği, yalnızca gerçeği ve tamamen gerçeği, yansıtacağına tanrının huzurunda yemin edermisiniz,?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, nothing but the truth, so help you God, sir? - I do.
Efendim, Söyleyeceklerinizin gerçeği, yalnızca gerçeği ve tamamen gerçeği, ve yalnızca gerçeği söyleyeceğinize tanrının huzurunda yemin edermisiniz?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you God?
Gerçeği, yalnızca gerçeği,..
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you God? I do.
- Gerçeği, yalnızca gerçeği, tamamen gerçeği, ve yalnızca..,... gerçeği söyleyeceğine tanrının huzurunda yemin edermisin?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, - so help you God?
Gerçeği, yalnızca gerçeği, tamamen gerçeği, anlatacağınıza tanrının huzurunda,
Do you solemnly swear to tell the truth, the whole truth, so help you God?
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize Tanrı önünde yemin eder misiniz?
Do you solemnly swear to tell the truth, the whole truth, so help you God?
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğine Tanrı önünde yemin eder misin?
Now I want the truth, or so help you God, you're goin'out that window express.
Şimdi gerçeği istiyorum, yoksa tanrı yardımcı olsun, pencereden aşağı uçarsın.
- So help you God.
- Tanrı yardımcınız olsun.
Do you solemnly swear to tell the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Bütün gerçekleri söyleyeceğinize ve sadece doğruyu söyleyeceğinize, yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so help you God?
Gerçeği, yalnızca gerçeği, tüm gerçeği söyleyeceğinize tanrı huzurunda yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth the whole truth and nothing but the truth, so help you God?
Doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth, the whole truth and nothing but the truth... so help you God?
Gerçeği, bütün gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize... yemin eder misiniz?
Do you solemnly swear to tell the whole truth, so help you god?
Gerçeği, sadece gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Do you swear to tell the truth, so help you God?
Gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? Tanrı yardımcınız olsun.
Do you swear the evidence you give will be the whole truth, so help you God?
Vereceğiniz ifadenin tümüyle gerçek olduğuna yemin eder misiniz?
So help you God!
Tanrı yardımcınız olsun!
Wanted to remind you, in case you forgot, when you testify tomorrow, remember, you're sworn to tell the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you God.
- Unuttuysan hatırlatayım demiştim. Yarınki soruşturmada tanıklık yaparken, doğru söylemeye yemin edeceksin. Tüm gerçeği ve sadece gerçeği.
And nothing but the truth, so help you, God?
... namusunuz ve vicdanınız üzerine yemin eder misiniz?
Do you solemnly swear to tell the truth, the whole truth and nothing but the truth, so help you, God? - I do.
Bildiğinizi dosdoğru söyleyeceğinize namusunuz ve vicdanınız üzerine yemin eder misiniz?
Do you swear the evidence you're about to give is the truth, the whole truth, and nothing but the truth, so, help you God, ma'am? - I do. - Thank you, ma'am.
Bayan, Söyleyeceklerinizin gerçeği, yalnızca gerçeği ve tamamen gerçeği, yansıtacağına tanrının huzurunda yemin edermisiniz,?
They better go all the way with me because if they just bust me up, I'll put the pieces together so help me God, Bert I'll come back and I'll kill you.
Sonuna kadar gitsinler... çünkü beni dövmekle yetinirlerse parçalarımı toparlarım... ve Tanrı şahidim olsun Bert... geri gelip seni gebertirim.
So help me God, you're stupid.
Tanrım bana yardım et, aptalsın.
If you don't stop now, so help me God I'll press charges!
Hemen durmazsanız, Tanrı şahidim olsun hepinizi dava edeceğim!
I'm gonna kill you, so help me God.
Seni öldüreceğim, mutlaka öldüreceğim!
If you touched my wallet, so help me, God, you're gonna be bleeding from more than your nose.
Tanrı burnundan daha fazla kan getirsin, - Dr. Scott'tu değil mi?
If you start crying, Bonnie, so help me God, I'm gonna bat you one.
Eğer ağlamaya başlarsan Bonnie, Tanrı yardımcım olsun seni pataklarım.
So you're gonna get out of my way or so help me God, I'll kick your ass from here to Newark and that's a lot of kicking, let me tell you.
Ya yolumdan çekileceksin ya da Tanrı yardımcım olsun... senin kıçını buradan Newark'a kadar tekmelerim ve bu birçok tekme eder. Sen söyle.
"You ask another stupid question, so help me God, I'll get the shotgun out of the closet and blow your face off!"
Aptalca tek bir soru daha sorarsan, dolaptan havalı tüfeği çıkarıp yüzünü dağıtacağım. "
so help me god 213
so help me 186
so helpful 17
so here we are 139
so here i am 152
so here goes 21
so here we go 38
so here's the deal 105
so heavy 22
so here's the thing 55
so help me 186
so helpful 17
so here we are 139
so here i am 152
so here goes 21
so here we go 38
so here's the deal 105
so heavy 22
so here's the thing 55
so he says 85
so here you go 16
so here's the plan 27
so here it is 40
so here you are 29
so hey 31
so he's gone 19
so he 82
so he said 39
so he's dead 21
so here you go 16
so here's the plan 27
so here it is 40
so here you are 29
so hey 31
so he's gone 19
so he 82
so he said 39
so he's dead 21