English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ S ] / Speak to you

Speak to you traducir turco

11,802 traducción paralela
Wait, hold on a second- - holy cow, are you at the UN? Distinguished members of the General Assembly, what a privilege and an honor it is to speak to you today in this great institution that-that is the United Nations.
Sayın Genel Kurul üyeleri bugün, bu büyük kurumda, Birleşmiş Milletler'de sizlere konuşmak, benim için bir ayrıcalık ve onur kaynağı.
Members of the General Assembly, it is an honor to speak to you today on the subject of the continuing crisis in Buritan.
Sayın Genel Kurul Üyeleri, bugün sizlere Buritan'da devam eden krizle ilgili konuşmak, benim için bir onurdur.
Can we speak to you over here, please?
Şurada konuşabilir miyiz?
- I was going to speak to you about it.
Seninle bunu konuşacaktım.
I need to speak to you.
- Tabii, konuşalım.
It's nice to finally speak to you, Kevin.
Nihayet seninle konuşmak güzel, Kevin.
I'm just here to speak to you.
Ben buraya sadece konuşmak için geldim.
Hey, can I speak to you for a minute? Like, two seconds.
- Bir dakikalığına konuşabilir miyiz?
Sorry to interrupt, but I need to speak to you about something you wrote.
Böldüğüm için üzgünüm ama yazdığınız bir şey hakkında sizinle konuşmam gerek.
Lizzy, you will marry Mr. Collins or I shall never speak to you again!
Lizzy, Bay Collins'le evleneceksin! Yoksa bir daha seninle konuşmam!
Your mother will never speak to you again if you do not marry Mr. Collins.
Bay Collins ile evlenmezsen annen bir daha seninle konuşmayacak.
And I will never speak to you again if you do.
Eğer evlenirsen de, ben seninle konuşmayacağım.
The director wants to speak to you.
Yönetmen seninle konuşmak istiyor.
You spend your lifetime in the pages of books... as we do... and those characters emerge that speak to you deep... to the marrow.
Hayatını kitap sayfaları içinde harcadın, Yaptığımız gibi, ve bu karakterler seninle derinden konuşur, özüne kadar.
I need to speak to you when you two are finished.
Seninle konuşmam lazım ikiniz tamamladığında.
We may need to speak to you again after we've checked the memory stick.
Flaş diski kontrol ettikten sonra sizinle tekrar görüşmek isteyebiliriz.
Um, can I speak to you later about this, please, Dolly?
Bu konuyu sonra konuşsak olur mu Dolly?
- Mistress. I speak to you from the Land of the Living.
- Sana yaşayanlar diyarından sesleniyorum.
And I'm glad that you feel like you can talk to me about it, but... I-I don't speak for all black people.
Bu konuyu benimle konuşmana sevindim ama bütün siyahlar adına konuşamam.
How dare you speak to me like that?
Benimle böyle konuşmaya nasıI cüret edersin?
I would like you to speak for yourself.
- Kendi adınıza konuşmanızı istiyorum.
Mama, when Mrs. Irving comes back, can you make sure that she's someplace away from her son so that she and I have a chance to speak?
- Neyden bahsediyorsun sen? Kızınız ölebilir, siz hâlâ yalan söylüyorsunuz. Sen kim olduğunu düşünüyorsun acaba genç hanım?
Okay, let me put it to you in Liv-speak.
Tamam bir de senin gibi konuşayım.
Keeping these rights in mind, do you wish to speak to me?
Haklarını aklında tutmaya devam ederken benimle konuşmayı ister misin?
I was told by your attorney, Mr. Len Kachinsky, that you wanted to speak with us.
Avukatın Bay Len Kachinsky bizimle görüşmek istediğini söyledi.
If you were in Steven Avery's chair and you were in his shoes, so to speak, would you trust the Manitowoc County Sheriff's Department in the investigation and prosecution of yourself a second time?
Steven Avery'nin yerinde siz otursanız, daha doğrusu onun yerinde olsanız Manitowoc İlçe Şerif Departmanının hakkınızda yaptığı soruşturma ve kovuşturmaya ikinci kez güvenir miydiniz?
You have to speak up just a little bit, please.
Biraz daha yüksek sesle konuşur musunuz lütfen?
Uh, I told this individual you're probably gonna want to speak to a detective and I transferred the call to a detective.
O kişiye dedektiflerden biriyle görüşmesinin daha doğru olacağını söyledim ve kendisini bir dedektife aktardım.
Just on a personal note, I'm sure I speak on behalf of the entire prosecution team in thanking all of you for allowing us to, uh... to kind of host this... this trial for you here in little Calumet County,
Son bir şey eklemek istiyorum, kendim ve ekibimdeki diğer arkadaşlarım adına bu mahkemeye şirin ilçemiz Calumet'te ev sahipliği yapmamıza izin verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
You have the right to allocution if you wish to speak now.
Eğer isterseniz şu an sizin de konuşma yapmaya hakkınız var.
Did you suggest to Brendan that perhaps, if that was your objective, that he might ask his mother to come to the jail to speak to her about that?
Brendan'a, amacınız bu idiyse şayet, annesini cezaevine çağırıp bu konuyu anlatmasını tavsiye ettiniz mi?
No. But you expect me to speak English.
Hayır ama siz benim İngilizce konuşmamı bekliyorsunuz.
- Could you please not speak to
- Lütfen bir daha benimle Rasmussen hakkında konuşma.
You need to speak to Baron de Gondoriz.
Konuşmanız gerek Baron de Gondoriz'e.
And you are a polar bear who can speak to humans.
Ve sen insanlarla konuşabilen kutup ayısısın.
How did you learn to speak Italian?
İtalyanca konuşmayı nasıl öğrendin?
You're not to speak a word of this.
Bundan kimse söz etmeyecek.
I need to speak with you.
Sizinle konuşmalıyım.
Daddy wants to speak with you.
Baban seninle konuşmak istiyor.
The person that you need to speak to is Mr. Rayburn, I'll...
Konuşmanız gereken kişi Bay Rayburn...
How the hell do you know how to speak Arabic?
Nasıl oluyor da Arapçayı biliyorsun?
You'll have to speak up.
Yüksek sesle konuş.
- You dare to speak to me?
- Benimle konuşmaya cüret mi ediyorsun?
But you did speak to the man, am I right?
Adamla konuştun ama değil mi?
You are not fit to speak his name.
Onun adını ağzına alacak son kişi sensin.
So with whatever time we have left, you will learn to think, speak, move and fight like the soldiers you are.
Artık geri kalan zamanda konuşmayı, düşünmeyi bir asker gibi davranıp savaşmayı öğreneceksiniz.
Yeah, but you can't torch a man's scrotum and expect him to speak.
İyi de bir erkeğin aletini ateşe vererek onu konuşturamazsın.
When you have any public to speak of, I'm sure your reputation will no doubt be very secure.
Kayda değer bir okuyucu kitlen olduğunda eminim senin itibarın da şüphesiz çok sağlam olur.
You will speak when you are spoken to.
Sana konuşulduğu zaman cevaplayacaksın.
If you're here, spirit, speak to us now.
Ruh buradaysan hemen bizimle konuş.
If you're here, spirit, speak to us now.
Ruh buradaysan bizimle hemen konuş. Bize ne istediğini söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]