English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ T ] / Take care of it

Take care of it traducir turco

6,466 traducción paralela
Lobo and his gang will take care of it.
Lobo ve çetesi bununla ilgilenir.
Thanks, I'll take care of it.
Teşekkürler, gerisini ben hallederim.
We'll take care of it.
Biz ilgileniriz.
Tell me what happened. I will take care of it for you, baby.
Ne olduğunu söyle hemen icabına bakayım bebeğim.
Relax. I'm gonna take care of it, alright?
Sakinle, çaresine bakacağım, tamam mı?
Cesar will take care of it.
Cesar icabına bakar.
I've already instructed David to take care of it.
İlgilenmesini için çoktan David'i görevlendirdim.
I'll take care of it.
Ben ilgilenirim.
Ajay, you take care of it.
"Ajay, bununla sen ilgilen."
I'll take care of it. Well, I can, uh...
Tamam, ben hallederim.
I give you a gift, the anus is on you to take care of it, not just give it away to any old dick face happens along.
Sana bir hediye verdim senin anüsün gözün gibi bakmaktı... -... önüne çıkan ilk puşta vermen değil.
A phone call will take care of it.
Bir telefon görüşmesiyle bu işi kökünden hâlledebilirsin.
Yes. I understand. I'll take care of it.
- Evet, ben hallederim.
I'll take care of it.
İcabına bakacağım.
Alright I'll take care of it.
Tamam onunla ben ilgileceğim.
As for the chief of staff, I'll take care of it, but I need to point out she still has Secret Service protection.
Özel Kalemi hallederim ancak belirtmem gerek ki hala Gizli Servisin koruması altında.
I'll take care of it.
Ben ilgilenirim..
He knows that you put him in there, so he'll take care of it.
Senin sayende buralara geldiğinin farkında sonuçta, baba. Eminim elinden geleni yapıyordur.
Don't you worry about that Mom and dad will take care of it
Bu konuda endiselenmene gerek yok. Annem ve babam ilgilenecek.
I'll take care of it.
Ben bunun çaresine bakarım.
That should take care of it.
Bu onun icabına bakmalı.
I mean, we never made her take care of it, so she never connected emotionally.
Onunla hiç ilgilenmesine izin vermedik, o yüzden duygusal bir bağ kuramadı.
I'll take care of it.
Anlıyorum, Ben o işi hallederim.
- All right, I'll take care of it.
Tamam, ben hallederim.
And, uh, Chazz says, "Take care of it." And he goes in the back.
Chazz diyor ki, "Kapıya bak." Ve arka tarafa geçiyor.
You let me take care of it?
Halletmeme izin verecek misin?
I'll take care of it, Mom.
- Ben hallederim, anne.
I'll take care of it.
- Hallederim. - Nasıl halledeceksin?
I told you I'd take care of it.
Hallederim dedim.
- Don't worry, I'll take care of it.
- Endişelenme, ben çaresine bakarım.
I'll take care of it.
Ben hallederim.
So take good care of it for me.
Bu yüzden benim için ona iyi bak.
- I'll take care of it.
İlgileneceğim.
Take good care of it.
Ona dikkat et.
I'll take care of it.
Hallederim.
I have no mother. Now, I take care of him. It is senile.
O artık yaşlı, onun bakımını ben yapıyorum.
- Take good care of it.
Ona iyi bak.
I haven't been able to do anything because I was a loser... but I want to take care of this no matter what it takes.
Eziğin teki olduğum için elimden hiçbir şey gelmiyordu ama bu defa neye mal olursa olsun bu meseleye çözüm getirmek istiyorum.
I haven't been able to do anything because I was a loser... but I really want to take care of this no matter what it takes.
Eziğin teki olduğum için elimden hiçbir şey gelmiyordu ama bu defa neye mal olursa olsun bu meseleye çözüm getirmek istiyorum.
"It was your responsibility to take care of that phone."
"Telefon senin sorumluluğun."
It's so sweet you take care of your brother after his accident- -
Kaza geçiren kardeşinin bakımını üstlenmen gerçekten çok hoş.
You have no idea how hard it is to take care of a family.
Bir aileyle ilgilenmenin ne kadar zor olduğu... -... hakkında hiçbir fikrin yok.
I, uh... I had something that I was supposed to take care of tonight, but it can wait until in the morning.
Bu gece halletmem gereken bir şey vardı ama herhalde sabahı bekleyebilir.
I have to take care of this witch, but it's gonna be all right, and I'll be back before you know it.
Bu cadının icabına bakmam gerek. Ama her şey yoluna girecek... -... ve sen daha fark etmeden geri döneceğim.
I think it's great that you have so much confidence in your role as wife and mother that you don't feel the need to take care of your family.
Bence kadın ve anne rolünde aşırı güvene sahip olup ailemizle ilgilenme gereği duymaman pek güzel.
It used to be our moral duty to take care of the poor and the vulnerable.
Düşkün ve hastalarla ilgilenmek bizim ahlaki görevimizdi.
I'll take care of it.
Ben halledeceğim.
He just said he had to take care of something before it was too late.
- Bir işi çok geç olmadan halledeceğini söyledi.
And don't even think about the Ellis Springs case. We got it covered. You just take care of things here.
Ellis Springs davasını aklına dahi getirme, biz icabına bakarız Sen bu durumla ilgilen.
And he's going to need to take it easy for a couple of weeks... is there somebody available to provide care?
Ve onun bir kaç hafta zorlanmaması gerekiyor. Özel bakım için uygun birisi var mı?
So take good care of it.
Ona iyi bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]