The report traducir turco
12,946 traducción paralela
So Lenk tells Colborn to write a report, the sheriff tells Lenk, "Get me the report."
Lenk, Colborn'e bir rapor yazmasını söylüyor, Şerif de Lenk'e "Getir bakalım şu raporu" diyor.
The sheriff puts the report in a safe.
Ardından Şerif raporu alıp çelik kasaya koyuyor.
When I first read the report, I was mad and disgusted.
Raporu ilk okuduğum zaman çok kızmış ve iğrenmiştim.
The report that you filed makes no mention of the Toyota key?
Raporunuzda Toyota anahtarından hiç bahsedilmiyor mu?
Well, the report has been filed.
Zabıt tutuldu.
We got the report about Kasim.
Hasim hakkında bir bilgi aldık.
Is that the report card?
Karnesi bu mu?
What did the report say?
Rapor ne diyor? Haberler ne?
They then sealed the report... and cremated the remains.
Sonra raporu kapatıp Kalıntıları yaktılar
If this isn't resolved in a few days, we'll get you a printout of the report.
Eğer birkaç gün içinde çözülmezse size tutanağın bir çıktısını vereceğiz.
I've read the report 17 times.
Tutanağı 17 kez okudum.
And Lenk tells him to write a report, and they then go have contact with the sheriff.
Lenk de ona bir rapor yazmasını söylüyor sonra da birlikte Şerifin yanına gidiyorlar.
- The insurance company says I got to file a police report.
Sigorta şirketi bir polis raporu yazmamı söyledi.
- Well, if it's not the Bergonzi, then I'll file the police report myself.
Bergonzi değilse artık gider polise kendim rapor veririm.
The Great Khan wants a report on how you fight blindfolded.
Ulu Han gözlerin kapalı nasıl savaştığını öğrenmek istiyor.
Up through the WFRV report last night, for example, Steven Avery has been presented as the... The man who allegedly raped...
Örneğin WFRV kanalının dün akşamki haber bülteninde Steven Avery, Teresa Halbach'e sözde tecavüz edip işkence ederek öldüren adam olarak tanıtıldı.
Out of the blue, the same night, Lieutenant James Lenk calls Calumet about this missing person report.
Aynı akşam, birden bire Teğmen James Lenk Calumet Emniyetini bu kayıp ihbarıyla ilgili arıyor.
You said when you asked the question of Bobby that the conversation was on November 3rd, but later you said in reference to the police report on Mike Osmundson that he said the conversation was November 10th.
Buyurun. Bobby'ye soruyu sorarken konuşmanın 3 Kasım'da geçtiğini söylediniz. Ama sonra Mike Osmundson'la ilgili polis raporuna atıfta bulunarak konuşmanın 10 Kasım'da geçtiğini söylediğini ifade ettiniz.
But as far as what's relevant is, the police have had this report and the police have not followed up to find out what's up here.
Fakat konumuzla ilgisi, polisin elinde bu belgelerin olması ama ne olduğunu araştırmaması.
How about a roommate who doesn't report the victim missing for three, almost four days?
Peki ya kurbanın kaybolduğunu üç, hatta neredeyse dört gün boyunca ihbar etmeyen ev arkadaşı?
And it tells you that if you go through these tests and the manipulation control is contaminated, that you are to report it as inconclusive for match purposes.
Ve size, eğer yaptığınız bir test sırasında etki kontrolü kontamine olursa, çıkan sonucun eşleştirme yapmak için yetersiz olacağını raporlamak zorunda olduğunuzu söylüyor.
- I see at least seven - just in the May 8th report.
- Sadece 8 Mayıs tarihli raporda yedi tane görüyorum, doğru mu?
The second paragraph may be the most helpful, which you're welcome to read to yourself, any or all of that report.
Özellikle ikinci paragrafı okumanızı istiyorum. Tabii isterseniz raporun tamamını da kendiniz okuyabilirsiniz.
When, sir, did you first make a written report of anything having to do with the November 3, 2005 meeting with Mr. Avery?
3 Kasım 2005 tarihinde Bay Avery ile yaptığınız görüşmeyle alakalı olarak ilk yazılı raporunuzu ne zaman hazırladınız peki?
I must go check the autopsy report of Chun Baek Gyung.
Chun Baek Gyung'un otopsi raporu ile ilgili bilgi vermeye gitmeliyim.
You'll still report to Steve, but he'll ride the desk on this one.
Sen Steve'e rapor vermeye devam edeceksin. Ama o, bu sefer masa başında olacak.
All right, I'll give you a weather report. The temperatures are rising.
Size hava durumunu aktarayım, sıcaklıklar artıyor.
Dr. O'Brien, please report to the surgical theater.
Dr. O'Brien, lütfen ameliyathaneye.
" One day, the czar's gardener came to report
"Bir gün çarın bahçıvanı gelip..."
Kenny, did you read the last report?
Şu son raporu okudun mu?
Your report card on the refrigerator, like you're five years old! " Hey, everybody!
Okul karnen buzdolabında asılı, sanki beş yaşındasın!
All commanders report to the General!
Bütün komutanlar, General'e rapor versin!
report to the kitchen where you belong!
Ait olduğun yer olan mutfağa gidip rapor ver!
I have to report to the Elders.
İhtiyarlara rapor vermem gerek.
All recruits report to the transport area.
Tüm birimler, kalkış bölgesini rapor edin.
- All recruits report to the transport area.
Tüm birimler, kalkış bölgesini rapor edin.
He's gonna report back to the old man.
İhtiyara dönüp rapor verecek.
The police report says the apartment had some sort of..... hidden interrogation room.
Polis raporları, o dairede bir çeşit gizli sorgu odası olduğunu söylüyor.
apologies for the intrusion Lord Ascot but I've come to give my report.
Davetsiz geldiğimiz için kusura bakmayın Lord Ascot size havadislerimi bildirmeye geldim.
Any remaining residents must evacuate their homes and report to military personnel - in the next 24 hours...
Kalanlar, 24 saat içinde evlerinden çıkıp askeri personele görünmelidir.
The sec sent me a preliminary report.
Saniye bana bir ön rapor gönderdi.
The pathology report?
Patoloji raporu mu?
Passenger Lawrence Gan, please report to the supervisor's office immediately, thank you.
Yolcu Lawrence Gan, Lütfen derhal amirinize bildirin, teşekkür ederim.
You mean to report the accident to police is the wrong decision?
Sence polisi arayıp kazayı bildirmek... yanlış bir karar mı olur?
That was one of the names on Pope's payroll report on his computer.
Pope'un bilgisayarındaki maaş listesindeki isimlerden biri.
And having now confirmed and completed our evaluation of the evidence and our decision on a course of action, this government feels obliged to report...
Kanıtlar üstünde yaptığımız ve onayladığımız değerlendirmeler sonucu bu hükümetin belirlediği doğru hareket tarzı öncelikle...
I want a full report on my desk by the end of the day.
Gün sonuna kadar masamda raporunu görmek istiyorum!
The police constables filed an incident report.
- Polis olay raporu doldurmuş.
We are reviewing the expense report.
Masraf raporunu inceliyorduk.
Well, Anna, you missed the expense report.
Pekala, Anna, harcama raporunu kaçırdın.
I thought I recognized him from the CNN report of his last mega-buyout, merger, whatever, but I wasn't sure.
CNN'de yayınlanan dev satın alım ya da birleşme olayından tanıdık gelmişti yüzü ama emin değildim.
the reporter 25
reporter 355
reports 54
report 605
reporters 57
reporting 52
reporting for duty 61
report in 20
report to the bridge 20
reporters clamoring 34
reporter 355
reports 54
report 605
reporters 57
reporting 52
reporting for duty 61
report in 20
report to the bridge 20
reporters clamoring 34
report back 16
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the road 48
the right way 29
the rules have changed 16
the real one 64
the rules are simple 34
the rules 72
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the road 48
the right way 29
the rules have changed 16
the real one 64
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the rope 39
the right thing 58
the roof 92
the rest of your life 21
the right 75
the real story 16
the river 87
the rock 58
the real me 30
the rope 39
the right thing 58
the roof 92
the rest of your life 21
the right 75
the real story 16
the reason 46
the real deal 26
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real 41
the real deal 26
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real 41