The switch traducir turco
3,388 traducción paralela
Okay, now hit the switch on the band.
Tamam. Şimdi kenardaki tuşa bas.
Splice a line into the switch, and you can make all the calls you want and no one will ever know you picked up the phone.
Devreden ek bir hat çekerek kimseye ahizeyi kaldırdığınızı bile fark ettirmeden istediğiniz gibi konuşabilirsiniz.
Just finding the switch on this thing...
Önce bu aletin düğmesini bulalım...
- Craig Tebbe. - Oh my god, the switch.
Aman Tanrım, karışma meselesi.
Were there any hospital policies that might have contributed to the switch?
Hastanenin, bebeklerin karışmasına sebep olabilecek herhangi bir uygulaması var mıydı?
Flip the switch back on?
Eski hâline dönmeyecek mi?
Sarah is writing a book about the switch.
Sarah karışma meselesi hakkında bir kitap yazıyor.
- What's in it? - Uh, the first chapter of a competing book about the switch.
- Karışma meselesiyle ilgili rakip kitabın ilk bölümü.
Anything about the hospital or the switch or where Angelo might have gone.
Hastane veya değişme meselesiyle ilgili ne bulursak ya da Angelo'nun nereye gitmiş olabileceği hakkında bir şey.
She's writing a book about the switch.
Karışma meselesi hakkında bir kitap yazıyor. - Bizim hakkımızda mı?
- Then why didn't you think that I could handle knowing about the switch?
- Öyleyse değişme meselesini öğrenirsem bununla baş edemeyeceğimi neden düşündün?
Thank God you guys weren't asleep at the switch.
Uyuya kalmadığınız için teşekkür ederim beyler.
Put the switch down son!
Fünyeyi bırak evlât!
Sherman, switch off the cameras in 2b.
Sherman, 2B'nin kameralarını kapat.
I could, but Peter likes to switch up the color of ink he uses when he signs his name.
Yapabilirdim ama Peter imzasını atarken farklı renkleri kullanmayı seviyor.
It only gave us five minutes worth of oxygen to find the kill switch, which I did.
Sistemi durdurmaya yarayan tuşu bulmak için ki buldum, beş dakikamız vardı.
Convenient switch in the narrative now that your brother's the one at risk.
Riskte olan kişi şimdi kardeşin olunca hikâyeni değiştirmen mantıklı.
Uh, yes, I had to switch off during the meeting.
Evet, toplantı yüzünden kapatmak zorunda kaldım.
Um, I don't know, like, the ignition switch or something?
Ee, bilmiyorum ki, sanırım, kontak anahtarında mı ne sorun var?
The heart's not a machine.. .. to switch on and off.
Gönül kapanıp açılabilecek bir makina değil.
Then, at the flick of a switch, it returns to base.
Sonra bir tuşla tekrar üsse dönüyor.
Pray for a body switch mix-up so we can see the world from each other's perspectives?
Dünya'yı birbirimizin gözlerinden görebilmemiz için vücutlarımızın değişmesi için dua mı etmeliyim? Hayır.
I can't go home and switch the TV on, not when there's three victims out there, with no name, no identity.
Eve gidemem, televizyonu açamam. Ortada üç tane kurban varken gidemem. ... isimleri, kimlikleri belli değil.
Okay, now... the master switch.
Tamam, şimdi de ana şalter.
Where's the ejection switch?
Koltuk fırlatma butonu nerede?
The first time Kramer and I went after you for the Degas, how'd you switch the paintings?
Degas tablosu için Kramer'le ilk peşine düştüğümüzde resimleri nasıl değiştirmiştin?
Constantin, please switch on the radar.
"Hiç bir şey" Constantin, radarı aç lütfen Ben alıcıya yürüyorum
Oh, I'll switch the stairlift on.
- Merdiven asansörünü ben hâllederim.
Hmm. Maybe you ought to tell him to ease off the butter and switch to margarine.
Belki ona tereyağından margarine geçmesini söyleyebilirsin.
But how do you switch from one to the other?
Ama birinden diğerine nasıl geçersin?
No one's asked us to switch over to the Emergency Broadcasting System, so there isn't a North Korean missile headed towards San Diego.
Kimse acil durum yayın frekansına geçmemizi istemedi yani San Diego'ya yaklaşan bir Kuzey Kore füzesi yok.
And yes, the light switch is at the back.
Ve evet, ışığın düğmesi arkanda.
Switch off the lights before you go to sleep.
Uyumadan önce ışığı kapat.
On 16th December as soon as we switch off the ventilator..
16 Aralık'ta solunum cihazını kapatacağız.
DAVE : You're leaning on the light switch.
Max, elektrik düğmesine yaslanıyorsun.
I better switch to the hard stuff.
Daha sert şeyler içmeliyim.
You want to switch the umbrella with me?
Şemsiyeni benimki ile değiştirmek ister misin?
He's using the airport just to switch?
Hava alanını sadece üstünü değiştirmek için mi kullanmış?
Try to switch it up with the wardrobe.
Bir de unutmadan, şu gardırobunu da biraz değiştirmeye çalış, tamam mı?
Right now, I-I'm looking forward to learning if you will get your arm out of there before Lily gets to the garbage disposal switch.
Şu an, Lily çöp öğütücünün düğmesine ulaşmadan kolunu oradan çıkarıp çıkaramayacağını öğrenmeyi bekliyorum.
" then switch to the modern versions at the halfway point.
" sonra yarı yolda modern versiyonlarıyla değiştireceksiniz.
You can switch shifts with somebody at the firehouse.
İtfaiyeden biriyle vardiyanı değiştirebilirsin.
We'll have to find the off-switch
- Umarım kapatma düğmesini buluruz.
We'll pull the pins, and then here's my activation switch in here.
Pimlerini çekeceğiz sonra da düğmesin buradan aktif hale getiririm.
We need to grab whatever we can at the storage unit, switch cars and find out where the hell Sam is.
Eminim iyidir. Depodan alabileceklerimizi almalı, arabaları değiştirmeli ve Sam'in hangi cehennemde olduğunu öğrenmeliyiz.
It's like the thrill of being near the executioner's switch, knowing that at any moment, you could throw it, but knowing you never will.
Cellat değişimi sırasında onların yanında olmanın heyecanı gibi. Her an biliyorsun ki o şeyi bırakıp fırlatabilirsin ama biliyorsun ki asla yapmayacaksın.
All the pain, all the questions without answers... gone with the flip of a switch.
Bütün acılar, tüm cevaplanmayan sorular. Bir düğmeyle hepsi gitti.
Upward causing the tank to indent, and downward sending the initiator and switch into the ground at the point of detonation.
Yukarıya doğru depoyu çökertmiş ve aşağıya doğru da patlamanın olduğu bölgede parçalar dökülmüş.
Here. Explains why we didn't find an initiator or a switch at the scene.
Ateşleyiciyi mahalde neden bulamadığımızı açıklıyor.
The traction-control switch is actually a missile launch button from a British fighter jet...
Çekiş kontrol düğmesi aslında İngiliz savaş uçağındaki... füze atış düğmesi.
So, now switch the seats.
Şimdi koltuklarımızı değiştirelim.
switch 180
switch it off 40
switch with me 26
switch off 16
switched at birth 50
switch clicks 32
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
switch it off 40
switch with me 26
switch off 16
switched at birth 50
switch clicks 32
the simpsons 168
the sun 236
the sun is shining 35
the show must go on 78
the same goes for you 21
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the same one 32
the s 152
the sky's the limit 40
the storm 50
the spectator 98
the same to you 32
the sun is out 17
the sound 24
the same as you 50
the same one 32
the song 78
the same thing happened to me 16
the same 389
the sex 65
the stairs 24
the sword 66
the star 53
the show's about to start 17
the singer 51
the shoes 52
the same thing happened to me 16
the same 389
the sex 65
the stairs 24
the sword 66
the star 53
the show's about to start 17
the singer 51
the shoes 52
the same thing 67
the stars 77
the same way 23
the sun's coming up 23
the ship 58
the self 72
the sooner 58
the stars 77
the same way 23
the sun's coming up 23
the ship 58
the self 72
the sooner 58