Those eyes traducir turco
1,863 traducción paralela
Those eyes that saw something no kid should ever have to see.
O gözler, hayatta hiçbir çocuğun görmemesi gereken bir şey gördü.
Those eyes looked at me.
O gözler bana baktı.
Those eyes.
O gözler.
Nobody expected to see those eyes for a while.
Bu gözleri bir süre daha görebileceğimizi sanmıyorduk.
You see all those eyes on us?
Milleti görmüyor musun?
Those eyes you gave up half of your life for, to meet me and to help me, will be a valuable weapon.
Bu gözleri alarak, hayatının yarısını benim için harika bir silah olmak için harcadın.
His face betrays no emotion but what passions lurk behind those eyes?
Yüzü hiç duygu belli etmez, fakat nasıl bir tutku gizlenmiştir o gözlerde?
What are those eyes attached for?
Gözleriniz nerdeydi?
But those eyes...
Ama o gözler...
Those eyes of yours are like dark hooks for the soul.
Bu gözlerle ölü ruhları bile canlandırabilirsin.
Yeah, well, those eyes just got you the electric chair.
Evet, ama o gözler, seni elektrikli sandalyeye götürecek.
What's with those eyes?
Bu gözlerde ne böyle?
Keep those eyes closed.
Kapa gözlerini tatlım.
There are those eyes.
Bakışlarını biliyorum.
Look at those eyes.
Şu gözlere bir bak.
Keep those eyes closed.
Gözlerini kapamaya devam et.
And keep your eyes out on those ridges.
Gözlerinizi tepelerden ayırmayın.
Because I had to come back and look into those green eyes of yours and tell you I love you.
Çünkü geri dönmem, o güzel yeşil gözlerine bakmam ve sana... seni sevdiğimi söylemem gerekiyordu.
You can already see that strong Jaw line. Those piercing blue eyes that Just stare right into your soul.
Burada da o güçlü çenesini fark edebiliyorsun, şu sert bakışlı mavi gözler, direk ruhunun içine işleyen bakışlar.
He looked at me with those crazy handsome-guy eyes.
Gözleri yetti zaten.
Won't you be afraid when you see those berzerk eyes again?
Eva'nın yine kontrolden çıkmasından korkmuyor musun?
"so I can look at those green eyes and kiss your perfect lips."
Böylece o yeşil gözlerine bakıp... o harika dudaklarını öpebileceğim.
And then I got to look into those beautiful eyes and kiss you. And now that's all I wanna do.
Ve o güzel gözlerinin içine bakıp seni öpmem gerek.
Then I'll remove those beautiful eyes.
Daha sonra o güzel gözlerini çıkaracağım.
Well, you keep your eyes on those kids.
Gözünü çocuklardan ayırma.
A group of Germans toured the United States custom-fitting glass eyes to those who needed them.
Bir grup Alman,.. ... ABD'yi gezerek ihtiyacı olanlara özel cam gözler yaptı.
I see those ivory lies in sweet Rosita's eyes
Tatlı Rosita'nın gözlerinde bembeyaz yalanları görüyorum
I tried to push those tears back into your eyes?
Yaşları gözüne geri sokmaya çalışırdım hep.
Blackthorne put all those dollar signs in our eyes.
Blackthorne sizin gibilere, yığınla para teklif ediyordu.
And don't flash those pretty eyes at me, Vince.
Ve o şirin gözlerini bana dikme Vince
The ears or those pretty eyes?
Kulaklar mı yoksa o güzel gözler mi?
I remember you standing on my steps with those guilty green eyes, afraid to come in because you knew your grandma would size you up no matter what kind of trouble you got into.
Senin kapımda o suçlu yeşil gözlerle dikildiğini anımsıyorum. İçeri girmeye korkuyordun, çünkü büyükanneni biliyordun, başına açtığın sorun ne olursa olsun, o, seni yargılayacaktı.
- Looking at me with those blu eyes.
... ve olağanüstü bu mavi gözler ile bana bakıyordun.
Close your eyes and imagine the smell of all those things.
Gözlerinizi kapatın ve tüm bu şeylerin kokusunu hayal edin.
Well, you'd probably find a way, especially with all those monks batting their eyes at you.
- Eh, muhtemelen sen bir yolunu bulursun. Özellikle de sana göz kırpan tüm o keşişlerle.
Her eyes. Her smile. Those...
O gözleri, o gülümseyişi, ve de kuyruk sokumundaki o çilleri...
Those are his eyes.
Gözler onun gözleri.
Those daggers in your eyes, the bashful pink in your lies
Hepsi de gözlerinin emeği, hepsi de hayatın cilveleri.
to get a look at those pretty eyes.
Us weekly almam gerekiyor.
Those were some eyes that she had.
Gözleri çok esaslıydı.
Is that what you're gonna say when she looks at you with those big blue eyes and cries out, "Tspwklmtsk"?
O büyük mavi gözlerle sana bakıp, şunları söylediğinde bunu mu söylerdin? l-m-t-k-p-k-l-t-s
It's that what you gonna say? When she looks at you with those big blue eyes and cries out :
O büyük mavi gözlerle sana bakıp bakıp şunları söylediğinde bunu mu söylerdin?
Make sure those swaties keep their eyes on you.
Swat timinin gözleri sende olsun. Bundan emin ol.
As I looked into those big, blue eyes, I knew right then... she needed me as much as I needed her.
Onun o büyük mavi gözlerine baktığım anda, benim ona ihtiyacım olduğu kadar.. onun da bana olduğunu anlamıştım.
As I looked into those big blue eyes, I knew right then she needed me as much as I needed her.
Onun o büyük mavi gözlerine baktığım anda, benim ona ihtiyacım olduğu kadar.. onun da bana olduğunu anlamıştım.
Those who commit murder in church are damned in the eyes of god.
Kilisede cinayet işleyen Tanrı'nın gözünde lanetlenmiş sayılır.
Lord, keep a close watch on me because I am becoming despicable in the eyes of those who contemplate me.
Tanrım bana mukayyet ol! Çünkü ben gören insanların gözünde değersizleşiyorum.
Those are my crazy mom's eyes.
Bunlar deli annemin gözleri.
Those are the eyes. Remember that!
Gözünü ayırma, bunu unutma!
Those camera eyes!
Siz kamera gözlüler!
Are those stars I see in your eyes?
Gözlerinde gördüğüm şeyler yıldızlar mı?
eyes 364
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes here 16
eyes forward 43
eyes on the prize 41
eyes on me 42
eyes up 51
eyes up here 21
eyes open 53
eyes on the road 42
eyes down 32
eyes here 16
eyes forward 43
eyes front 76
eyes closed 32
eyes on 29
those 395
those are nice 21
those are 90
those are beautiful 26
those were good times 17
those lips 16
those were the days 74
eyes closed 32
eyes on 29
those 395
those are nice 21
those are 90
those are beautiful 26
those were good times 17
those lips 16
those were the days 74
those days are gone 24
those two 110
those girls 42
those guys 111
those are mine 77
those aren't mine 30
those are my friends 16
those days are over 45
those people 102
those men 39
those two 110
those girls 42
those guys 111
those are mine 77
those aren't mine 30
those are my friends 16
those days are over 45
those people 102
those men 39