When we land traducir turco
321 traducción paralela
And then we'll be able to get some more and buy some clothes and things when we land.
Amcanda sana yeniden para verir. Geri döndüğümüzde istediğimiz her şeyi alırız.
Yes. When we land.
Geri döndüğümüz zaman...
I'm to be arrested when we land... as a spy, shipped back to London.
İndiğimizde casus olarak tutuklanacak ve Londra'ya geri gönderileceğim.
You're having him arrested when we land, aren't you?
İndiğimizde onu tutuklatacaksınız, değil mi?
When we land, I want everyone in full uniform.
Karaya indiğimizde, Herkesin ünformalı olmasını istiyorum.
- Okay, I'll pay when we land.
- Tamam. İnince veririm.
Doctor, what are we going to do? When we land?
Doktor indiğimizde ne yapacağız?
When we land, I wonder if we could get out of that disposal chute?
Karaya indiğimizde şu atık kanalından kaçabilir miyiz acaba?
When we land, you'll be handed over to the authorities. Come with me.
Yere indiğimizde, yetkililere teslim edileceksiniz.
Now if you'll just give me your name, I'll report it to the proper authorities when we land.
İsmini verirsen indiğimizde seni ilgililere şikayet edebilirim.
When we land, you two are to stay in the cockpit.
İndiğimizde, siz ikiniz kokpitte kalacaksınız.
When we land, put them over your knees. ... and assume a tucked position.
İnerken, dizlerinizin üzerine koyun ve üstüne katlanın.
- We'll call when we land.
- İnince ararız.
- When we land...
- İndiğimizde.
When we land, I'll give him the cue and then wake him up.
Uçak indiğinde işaret verip onu uyandıracağım.
Oh, we wouldn't want to spoil our appetite for the feast when we land on Rigel Four.
Oh, iştahımızı kaçırmak istemiyoruz Rigel 4'e indiğimizde yapılacak ziyafete kadar.
We'll call when we land.
İndiğimizde arayacağız.
"When will we land, finally?"
"Sonunda ne zaman ineceğiz?"
This time, we were just about to land, maybe 3 feet... when, what do you think, we run out of gasoline again.
Bu kez, yere inmemize 1 metre kala... yine yakıtımız bitmesin mi?
I figure when we get out there and get work and maybe get us a piece of growing land near water, it might not be so bad at that.
Oraya gidip iş bulunca, belki kendimize su yakınında, çalışacak topraklar alabiliriz, fena olmayabilir.
When we entered Saintes, I was happy that we got a good reception
Saintes'e girdiğimizde iyi karşılandığımıza sevinmiştim.
And when the last apple's et, we'll sight land.
Son elma da yendiği zaman, karayı göreceğiz.
When the enemy has overwhelming superiority on land, at sea and in the air... and continues to grow stronger with every hour... while we grow weaker at the same rate... that to me is a crisis by any standards that I understand.
Düşman havada, denizde ve karada ezici bir üstülükle ilerlerken... geçen her saatle güçlenmeye devam ederken, ve biz de aynı oranda zayıflarken... hangi durumda olursam olayım, bu benim için bir kriz demektir.
Run'em off the land is what I say... like we should've run Red Cloud off eight years ago... when he sat right in this room signing that half-baked, misbegotten treaty... the one that's keeping you prospectors tied down here... instead of out there where there's enough gold laying right out on the ground... to pay for the whole Civil War.
Tıpkı Kırmızı Bulut'a sekiz yıI önce yaptığımız gibi... burada oturup o yarım yamalak, gayrı Meşru antlaşmayı imzaladığımızda... hani şu siz altın arayıcılarını Bir sürü altının olduğu yere... gitmek yerine buraya bağlayan antlaşmayı imzaladığımızda... Hepsi İç Savaşın parasını çıkarmak için -
When the wind blew us off the land in Oklahoma... we left.
Oklahoma'da olaylar dindiği zaman gideriz.
A few miles from here, people are fighting and dying... and we must join them. But I swear... on the bodies of these two people... that the day will come when Arab and Jew will share... in a peaceful life... this land that they have always shared in death.
Birkaç kilometre uzakta savaşan ve ölen insanlar var, onlara katılmalıyız ama bu iki kişinin cesedi üzerine yemin ediyorum Araplarla, Yahudilerin ölümde hep paylaştıkları toprakları, huzur içinde paylaşacakları bir gün gelecektir.
The way this wind is running, we'll smash to a pulp when we hit land.
Rüzgar böyle esmeye devam ederse yere yapışırız.
Whichever it is, nobody is anybody's prisoner when we touch land.
Hangisi olursa olsun, yere indiğimizde kimse kimsenin esiri olmayacak.
And all that money we been giving to them churches, when we need to be helping you all get liberated from them Englishmen and Frenchmen what done taken away your land.
Ve kiliselere vermiş olduğumuz tüm paralar topraklarınızı ellerinizden alan İngiliz ve Fransızlardan kurtulmanıza yardımcı olmak içindir.
Yeah, all that land to hide them ribbons in when we're done with'em.
Onlarla işimiz bittiğinde tek yapmamız gereken de o kurdeleleri saklamak.
When our lord goes to war, we have to pay more land tax.
Efendimiz savaşa girerse, daha fazla vergi ödememiz gerekecek.
This will count well for you when we return to our own land.
Bu durum kendi toprağımıza döndüğümüzde senin için iyi olacak.
First we knew the bastards would overrun us... was when we tried to land.
İlk karaya çıkarken haydutların bizi ezip geçeceğini sandık.
When chief yellow snake was leader And mighty eagle was in land of forefather We fight pawnee at oxbow crossing.
Reis Sarı Yılan liderken ve Yüce Kartal atamızın toprağındayken Pawneelerle Oxbow Geçidi'nde dövüştük.
We'll get the house and every last acre of land when they put it up for taxes.
- Evi ve arzinin geri kalanını son hektarına kadar açık artırmadan alacağız.
I wish they wouldn't land these things when we're playing golf.
Keşke biz golf oynarken şunlar konmasa.
Thus, we could wait in land, the radar observed everything e for some controls we knew when to take off in the hour where the Germans they were in Calais or Abbeville.
Böylece biz yerde bekleyebilir ve radar da izleme yapabilirdi. Ve çeşitli kontroller vasıtasıyla, Almanlar Calais ya da Abbeville, dolaylarında toplandıklarında, kalkış emrini alabilirdik.
- When victory is ours, we'll wipe every trace of the Thals and their city from the face of this land.
- Zafer kazandığımızda Thallardan kalan tüm izleri ve şehirlerini kara yüzeyinden sileceğiz.
- Tell the passengers... we'll land when conditions are right and not a minute sooner.
- Yolculara şunu de... Koşullar uygun olmadan bir saniye bile erken inecek değilim.
When we suffered persecution in Mecca, Muhammad told us go to Abyssinia the land of the righteous king, where no man is wronged
Mekke de eziyet çektiğimiz zaman Muhammed Habeşistan a gidin dedi!
We inserted a change in the onboard computer, so the spacecraft will land two hundred miles off target when it returns to Earth.
Araçtaki bilgisayara bir ekleme yaptık bu sayede uzay aracı Dünya'ya döndüğü zaman, hedef iniş bölgesinin 200 mil uzağına inmiş olacak.
When they land, we'll have the coordinates to their base on Lunar Seven.
İndikleri zaman Lunar Yedi'deki merkezlerinin koordinatlarına sahip olacağız.
When they're met, we'll return every weapon.
Çok mantıklı talepler. Karşılandıklarında, her silahı, her mermiyi iade edeceğiz.
It was when we Jews in the land of Israel 600,000 strong Found ourselves helpless to rescue our own people Because of the policy of an occupying foreign power.
İsrail topraklarındaki biz Yahudilerin sayısı 600,000'e ulaşınca işgal kuvvetlerinin politikaları nedeniyle kendi insanlarımıza yardım edemediğimizi gördük.
I bought that land when we were all together, With your mom.
O araziyi hep birlikteyken, annenle almıştım.
When only a few of us are left, we will feel an irresistible pull towards a faraway land to fight for the prize.
Aramızdan sadece birkaç kişi kalınca uzak bir ülkeye gitmek için dayanılmaz bir çekim hissedeceğiz ve orada ödül için savaşacağız.
For when we live in the Land Rover, this.
Arabada kaldığımız zamanlar içinse bu.
I did that when we bought land for the stadium.
Stadyumu aldığımızda da bunu yaptım.
Listen, honey, when you land, can we just, like, you know, rent a car, check into a hotel, leave the kids with your parents?
Dinle tatlım, indiğin zaman şey yapsak, şöyle... bilirsin... Araba kiralasak, bir otel baksak, çocukları seninkilerde bıraksak oda servisine sipariş versek...
When are we going to land?
Ne zaman ineceğiz?
We'll begin to settle our debts when we harvest the land.
Hasattan sonra borcumuzu kapayacağız.
when we first met 137
when were you born 26
when we were kids 120
when we were together 36
when we're together 26
when we were young 21
when we come back 37
when were you gonna tell me 58
when we broke up 18
when we got there 24
when were you born 26
when we were kids 120
when we were together 36
when we're together 26
when we were young 21
when we come back 37
when were you gonna tell me 58
when we broke up 18
when we got there 24