English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You weren't invited

You weren't invited traducir turco

129 traducción paralela
- You weren't invited, Mr. White.
- Davetli değilsiniz, Bay White.
There's no one else coming, and you weren't invited.
Sen de davet edilmedin.
This is my house, and you weren't invited.
Burası benim evim ve davetli değilsin.
- So you weren't invited.
- Demekki davet edilmemişsiniz.
- You weren't invited.
- Davet edilmedin.
You weren't invited to this party.
Buraya yalnızca davetli konuklar gelebilir. Siz davetli değilsiniz.
You weren't invited.
Sen davetli değilsin.
You weren't invited here.
Sen buraya davetli değilsin.
When I told you that you weren't invited to the Red Sox alumni dinner this year?
Ya bu sene Red Sox mezunlar yemeğine davetli olmadığını söylediğim zaman?
I'll come. You weren't invited, Kel.
Sen davetli değilsin, Kel.
Well, you weren't invited.
Davet edilmedin. Kim olduğunu sanıyorsun ki...
You weren't invited to the holodeck defense simulations, were you?
Savunma simülasyonları için sanal güverteye davet edilmediniz, öyle değil mi?
- You weren't invited, new kid.
- Evet sen partiye davet edilmedin.
That's because you weren't invited.
Çünkü sen davetli değildin.
Yeah. That's why you weren't invited.
Evet bu yüzden davet edilmedin.
- You weren't invited, new kid.
- Sana davetiye verilmedi, yeni çocuk.
I'm asking you nicely : if you weren't invited, be nice and leave.
Partiye davetli olmayan herkesin kibarca kalkıp gitmesini rica ediyorum.
You weren't invited.
Bayım, siz davetli değilsiniz herhalde.
Yeah, that's because you weren't invited on an upstate crime spree.
Evet çünkü sen şehir dışına suç cümbüşüne davet edilmedin.
You weren't invited to our party.
- Partimize davet edilmediniz.
Captain, I know you weren't expecting this when we invited you to Inaris, but we don't have the resources to stop these attacks, and hundreds of our people are already dead.
Sizi İnaris'e davet ettiğimizde böyle bir sorunla karşılaşmayı beklemiyordunuz ama saldırıları durduracak kaynağımız yok.
You know, when we heard about the wedding- - that we weren't invited to our own son's wedding- - it was a shock.
Biliyorsun, düğünü duyduğumuzda hani şu davet edilmediğimiz kendi oğlumuzunkini tam bir şok oldu.
You weren't invited, Luke.
Seni davet etmedik, Luke.
You weren't invited because we are dealing with the Jess situation.
Davet edilmedin, çünkü Jess meselesini tartışıyoruz.
- Oh, I don't know. I know that you weren't invited, but it's just'cause my friends didn't think that you'd be comfortable.
- Davet edilmediğini biliyorum ama arkadaşlarım rahat edemeyeceğini söyledi.
But you weren't invited.
Ama davetli değilsin ki?
You weren't invited.
Seni davet etmedim.
When he got that medal, you two weren't even invited to the ceremony.
O madalyayı aldığında siz törene davet bile edilmediniz.
So, now, if you were invited to a good party... would that mean you weren't a loser anymore?
Yani, şimdi, eğer bir partiye davet edilirsen... bu artık zavallı olmayacaksın anlamına mı geliyor?
You've been doing coke in the bathroom all night so don't tell me what I can and can't do in my own fucking house considering you weren't even invited.
Bütün gece banyoda kokain çektin bana kendi evimde ne yapacağımı söyleme hem de davet bile edilmeden.
You weren't even invited to this.
Davetli bile değildin.
- You weren't invited to that?
- Davetli değil miydin yani?
- You weren't invited and you don't have a date.
- Çünkü. - Davetli değilsin. Damın yok.
You weren't even invited to join their secret society.
Hatta aralarına davet bile edilmedin.
After you said you weren't coming, I invited Carol to come and I don't think that I did anything wrong.
Sen gelmiyorum deyince bende Carol'u davet ettim. Ve bununda yanlış olduğunu düşünmüyorum.
It's Cornelia's party. I'm sorry you weren't invited.
Cornelia'nın partisiydi.Sizin davet edilmediğinize üzgünüm.
you weren't invited?
- Davet edilmemiş miydin?
You weren't invited.
Zaten davetli değildin.
Why would they invited you for a game if you weren't sleeping with them?
Eğer onlarla yatmıyorsan neden seni davet etsinler?
- You jammed my thumb. - You weren't invited.
Parmağımı ezdin.
- You weren't invited?
- Sen davet edilmedin mi?
You probably weren't invited because... it is so obviously that you supposed to be there.
Büyük ihtimalle davet edilmemenin nedeni orada olman gerektiği açıkça belli olmasındandır.
You Weren't invited.
Seni davet etmedim.
Now, none of you guys should feel bad because you weren't invited. It doesn't mean she doesn't like you.
Siz davet edilmediniz diye moralinizi bozmayın, sizi sevmediği anlamına gelmez.
Now, none of you guys should feel bad because you weren't invited, it doesn't mean she doesn't like you.
Siz davet edilmediğiniz için moralinizi bozmayın, sizi sevmediği anlamına gelmez.
- No, Wilhelmina, you weren't invited.
- Hayır Wilhelmina, sen davetli değilsin.
Wouldn't you be sorry, if you weren't invited to his birthday?
Doğum gününe davet edilmeseydin üzülmez miydin?
A conversation you weren't invited to.
Senin üçüncü şahıs olduğun konuşma.
You weren't invited.
Davet edilmedin.
Look, you weren't invited, and I don't want you here, okay?
Sen davetli değilsin, seni burada istemiyorum.
- Yes, you weren't invited, and frankly, I don't like you coming in here and saying whatever the hell you want, okay?
- Evet, değildin. Senin buraya gelip aklına eseni söylemenden hoşlanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]