You will traducir turco
260,360 traducción paralela
Well, I know that you will be dead in days if you don't rid yourself of her.
Tabi, senin günler içinde öleceğini biliyorum. Eğer böyle olsun istemiyorsan ondan kurtulmalısın.
With this spell and this blade, you will be a master swordsman.
Bu büyü ve kılıç ile Bir kılıç ustası olacaksın.
Eliot lives and there's no war- - that you will do exactly what I tell you.
Eliot yaşarsa and ve savaş olmazsa- - Tam olarak ne söylersem onu yapacaksın.
Oh, you go near my fucking daughter again, you will have bigger problems than a shot-up truck.
Bir daha kızıma yaklaşırsan kurşunlanmış pikaptan daha büyük sorun yaşarsın.
You just do with that information what you will.
Gerisi sana kalmış.
No, I know you will.
Tabii, biliyorum.
You will feel terrible afterwards.
Sonrasında berbat hissettirir.
I knew I shouldn't have trusted you talking to him, because you will let him get away with murder because he's a mini you and you like it.
Onunla konuşman konusunda sana güvenmemem gerektiğini biliyordum. Senin minik bir kopyan olması hoşuna gittiği için onun cinayetten sıyrılmasına bile izin verirsin.
And you believe you will have a choice?
- Seçeneğiniz olacağına inanıyor musunuz?
And you will only see half of it.
Yalnızca yarısını göreceksin.
You will be safe, travelling?
Seyahat ederken emniyette olacak mısın?
You will fetch Lord Uhtred, tell him I have his man.
Lord Uhtred'i buraya getirecek ve ona adamının elimde olduğunu söyleyeceksin.
Kill him and you will die slowly.
- Onu öldürürsen sen de yavaşça ölürsün.
You will bring me an answer.
- Cevabı bana sen getireceksin.
Hild, you will return to Uhtred.
Hild, sen Uhtred'in yanına gideceksin.
Kjartan's fortress at Dunholm... you will tell me of the weaknesses.
Kjartan'ın Dunholm'daki kalesinin zayıf yönlerini anlat bana.
You will become a slave, Uhtred.
- Köle olacaksın Uhtred. - Hayır!
You will be silent now!
Artık susmalısın!
You will kill me, burn me alive, whether I tell you or not.
Söylesem de söylemesem de beni öldüreceksin, diri diri yakacaksın.
Will you get him out of my head?
Onu kafamdan çıkarabilir misiniz?
He will no longer bargain with you.
O artık sizinle pazarlık yapmayacaktır.
- Because you question him, he will only honor the present deal without further amendment, or there will be no deal at all.
- Çünkü ona soru sordun, Mevcut anlaşma kabul edilecek veya hiç anlaşma olmayacak.
- Will you talk to Dad?
- Babamla konuşur musun?
Well, that's okay,'cause my new boyfriend will teach you poses to help you relax.
Sorun değil, yeni erkek arkadaşım sana rahatlamanı sağlayacak duruşlar öğretir.
You think your Prius-drivin', yoga-posin', climate-change-believin'boyfriend will be able to dance like this?
Senin Prius arabalı, yoga duruşu yapan, iklim değişimine inanan erkek arkadaşın böyle dans edebilecek mi bakalım?
I will see you guys again.
Tekrar görüşürüz.
You know, Dale will keep using you, you can work around here whenever you need to.
Dale seni çalıştırmaya devam eder, gerektiğinde burada da çalışırsın.
Huh. Dad... did you change your will?
Baba, vasiyetini mi değiştirdin?
I will give you one more day.
Sana bir gün daha vereceğim.
Someone who will make you his problem and not ours.
Seni bizim olmaktan çıkarıp, kendi sorununa dönüşterecek birisi.
If you so much as lay a finger on my action figures, I will sick my lawyers on you, you son of a bitch.
Eğer aksiyon figürlerimin kılına bile zarar verirsen avukatlarımı üstüne salarım, seni orospu çocuğu.
I will see you this Sunday at brunch, Mother.
Seninle bu pazar yemekte buluşacağız, Anne.
Let me tell you a story that will shake you to your core.
Size iliklerinize işleyecek bir hikaye anlatayım.
I will dial the phone for you.
Telefonu senin yerine ben çeviririm.
I will not tell your gay son that you threw a Tony into the ocean.
Bir Tony ödülünü okyanusa attığını eşcinsel oğluna söyleyemem.
Honey, you gave me a V.D. I will carry with me always.
Hayatım, bana asla unutamayacağım "B.S.G." yaşattın.
What will you do?
Ne yapayım?
Who will you be riding with?
- Sana kim refakat edecek?
You may have one ear of the king... but they will most certainly have the other.
Kralın bir kulağına sahip olabilirsin ancak diğerine kesinlikle onlar sahip olacaktır.
He will speak to you when he is ready!
- Hazır olduğunda seninle konuşur!
I will leave if you wish.
Dilersen gidebilirim.
Well, I will bid you good night.
- Size iyi geceler diliyorum.
I will fight you... and I will win.
Sizinle savaşırım. Kazanırım da.
In exchange for peace, in compensation for the loss of Eoferwic, I will offer you a fortress, at Dunholm.
Barış karşılığında, Eoferwic'in kaybını telafi etmesi için size Dunholm'daki kaleyi teklif ediyorum.
In addition to Dunholm, how many women will you be offering?
Dunholm'la beraber kaç kadın vereceksiniz?
Will you join me in prayer, my Lord?
- Dua ederken bana katılacak mısınız lordum?
I will stay beside you.
Yanınızda kalacağım.
Guthred, you should kill me, or I will return, I swear!
Guthred beni öldürmezsen yemin ederim ki dönerim!
We have told her that if you tell us who paid for your fleet and attack then we will spare your life.
Ona dedik ki filonun ve saldırının masraflarını kimin karşıladığını bize söylersen canını bağışlayacağız.
Perhaps they will spare you.
Belki senin canını bağışlarlar.
You get your balls off my table, please? Will you get your balls off my table, please?
Taşaklarını masamdan çeker misin?
you will be 199
you will be dead 18
you will see 125
you will regret it 32
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20
you will be dead 18
you will see 125
you will regret it 32
you will die 193
you will understand 30
you will have 22
you will not 133
you will come 25
you will fail 20