English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ П ] / Просто ненавижу

Просто ненавижу traducir turco

240 traducción paralela
Мне больно, а я это просто ненавижу.
Acı çekiyorum ve bundan nefret ediyorum.
- Хлам! Я просто ненавижу...
- Ah, bundan nefret ediyorum.
Есть вещи, которые я просто ненавижу делать сама.
Bazı şeyleri tek başına yapmaktan hoşlanmıyorum.
- Просто ненавижу!
Ben sadece onlardan nefret ediyorum!
Да нет, я просто ненавижу его звук. Он напиминает мне школьный звонок.
Sınıflar arasındaki........ okul zili gibi çalmasından nefret ediyorum.
Иногда я просто ненавижу тебя.
Bazen senden nefret ediyorum.
Я просто ненавижу свою одежду.
Giysilerimden nefret ediyorum..
И приходится слушать их в таком порядке. Ненавижу. Просто ненавижу.
Bilirsiniz, bir kaset veya bir albüm aldığınızda, şarkılar belirli bir sıraya konur, siz de o sırada dinlersiniz.
Просто ненавижу это.
- Evet, biliyorum. Nefret etmiştim.
Я не просто ненавижу этого человека - я ненавижу всех людей.
Yalnız bu adamdan değil, herkesten nefret ediyorum.
Просто ненавижу!
Gerçekten.
Я просто ненавижу вампиров.
Sadece vampirlerden nefret ederim.
Он полная противоположность того, что я просто ненавижу.
Gerçekten nefret ettiğim şeylerin tam olarak zıttıydı.
Я просто ненавижу всех этих отвратительных... псевдо-богемных неудачников.
Sadece tüm bu dışa dönük, iğrenç sahte-bohem eziklerden nefret ediyorum.
- Не слушайте, что она несет. - Просто ненавижу дешевую одежду.
- Ucuz kıyafetlerden nefret ediyorum.
Просто ненавижу подобные места.
Sadece bu tip yerlerden nefret ederim.
Шучу. я просто ненавижу видеть людей, страдающими... так что я подумал, почему не посмотреть на вещи в перспективе и помочь, ну ты понимаешь?
Sadece insanların acı çekmesini izlemekten nefret ediyorum... bu yüzden düşündüm de, neden gelip onlara yardım etmiyorum?
Я её просто ненавижу.
Bundan nefret ediyorum.
Я люблю когда ждут меня, а сама ждать просто ненавижу.
İnsanları bekletmeyi severim ama bekletilmeyi sevmem.
А я просто ненавижу болтливых девчонок!
Ben de gürültücü piliçlerden nefret ederim.
- Тихо, тихо. - В глубине души каждым фибром моим я просто-напросто ненавижу тебя!
- Midemin en derinliklerinde, her santimimde, senden kesin ve saf bir biçimde nefret ediyorum.
Да, я просто ненавижу этих придурков.
Evet, ahbap, bu aşağılık heriflerden nefret ediyorum.
Я себя просто ненавижу иногда.
Bazen kendimden nefret ediyorum.
Я просто ненавижу это.
Çok sıkılıyorum.
Вот что я тебе скажу - я просто ненавижу этих выродков.
O ibnelerden nefret ediyorum.
Извини. Просто ненавижу морские путешествия.
Afedersin, deniz yolculuklarından hoşlanmıyorum.
Он мне не просто не нравится, я его ненавижу.
Bu dünyada en nefret ettiğim kişidir o.
Просто я тебя ненавижу! Вот почему!
Senden nefret ediyorum!
Ненавижу их. Думаю просто спрятаться и сказать всем привет.
Bir merhaba demeye geldim.
Просто я ненавижу, когда меня обманывают!
Bana yalan söylenilmesinden hoşlanmıyorum!
Они, конечно, не виноваты, но я иной раз просто их ненавижу.
Bu onların hatası değil ama bazen onlardan nefret ediyorum.
Господи, я просто его ненавижу.
Tanrım, ondan nefret ediyorum.
Сегодня к жизни относятся просто. Если что-то не нравится, сразу бросают. Быстрые свадьбы, быстрые разводы - ненавижу это!
Bugünlerde bir şey yapıp sonra ondan memnun kalmazsan çabucacık ondan kurtuluveriyorsun.
Ненавижу когда мне просто передают трубку.
Telefonun verilmesinden nefret ederim.
Ну, я просто не знаю, что я ненавижу больше :
Hangisinden daha çok nefret ettiğimi bilmiyorum :
Я ненавижу людей, которые встают на движущуюся дорожку и потом просто стоят.
İnsanların yürüyüş istikametime çıkıp orada sırık gibi dikilmelerinden nefret ederim.
Хоть я его и ненавижу сейчас, костюм просто потрясный.
Benim bu adamdan nefret ettiğim kadar sen de bu giysiyi seviyor olmalısın.
Просто Убери ее. Я ненавижу такие штуковины.
Böyle şeylerden nefret ederim.
Просто ненавижу я это.
Bundan çok nefret ediyorum.
Просто стала тем, кого ненавижу :
Kendimden nefret ettiğim için ilişkiyi öldürdüm.
Я просто... ненавижу мякоть.
Ben sadece... Parçacıklardan nefret ediyorum.
Ну, просто... Ненавижу такие ситуации.
Durum şu ki, nefret ettiğim durumlardan biri oldu.
Я просто ненавижу себя! И всё, что я делаю!
- Yaptığım her şeyden nefret ediyorum.
Это просто я все еще такая дерганая, и я ненавижу быть дерганной, но я полагаю именно из-за этого ты здесь.
Sadece hala çok gerginim, bu kadar gergin olmaktan nefret ediyorum.
Я просто хочу сказать, что не злюсь и уж, конечно, не ненавижу тебя.
- Sadece sana karşı sinirli olmadığımı söylemek istiyorum. - Ve senden kesinlikle nefret etmiyorum.
Половину времени я его просто ненавижу.
Saçmalama.
Просто заебись как ненавижу тебя не ненавидеть.
Senden nefret edememekten nefret ediyorum.
Даг, я просто не могу описать, как я ненавижу подделки.
Taklitlerden ne çok nefret ettiğimi sana anlatamam, Doug.
Ладно, ладно, ненавижу себя за то, что останавливаю девичью драку, давайте просто...
Tamam, tamam. Kız kavgasını durdurduğum için kendimden neferet ediyorum, hadi...
Обычно я ненавижу стихи... но мы учили эту поэму на уроке английского... и я решил выучить её наизусть... ну, просто когда мне будет скучно.
Çoğu zaman, şiirden nefret ediyorum. Bu yeni şiiri ingilizce öğreniyoruz ve hepsini ezberlemeye karar verdim. Bilirsin, sadece sıkıldığım zaman.
О, нет, она... - Просто я ненавижу свидания вслепую.
Yok canım...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]