English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bir sorunumuz var

Bir sorunumuz var traducir inglés

4,234 traducción paralela
Tamam, küçük bir sorunumuz var.
Okay, so, uh, we got a little bit of a problem.
Güzel. Ama bundan daha büyük bir sorunumuz var.
But we've got a bigger problem.
Bir sorunumuz var.
We have a problem.
Callen, Sam, bir sorunumuz var.
Callen, Sam, we have a situation.
Bir sorunumuz var.
Oh! We have a problem.
- Bir sorunumuz var.
- I've got a situation.
Imm, bir sorunumuz var.
Um, we got a problem.
Burada bir sorunumuz var gibi görünüyor.
Looks like we got a problem here.
Alo Anthony. Durum ne? Bir sorunumuz var.
Hello.
- Evet, bir sorunumuz var.
Yeah, we have a situation.
Sanırım bir sorunumuz var.
I think we have a situation here.
Rifkin ile ilgili bir sorunumuz var.
We have a problem with Rifkin.
Ciddi bir sorunumuz var.
We have a serious problem.
10-24, bir sorunumuz var.
10-24, we have a situation.
Louis, bir sorunumuz var.
Well, schmuck me. Louis, we have a problem.
Bir sorunumuz var.
We got a problem.
Bir sorunumuz var.
We have a situation.
- Sanırım ciddi bir sorunumuz var.
- I think we're in serious trouble. [soldiers approaching]
Küçük bir sorunumuz var.
Uh, small problem here.
Başka bir sorunumuz var.
We have another problem, here...
- Efendim, bir sorunumuz var.
Uh, sir, we have a situation over here.
Anlaşılan günlük atışmanızdan daha büyük bir sorunumuz var.
Sounds like you've got a bigger problem than your daily feud.
Oliver ile bir sorunumuz var da...
Um, well, Oliver and I kind of have a... situation.
Başka bir sorunumuz var. Frank Bertinelli'nin tutuklanmasıyla birlikte She-Ro'nun şehre dönmesi an meselesi. Evet, biliyorum.
We have another problem.
Yeni, büyük bir sorunumuz var.
Oh, we have a new, big problem.
Her ne kadar Wall'a onun hakkında ne düşündüğümüzü göstermek istesem de tik, tik bum gibi ufak bir sorunumuz var!
As much as I'd love to show the Wall what we think of her, there's just that little matter of tick, tick, boom!
Bir sorunumuz var.
Slight problem.
Jimmy, bir sorunumuz var.
Jimmy, we got a problem.
Bir sorunumuz var ve sen, bize yardım edebileceğini düşündüğüm tek kişisin.
We have a problem And you're the only one I could think of who could help us.
Sanırım bir sorunumuz var.
I think we have a problem.
Çözmesi bir asır sürecek bir sorunumuz var.
It's a problem we were supposed to have a hundred years to fix.
- Bir sorunumuz var, John.
We've got a problem here, John.
Finch bir sorunumuz var.
Finch, we have a problem.
Yeni bir sorunumuz var, efendim.
We have a new problem, sir.
Eğer kendi Diwali ışığımız evden uzaklaşıp başkalarını aydınlatıyorsa o zaman bir sorunumuz var demektir!
When your own sparkler shies away from home, and shines for others then we've got a problem!
Bu harika, ama bir sorunumuz var Reddington sadece Elizabeth Keen ile konuşuyor.
That's great, but we have a thing here. Reddington only talks with Elizabeth Keen.
Af edersiniz ama bir sorunumuz var.
I apologize, gentlemen. But we've got a problem.
Kurşunlu benzin yüzünden oluyor. Bu durumda bir sorunumuz var demektir Pat çünkü para da aynı yerden geliyor.
Well, then we've got a problem, Pat, because that's the same place the money comes from.
Görünüşe göre ilgilenecek başka bir sorunumuz var.
And it appears we have another matter to attend to.
( İç çeker ) Bir sorunumuz var.
( sighs ) We have a problem.
Patron, daha büyük bir sorunumuz var.
Boss, we got a bigger problem.
Daha büyük bir sorunumuz var.
We have a bigger problem.
- Peki, o zaman bir sorunumuz var.
- Well, then we have a problem.
Beckett, bir sorunumuz var.
Yo, Beckett, we got a problem.
Hey. Burada bir sorunumuz mu var acaba Gordon?
We got a problem here, Gordon?
- Bir sorunumuz var.
We have a situation.
Bir sorunumuz var.
We've got a problem.
- Bir sorunumuz mu var?
- Do we have a problem?
Benim bir sorunum var. Abed'in sorunumuz olmayışını sorun edişinden hiç hoşlanmadım.
I don't like Abed's problem with our lack of problems.
- kızlar odasında başka bir kılm sorunumuz var.
We got another pube situation, in the women's locker room.
Bir sorunumuz var.
DB... I need to talk to you about that Merchiston car wreck. We got a problem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]